Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinden en fazla etkilenen 11 ilde yayın yapan yerel basın kuruluşları, aradan geçen altı aylık süreçte yaralarını sarmaya çalışıyor.
Adıyaman’da yayın yapan Mercan TV onlardan bir tanesi. Stüdyolarını 20 metrekarelik bir çadıra sığdırmışlar.
Deprem ve sonrasında patlayan bir su borusunun stüdyolarını basmasıyla çoğu ekipmanlarını kaybetmişler. Ancak buna rağmen depremin dördüncü gününden beri yayınlarını sürdürüyorlar.
TIKLAYIN - Dosya: 6 Şubat 6 Ay
Televizyon kanalının sahibi ve Adıyaman Faal Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan kentte 13 gazetecinin hayatını kaybettiği bilgisini vererek başlıyor söze. Ayrıca 5 çalışma arkadaşını kaybetmiş.
İbrahim Aslan, Adıyaman’da günlük çıkan üç gazetenin de 15 Haziran itibariyle yayınlarına tekrar başladığını aktarıyor. Ancak sorunların tam anlamıyla çözülemediğini de ekliyor. Aslan, yaşadıklarını anlatıyor:
Depremin ardından Vali Mahmut Çuhadar ve Bakanlar Mehmet Muş ile ve Adil Karaismailoğlu’ndan konteyner istedik. Ancak kimse yardımcı olmadı. Biz de Kahta’dan bir arkadaştan çadır rica ettik.
Çadırı da Tarım Kredi Kooperatifi’nin bahçesine kurduk. Boştu ve oradan metro internet geçiyordu. Kurduğumuz alanın onlara ait olduğunu da bilmiyorduk.
Depremin dördüncü günüydü. Yayını çadırda açtık, halen de çadırda devam ediyoruz. Diğer yandan binanın tamiratına başladık. Bir 15 güne bitirir, geçeriz. Ama depremin ilk günündeki sıkıntılarımız aynen devam ediyor.
Aslan, "Devlet kurumları bu süreçte yanınızda oldu mu, destek verdi mi?" sorusuna "Hayır. Devletin hiçbir yardımı olmadı. Biz sadece emanet konteyner istedik. Çadırda yayın açarken de gazeteyi çıkarırken de devletten hiçbir talepte bulunmadık. Cihaz da dahil hiçbir şey istemedik. Sadece bir konteyner istedik. Onu da vermediler" diye cevap veriyor.
Ancak Aslan daha sonra Adıyaman Valiliği'nin bir basın sitesi kurduğunu ve basın kuruluşlarına burada konteyner tahsis ettiğini, kendilerinin de bu teklifi reddettiğini ekliyor.
Fotoğraf: Canan Kaya / Twitter |
"Stüdyoyu su bastı, tüm cihazlarımız gitti"
İbrahim Aslan, bir televizyon kanalı için ortalama 300 ila 700 metrekarelik alan lazım olduğunu söylüyor.
Çadırların ve konteynerlerin 20 metrekare olduğunu anlatarak “Lavabosu yok, banyosu yok, ısıtması, soğutması yok. Normal eşya olarak sadece dizgicilerin kalabileceği büyüklükte yerler” diyor ve ekliyor:
Biz çadırdan yayın yaparak 20 metrekarede bu işi yapabileceğimizi gördük. Ama tabii ki ışık sistemidir, diğer sistemlerdir hiçbirini kuramadık. Deprem sonrası stüdyomuzu su basınca tüm cihazlarımız gitti. Mersin'de de stüdyomuz vardı. Oranın cihazlarını getirerek ilk yayını açtık.
İlerleyen süreçte çadırın yanına bir konteyner aldık. Ana kumanda yayın odasını oraya taşıdık. O günkü şartlarda yapabileceğimiz oydu. Deprem bölgesinde yayını açabilen o süreçteki tek kanal bizdik.
"Dayanışmayla ayağa kalktık"
Çadır ve konteynerlerin kışın soğuk, yazın da içinde durulmayacak kadar sıcak olduğu söyleyen Aslan, “memleketin sorunlarını gündeme getirmek için" hepsine katlandıklarını anlatıyor.
Adıyaman’da yayın yapan Yeniyol Gazetesi'nin de aynı grup içinde yer aldığını ifade eden Aslan, gazeteyi de Mersin'den hazırlatıp çıkarttıklarını söylüyor:
Tüm sorunlara katlanmak zorundaydık. Sonuçta Adıyamanlıydık. Adıyaman'daki tek televizyon kanalı bizdik. Adıyaman’ın sorunlarını anlatmak istiyorduk. Adıyaman'ın sorununu gündeme getirmek için tüm imkanları seferber ettik.
Dayanışmayla ayağa kalktık. Mesela ana haber yayınımız belli bir süre Karabük’teki bir kanal tarafından seslendirilip gönderildi. Haber merkezi üç ay boyunca Mersin’den yönetildi. Süreci bu şekil götürmeye çalıştık. Götürdük de.
Fotoğraf: Mahmut Bozarslan / VOA |
"Unutulduk"
Aslan deprem sonrası olan yardımlaşma ve gündemden eser kalmadığını düşünüyor. “Her yerde unutuldu” diyor:
Siyasiler de unuttu, iktidar da unuttu, muhalefet de unuttu. Depremin ilk zamanları gelip poz verenlerin hiçbiri yok şu an burada. Enkazların halen yüzde 50’si duruyor. Yani yıkıyorlar, kaldırıyorlar. O süreçler devam ediyor.
Depremi sadece yaşayanlar biliyor. Tek dileğim depremin sürecinde özellikle siyasilerin yaptığı şovların şov olarak kalmaması. Sorunların giderilmesi için özellikle muhalefetin bunları gündeme getirmesi gerekiyor. Muhalefet dahil hiç kimse şu anda bununla ilgilenmiyor. İnsanlar kendileriyle baş başa kaldılar.”
6 Şubat depremlerinde Adıyaman'da hayatını kaybeden gazeteciler |
Yunus Emre Doğan, Kemal Öner, Hidayet Özdemir, Ruhi Akan, Burak Alkuş, Aynur Göksu, Fatih Bayın, Mehmet Ünsal, Yaşar Hamurcu, Zübeyir Pektaş ve Muhammed Akan |
(HA)