Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Sever ile faaliyete geçmelerinin üzerinden iki yıl geçen Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun bu iki yılda neler yaptıklarını, neleri yapmadıklarını, başvuruları ve raporlarını konuştuk.
Sever ile Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’ndan Osman İşçi, İnsan Hakları Araştırmaları Ağı’nın düzenlediği Türkiye’nin İnsan Hakları Gündemi Konferansı'nın Kurumlar ve İnsan Hakları başlıklı konferansında da “İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu: Devlet Aklı mı, İnsan Hakları mı?” başlıklı bir sunum yaptı.
Sever, iki kurumla ilgili yaptığı incelemeyi ve çıkan sonuçları şöyle anlattı:
İnsan Hakları Kurumu’dan bilgi ve veri yok
“Her iki kurumda faaliyete başlayalı yaklaşık iki yıl oldu. Kamu Denetçiliği Kurumu kurumsallaşmasını daha çok tamamlamış gibi görünüyor.
İnsan Hakları Kurumu henüz sadece dört rapor yayınladı toplamda. Bu dört rapor uluslararası standartlara uygun.
Ancak bireysel başvurularda ne gibi kararlar aldıklarına dairse hiçbir veri yok. Dolayısıyla kurumun nasıl işlediğini bilmiyoruz. İnsan Hakları Kurumu’nın kurumsal işleyişine dair de bilgimiz yok.
İnsan Hakları Kurumu, Meclis’e sunmak ve ayrıca yayınlamak zorunda olduğu yıllık faaliyet raporlarını da ne Meclis’e sundu ne yayınladı.”
Uluslararası değerlendirme
“İki kurum da henüz BM Paris İlkelerine uygunluk bakımından değerlendirilmedi.
Ulusal Kurumlar Uluslararası Koordinasyon Komitesi'nin 24 Mayıs 2014 tarihini kapsayan bilgide iki kurumunun statüsü de yer almıyor.
Ayrıca, kurumun 16-20 Mart 2015 tarihlerinde Cenevre’de yapılacak toplantısında değerlendirilecek ülkeler arasında Türkiye yer almıyor.”
Gezi raporları |
"Karşılaştırma yapmak açısından, her iki kurumun da yayınladığı Gezi raporu var. Kamu Denetçiliği Kurumu'nın raporunda şöyle değerlendirmeler var: '...ve böylece hükümeti devirmeye çalıştıkları müteaddit ses ve görüntü kayıtları ile tespit edilmiştir. Gösterici kimliği altında toplumu terörize eden, hukuka ve vicdana son derece muhalif şiddet ve suç işleyen bu kişiler toplumun vicdanında her zaman kınanmaya mahkûmdur.' Gezi'yle ilgili tavsiye kararında ise 'yaşam hakkı, ifade özgürlüğü ve işkence yasağından' bahsedilmiyor. Raporda devlet aklının yansıması var, hak ihlallerinden çok, 'Gezi direnişi nedir, kimler katılmıştır' yönünde değerlendirmeler var. Yapması gereken denetimin dışında bir denetim yapmış gibi görünüyor. Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun raporunda da şöyle ifadeler var: '...gerçek dışı bilgilerin kolaylıkla dolaşıma sokulduğu ve bu bilgilerle kitlelerin farklı yönlere sevk edildiğine tanık olunmuştur...' Kamu Denetçiliği Kurumu'nun tüm bunlara karşın daha umut vaat edici olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de insan hakkı ihlalleri toplumca kanıksanmıştır, bu çok önemli bir sorun. Kamu Denetçiliği Kurumu'nun hak ihlallerinde görünmez olanı görünür kılmak gibi bir işleve sahip olabilir. Hak ihlallerinin başvurular yoluyla tartışılıyor olması bile tek başına önemli." |
Kobane için ses yok
“İki kurum da 6-7 Ekim tarihlerindeki Kobane gösterilerine ilişkin herhangi bir çalışma yürütmedi.
Bu durumun temeli, KDK’nın işlem ve inceleme yapılmayacak kategorilerinde geçen ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, hakkında yapılan şikâyetler Kurumun görev alanı dışındadır’ ifadesinde yer alıyor. Bu ifade militarist devlet aklını yansıtıyor.”
