* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul'a su sağlayan Kırklareli'ndeki Pabuçdere ve Kazandere barajları kuraklık nedeniyle kuruma noktasına geldi.
Sonbahar aylarının büyük oranda yağışsız geçmesi nedeniyle barajlardaki su seviyesi günden güne azaldı.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, nisan ayında yüzde 80,82 olarak zirve yapan 10 barajın doluluk oranı mayıs ayından itibaren kademeli olarak düşmeye başladı.
İstanbul'a su sağlayan baraj ve göletler 868 milyon 68 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 358 milyon 35 bin metreküp ölçüldü.
En önemli barajlarda su kıtlığı yaşanıyor
AA'nın haberine göre, su seviyesi en çok azalan barajların başında Kırklareli'nin Karadeniz sahiline yakın bölgesinde yer alan Pabuçdere ve Kazandere geldi. Kazandere Barajı'nda nisanda yüzde 76,1 seviyesinde olan doluluk oranı yüzde 4,91'e, Papuçdere'de ise 76,22'den yüzde 2,74'e geriledi.
58 milyon 5 bin metreküp su toplama kapasitesine sahip, ormanlık alanda bulunan Pabuçdere ile 17 milyon 42 bin metreküp kapasiteli Kazandere barajlarının sadece en derin bölgesinde az miktarda su kaldı.
Her iki barajda da suyun çekilmesi nedeniyle kum adacıkları ve çatlaklar oluştu. Kazandere Barajı'nın bir bölümünde yabani otların yeşerdiği görüldü.
Pabuçdere'de bugün itibarıyla 1 milyon 600 bin, Kazandere'de ise 860 bin metreküp su olduğu kayıtlara geçti.
Barajlarda güncel durum
İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranları Elmalı'da yüzde 50,94, Terkos'da yüzde 40,83, Darlık'ta yüzde 33,82, Büyükçekmece'de yüzde 40,24, Ömerli'de yüzde 68,73, Sazlıdere'de yüzde 20,86, Alibey'de yüzde 18,94 ve Istrancalar'da yüzde 27,67 oldu.
Tek sebep kuraklık değil
İklim krizi kaynaklı yaşanan aşırı hava olaylarının bir sonucu olan kuraklık Türkiye’nin barajlarındaki su seviyesini etkileyen tek sorun değil.
TIKLAYIN - WMO: Aşırı hava olayları "yeni normal" oldu
İstanbul’da kentin su ihtiyacı kent havzalarından karşılanması gerekirken mevcut havzalar yapılaşmaya açıldığı için kent, komşu illerin su kaynaklarına muhtaç edilmiş durumda. Örneğin mega proje Kanal İstanbul projesi ile mevcut bazı barajlar yok edilirken Yeni Şehir Rezerv Alanı projesi ile de su toplama havzaları yapılaşmaya açıldı.
Öte yandan orman ekosistemleri su döngüsünün çok önemli parçaları. Ancak İstanbul’da orman ekosistemleri üzerinde köprü, kanal, yol, maden projeleriyle yaşanan tahribat, betonlaşma gibi faktörler de İstanbul’un su sıkıntısını çok ciddi anlamda arttıran unsurlar arasında yer alıyor.
Türkiye "su sıkıntısı çeken" bir ülke
Türkiye, sanılanın aksine su zengini bir ülke değil, hatta tam tersine yılda kişi başına düşen bin 519 m3'lük su miktarı ile “su sıkıntısı çeken” bir ülke konumunda.
Ayrıca, Türkiye nüfusunun 2030’da 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının bin 120 m3'e gerileyeceği öngörülüyor. Bu öngörüler, Türkiye’nin “su fakiri” olma yolunda ilerlediğine işaret ediyor.
2021 su/tarım yılına ilişkin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından hazırlanan “2020-2021 Su Yılı 12 Aylık Alansal Kümülatif Yağış Raporu”na göre, 2021 su/tarım yılı yağışları, normal değerlerin ve geçen yıl aynı dönem yağışlarının altında gerçekleşti.
Yağışlarda uzun yıllar verilerine göre, belirlenen normale kıyasla yüzde 19, 2020 su/tarım yılı yağışlarına göre yüzde 16 azalma yaşandı. Metrekareye düşen yağış miktarı da 465,5 milimetre olarak gerçekleşti. Uzun yıllar ortalamasına göre normal değeri 574 milimetre olan yağışlar, geçen yıl 552,6 milimetre olmuştu.
Durum dünya açısından da parlak değil. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Ekim ayında yayımladığı bir raporda iklim krizinin küresel çapta su krizine neden olacağının bir kez daha altını çizerek 2050’ye kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının su sorunu yaşayacağını kaydetmişti.
2018’de dünya çapında 3 milyar 600 milyon kişinin yılın en az bir ayı su kaynaklarına erişimde sıkıntı yaşadığını duyuran örgüte göre, bu sayı 2050’ye kadar 5 milyarı aşacak.
(TP)
* Barajlardaki güncel durumu takip etmek için tıklayın