Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin 26 Mart 1994’te Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait F-16’lar ile bombalanması ve 38 kişinin öldürülmesiyle ilgili soruşturma dosyasını inceleyen Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, olayın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava açılmamasına kararı verdi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, savcılığın “kovuşturmaya yer yok” kararını bianet’e yorumladı:
“Bu karar, devletin yurttaşlarına ve bireylere karşı hukuki ve ahlaki sorumluluğunun ihlalidir. Çoğu çocuk ve kadın 38 kişinin bombalanarak öldürüldüğü olayla ilgili, 20 yıl boyunca gerekli ve yeterli soruşturma yapılmadı, faillerin kimlikleri bile tespit edilmedi, tespit edilenler hakkında da gerekli işlem yapılmadı.”
Savcılık: “20 yıldır işlem yapılmadı”
Avukat Elçi, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın gerekçesini de aktardı:
“Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, olay tarihini de kapsayan, 2005 yılı öncesinde geçerli olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102. maddesinde zamanaşımı süresinin müebbet ağır hapis cezasını gerektiren suçlar yönünden 20 yıl olarak düzenlenmesine atıf yaptı.”
“Savcılık ayrıca, olayın Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait savaş uçaklarının sivilleri kasten bombalaması sonucunda gerçekleştiğini gösteren hiçbir delil bulunmadığını ileri sürdü ve bu nedenle kasten öldürme suçundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Askeri savcılık, “26 Mart 2014’te “kasten öldürme” suçu yönünden dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, 20 yıllık sürede zamanaşımını kesecek herhangi bir usul işleminin de gerçekleşmediğini” belirtti.
“Dosyada yeterli delil yok”
Askeri savcılık ellerine ulaşan dosyanın da eksik olduğunu ifade etti:
“19 yıl 1 ay geçtikten sonra Askeri Savcılığımıza intikal eden soruşturma dosyasında mevcut bilgi ve belgeler ile Askeri Savcılığımızca kısa bir süre içerisinde dosyaya dahil edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde maddi olayın ve muhtemel sorumluların tüm gerçekliliği ile ortaya konulmadığı, mevcut deliller ile kamu davası açılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki muhtemel oluşacak suçlar yönünden dava zamanaşımı değerlendirmesi yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
AİHM kararına da aykırı
Avukat Elçi askeri savcılığın kararına itiraz edeceklerini belirtti. İtiraz dilekçesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) olayla ilgili verdiği karara da atıf yapılacak.
AİHM 12 Kasım 2013’teki kararıyla Türkiye’yi “köy bombalamak” suçundan mahkum etmişti. Karara göre Türkiye 38 başvurucuya toplam 2 milyon 305 bin Euro manevi, 5 bin 700 Euro maddi tazminat ödemeye mahkum oldu.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “yaşam hakkını ihlali” düzenleyen 2. maddesinden suçlu bulundu. Ayrıca yine bu maddeden, “etkin soruşturma yapılmadığı” gerekçesiyle de suçlu bulundu.
Mahkeme ayrıca, uçuş kayıtlarını “bizde mevcut değil” diyerek vermediği ve mahkemeye eksik belge teslim ettiği için de Türkiye’yi 38. maddeden suçlu buldu.
Avukat Elçi, savcılığın bu kararla AİHS’in de ihlal edildiğini söyledi:
“AİHM kararında sadece tazminat yok, mağduriyetin nasıl giderileceği de belirtiliyor. Kararda, ‘Faillerin kimlik tespiti ve yargı önüne çıkmasıyla mağduriyetin giderilmesi mümkün olur’ deniyor. Bu takipsizlik kararı, AİHM kararının da uygulanmayacağı anlamına geliyor. Bu da sözleşmenin ayrıca ihlalidir.”
“İnsanlık suçunda zamanaşımı olmaz”
Avukat Tahir Elçi, olay 2005 öncesi gerçekleşse bile TCK’nın 77. maddesi uyarınca insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının işlemediğini, bunun AİHM kararlarıyla da kabul edildiğini açıkladı.
Ne olmuştu?
Geçen yıl Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından raftan indirilen dosya ile ilgili kurumlara yazı yazılmış, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, bombalamanın olduğu gün ve saatte bölgede herhangi bir uçağın uçmadığını bildirmişti.
Ancak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, savcıya detaylı bilgi ve belgeler göndermişti.
Belgede, "1994 yılında Şırnak ili batısı ile Kuzeybatısı 10 NM’de (18.55 kilometre) Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından iki uçuş icra edildiği tespit edilmiştir” denilerek bombardıman kabul edilmişti.
Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı da şüpheliler arasında emekli General Hasan Kundakçı'nın bulunması nedeniyle yetkisizlik kararı vererek, dosyayı 24 Mart’ta Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdi. (AS)
* Click here to read the article in English.