"Öğretmen istiyorum" diye başvurdu |
Sever, Kamu Denetçiliği Kurumu'na yapılan başvurulardan şu örnekleri verdi: * Bir otizmli öğrenci güzel sanatlar sınavına başvuruyor, ardından da Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuruyor ve "Bu sınav bana uygun yapılmadığı için başarılı olamadım" diyor. kdy başvurusunu kabul ediyor ve sonunda verdiği tavsiye kararında da bunun ayrımcılık olduğunu, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ifade ediyor. Okul idaresi tavsiye kararına uymayınca öğrenci idare mahkemesine dava açıp kazanıyor. Mahkemenin Kamu Denetçiliği Kurumu'nun tavsiye kararını dikkate aldığını düşünüyoruz. Bu belki de bu konuda bir ayrımcılık vakasına ait ilk karar olabilir. * Müslüman olmayan öğrenciler de muaf oldukları din derslerinden sınavda soru sorulması üzerine Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurdu. Kamu Denetçiliği Kurumu bu konuda da hak ihlali kararı verdi. * Sürekli öğretmeni değişen ve sık sık öğretmensiz kalan bir ilköğretim öğrencisi eğitim hakkının ihlal edildiğini söyleyerek, "Öğretmen istiyorum" diyerek Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurdu. Kamu Denetçiliği Kurumu'dan öğretmen atanması gerektiğine dair tavsiye kararı çıktı. * Sabıka kaydından silinmesine rağmen adli sicil kaydının Genel Bilgi Tarama'da (GBT) görünmeye devam etmesiyle ilgili yapılan ihlal başvurusu da kabul ediliyor ve tavsiye kararında ihlal olduğu ifade ediliyor. |
Bağımsızlık ve hak örgütleri
“Her iki kurum da gerçekten bağımsız mı? Özellikle İnsan Hakları Kurumu’nun şekli anlamda çok sorunu var bu konuyla ilgili. Atamalarda yedi üye bakanlar kurulu tarafından yapılıyor.
Üye profiline de baktığımızda insan hakları alanında çalışmış olma kriterine bakıldığını söylemek güç. Kaldı ki insan hakları örgütlerinin karar alma süreçlerine dahli çok önemlidir.
Her iki kurum da katılımcı, çoğulcu, hak örgütleriyle bağlantıda bir yapıda değil.”
En çok başvuru “sosyal güvenlik” için
“Kamu Denetçiliği Kurumu’na yapılan başvurularda bizim insan hakları gündemimizle örtüşmüyor. Daha çok sosyal güvenlik, TOKİ, parasal haklarla ilgili başvurular yapılıyor. İdari bir mekanizma olarak görülüyor.
Bu da bir gösterge. Kurumların nasıl algılandığında ilişkin bir veri sunuyor. İnsan hakları kurumundan çok toplumda “Başbakanlık teftiş kurulu” gibi bir algı var.
Gezi gibi bir olay yaşandı, binlerce insan hakkı ihlali oldu, hiç kimse bu iki kurumdan bahsetmedi. Bu da önemli bir gösterge.” (AS)
Rakamlarla Kamu Denetçiliği Kurumu |
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun 2013 faaliyet raporuna göre kuruma toplam 7 bin 638 şikayet başvurusu yapıldı, bunlardan 6 bin 97'si sonuçlandırıldı. Başvurulara yüzde 35 oranında "İncelenemezlik Kararı", yüzde 37 oranında geri gönderme kararı verildi. Başvuruların yüzde 5,9'u geçersiz sayıldı. İnceleme ve araştırma sonucunda şikayetin yerinde olduğu kanaatine varılması halinde tavsiye kararı, şikayetin yerinde olmadığı kanaatine varıldığında ret kararı veriliyor. 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle, 64 "Tavsiye Kararı", 37 "Ret Kararı", 11 "Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararı" verildi. Karar Türleri/Sayı Gönderme Kararı: 2155 (%37) İncelenemezlik Kararı: 2240 (%35) Başvurunun Geçersiz Sayılması: 329 (%5,9) Karar verilmesine Yer Olmadığına İlişkin Karar: 307 (%5,3) Birleştirme Kararı: 522 (%7,1) Mahalli İdarelere İlişkin Başvurular: 432 (%7,9) Tavsiye Kararı: 64 (%1) Ret Kararı: 37 (%0,6) Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararı: 11 (%0,2) Toplam: 6097 (%100) |