Nobel ödüllü Uluslararası Kara Mayınlarını Yasaklama Kampanyası'nın (ICBL) yetkilisi Stuart Casey-Maslen, ICL bünyesindeki Kara Mayınları İzleme Projesi'nin koordinatörü ve yıllık raporunun nihai editörü. Türkiye'nin kara mayınlarını temizleme ve stoktaki mayınları imha etme yükümlülükleriyle ilgili durumunu da yakından izleyen bir uzman.
Casey-Maslen, kara mayınlarının ve patlamamış mühimmatın temizlenmesi, temizlenen arazinin devredilmesiyle ilgili bianet'in sorularını yanıtladı.
Temizliğin çoğunu uzman uluslararası STK'ler yapıyor
Mayın temizliğinde şirketler tek seçenek değil. Temizliğin çoğunu, bu konuda uzman uluslararası sivil toplum örgütleri (STK) yapıyor. İkinci sırada ülkelerin orduları geliyor. Üçüncü sırada da ticari şirketler var. Nikaragua, Yemen, Ruanda gibi bazı ülkeler yalnızca kendi ordularını kullanarak bu işi yaptı; ancak sonuçları farklı farklı oldu.
NAMSA'nın uzmanlığı temizlik değil
NATO örgütü NAMSA'nın uzmanlığı mayın temizliğinden çok mayın stoklarının ve patlamamış mühimmatın imhası. NAMSA, temizleme işinin ihalesini, yüklenilmesini düzenleyebiliyor, ama normalde temizliği kendisi yapmıyor.
Afganistan, Angola, Azerbaycan, Kamboçya, Hırvatistan, Irak ve Laos gibi mayından en çok etkilenen ülkeler, temizliği STK'ler ve şirketler üzerinden yaptılar.
Arazinin devri
Temizlenen arazi sahiplerine ve o araziyi kullananlara devredilmeli. Bu sürecin iki yönü var: Birincisi yasa ve prosedürler. Yani sorumluluğun devrinin düzenlenmesi. İkincisi de güven inşası. Bu bölgede yaşayan insanlara arazinin gerçekten patlayıcılardan arındırıldığının gösterilmesi demek.
Sınır geçidi açılırsa, işaretler net olmalı
Arazinin temizliğinden sonra yapılacaklar o arazinin tamamen askeri mi olduğuna yoksa sivillerin tarafından kullanılıp kullanılmayacağına bağlı. Anladığım kadarıyla, bu bölgede sınır geçitleri olacak. Bu, nerenin güvenli olup nerenin olmadığını net bir şekilde gösteren işaretlerin olması anlamına geliyor.
Türkiye ayrıntılı bilgi vermeli
Türkiye nerenin mayınla kirlenmiş nerenin temizlenmiş olduğunu, temizliğin standartları ve kalite yönetiminin ayrıntıları da dahil olmak üzere, daha iyi raporlamalı. Bu konuların raporlanmasında Türkiye zayıf kalıyor. Örneğin İran sınırı.
AKP denetimsiz ihaleyle şirkete vermek niyetinde
Hükümetin Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesini sağlamak üzere Meclis'e getirdiği yasa tasarısı, temizlik ve imha karşılığı, arazinin tarım amaçlı kullanılmak üzere, en çok 44 yıllığına temizleyecek kuruma verilmesini öngörüyor. Uluslararası STK'ler, NAMSA ya da BM organları gibi kuruluşlar tarım yapmayacağına göre, bu, arazinin şirketlere verilmesi demek.
Bu arazide sahiplik iddiasında olan köylüler de var. Ayrıca mayın mağdurları da bu topraklardan yararlanmak istiyor.
Tasarı aynı zamanda ihalenin ihale kanunları dışında yapılmasını öngörüyor. Bu, şeffaflığın olmaması yönündeki eleştirileri kuvvetlendiriyor.
Tasarı yasalaşırsa, yüklenici işi 5 yıl içinde bitirmek zorunda. Bu, Ottawa Sözleşmesi'ne göre, Türkiye'nin mayınları temizlemedeki son tarihi olan 2014'e denk geliyor. (TK)