İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Diyarbakır Tabip Odası, Mardin'deki Bilge (Zanqirt) köyünde üçü hamile 44 kişinin öldürülmesiyle ilgili raporunda, "Çelebi ailesinin ve bağlantısı olduğu sivil/resmi kişilerin banka hesap hareketleri incelenmeli. JİTEM'le korucular arasındaki karanlık ilişkiler açığa çıkarılmalı" diyor.
Bunun dayanağı, heyetin görüştüğü tanıkların, korucuların zenginleşmesinin askerlerin bilgisi dışında gerçekleşemeyeceğine dair iddialar.
JİTEM kol geziyor: Adını vermek istemeyen bir tanık "JİTEM burada kol geziyor. Uyuşturucu, petrol, kadastro, koruculuk, kadın ticareti olayın arka planı olabilir" diyor.
"Bu rant askersiz elde edilmez"
Petrol kaçakçılığı: Başka bir tanık Çelebi ailesinin köyün topraklarının yüzde 2-5 arasına sahipken 25 yıl içinde köyü terk edenlerden arazilerin tamamını ele geçirdiğini anlatıyor. Bir diğeri, köyün yakınından geçen BOTAŞ petrol hattından kaçakçılık yapıldığını, buradan elde edilen gelirin 100 milyon TL civarında olduğunu anlattıktan sonra şöyle diyor: "Köydeki petrol rantından sadece Çelebi ailesi yararlanmıyor. Başka kişi ve kesimlerde bu rantın içindedir. Petrol kaçakçılığını yapanlar, bunlardan satın alan bağlantıları Mardin ve Kızıltepe'dedir. Bu rantın içinde Jandarma istihbaratı, askerler de var. Petrol rantının elde edildiği bölgeye sivil giremiyor. Bu yer korucuların nöbet tuttuğu bir yerdir. Ancak bu rant askersiz elde edilmez."
"Amaç köyden kalkmamızdır": Öldürülen taraftan Osman Çelebi şunları söylüyor: "Botaş kuyuları davalarında bu katiller ve biz karşı karşıyaydık. Bunlar bir başçavuşla anlaşmışlar ve işlerini yaptılar. Burada 4 tane balık tesisi vardır. 1 tanesi onlara aittir. Diğerleri bizim ailemize aittir. 1 tanesi benimdir. Tek amaçları köyün hakimiyetini ele geçirmekti. Kardeşim, muhtar ve korucu başıdır. Amaçları bu duruma son vermek olabilir. Düğün onlar için fırsat olmuştur. Amaçları köyden kalkmamızdır."
"Kadastroya gittim, dövdüler": Köyü 1993'te korucu olmadığı için terk etmek zorunda kalan Adil Başar, kadastro işlemleri başladıktan sonra köye gittiğini, ama Çelebi ailesinden üç kişinin kendisini dövdüğünü, 15 gün hastanede yattığını Kasım 2008'de İHD Mardin Şubesi'ne başvurusunda anlatıyor; "Bu korucular kadastro esnasında arazilerimizi kendi adlarına yazmak istiyorlar" diyor.
"PKK'nin üstüne atmaya çalıştılar": Öldürülen taraftan Cengiz Çelebi'yse "Daha önce bunlarla bir husumetimiz yoktu. Ancak seçimden sonra normalde silahlı gezmeyen bu kişiler silahla köyün içinde gezmeye başlamışlardı. Bu arada hayvanlarını da alışılmışın dışında ellerinden çıkararak satıyorlardı. Seçimden sonra alabalık tesislerinde sürekli toplantı yapıyorlardı" diyor. Sonra "Bu olayı PKK'nin üstüne atmayı düşünerek bizi katletmeye çalıştılar. Ancak herkesi öldüremeyince gerçek ortaya çıktı" diye ekliyor. Mazıdağ Belediye Başkanı Hasip Aktaş da "PKK'nin 1 Haziran 2009 tarihine kadar ilan ettiği çatışmasızlığı sabote etmek üzere organize edildiğini düşünüyorum" diyor. (TK)