Haberin İngilizcesi için tıklayın
Tarihler 1 Haziran 2022’ydi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde yine Gezi vardı. Gezi’de direnenlere terörist deyip sonrasında şöyle konuşmuştu:
“Eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük.”
Erdoğan halka yönelik “geri zekalı, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, ahlaksız, haysiyet celladı, kan emici…” gibi hakaretlerine “çürük, ve sürtük” ile yenilerini eklemişti.
En çok tepkiyi de kadınlar gösterdi. Hatta suç duyurusunda da bulundular. Onlardan birkaçı Ayşe Sevtap Uzun, Berrin Küçüktabak, Funda Fener ve Yonca Alemdar'ındı. Ancak Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı Kasım’ın sonunda dört kadının suç duyurusu için “soruşturmaya yer yok” kararı verdi.
Bunu da “şikayet konusu fiilin suç oluşturmaması” diye gerekçelendirdi. Dosyayı kapattı.
Erdoğan'ın kapatılan dosyası Kahvecioğlu'na açıldı
Erdoğan’ın ‘sürtük’ sözü ve savcılıkların ‘soruşturmaya yer yok kararı’ hafızalardaki tazeliğini korurken Ankara’da yaşayan görsel tasarım sanatçısı Berkay Kahvecioğlu’nun kapısı çaldı. Gelen iki polis memuruydu. Kahvecioğlu’na Erdoğan’ın ‘sürtük’ sözünü cumhurbaşkanının portresiyle birlikte resmettiği için hakkında şikayet olduğunu ve karakolda ifade vermesi gerektiğini söylediler.
Kahvecioğlu paylaşımının altına “Sürtüğe bak TC etiketiyle her yerde çıktı! Albüme Youtube’dan ulaşabilirsiniz” diye yazmıştı. Kahvecioğlu hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaretten (TCK 299)’ soruşturma başlatılmıştı. Kahvecioğlu ifadesinin ardından serbest kaldı ancak ilerleyen süreçte evine gelen tebligatla soruşturmanın davaya dönüştüğü haberini aldı. İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir’di.
Cihangir, Kahvecioğlu’nun “sövmek suretiyle müştekinin (Erdoğan’ın) şeref, onur ve saygınlığını rencide ederek cumhurbaşkanına hakarette bulunduğunu” iddia ediyordu.
Kahvecioğlu hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası isteyen savcı Cihangir ayrıca suçun alenen işlendiğini belirterek cezanın altıda bir oranında arttırılmasını talep ediyordu.
Kahvecioğlu şimdi seçimden iki gün sonra (16 Mayıs) görülecek olan davanın ilk duruşmasını bekliyor. Duruşmayı beklerken de korkmadığını, ceza alsa dahi üretmeye devam edeceğini söylüyor:
Devlet Su İşleri'nden Devlet Suç İşler'e
Hacettepe'de heykel okurken Kızılay'dan Beytepe'ye uzun bir yol vardı. Otobüsle gelip giderken bakanlıkların, bir sürü devlet kurumunun önünden geçiyordum. Camdan dışarı bakıyorsun, her yerde tabelalar, yüksek binalar ama gökyüzünü göremiyorsun. Bir işgal var. Hepsi de yasal. İlk yol üzerindeki tabelalarla oynayarak başladım. Devlet Su İşleri oldu Devlet Suç İşleri… Sonra da devam etti.
Genel olarak sokakta, etrafımda gördüğüm şeyleri değiştirip bir şeyler yapıyorum. İçeriden değil dışarıdan beslenen biriyim. Dışarıyı içeri alıp ufak müdahalelerle geri yerine koyuyorum.
Ama tek bir şeyle sınırlı değil. Bu bazen bir söz oluyor, gördüğüm bir afiş oluyor, tabela oluyor. Sınırı, planı, programı, önceden bir eskizi yok aslında yaptığım işlerin. Hepsi bir deneme, yanılma, anlık refleksler şeklinde… Elime aldığım şeyleri biraz kurcalıyor, biraz bozuyorum. Meraklı, yaramaz bir çocuk gibi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘sürtük’ çıkışı olunca bendeki etkisi de dava açtıkları söz konusu görsel oldu. Sosyal medyada bir albüm kapağı yapayım dedim kendisine. Bugünün rapçileri gibi. CİMER’den şikayet edilmiş yaptığım çalışma. İki polis geldi, ifadeye çağırdı. Gittim ancak polisler de anlamamış zaten ne olduğunu. İncelikten o kadar yoksun bir şey ki. Ortada Erdoğan’ın ettiği bir hakaret ve bunun üzerinden bir portre çevirimi var. Hedef gösterilmekten ziyade hedef gösteren olarak orada duruyor Erdoğan. Sonuç olarak birileri ‘Gel’ diyor, ‘Seni yargılayacağım’.
Bununla uğraşmak bile çok komik geliyor açıkçası bana. Ama davaya rağmen kısıtlanmış hissetmiyorum. Kamçılıyor demek daha doğru. Çünkü devam ediyorum yaptığım şeye. Nerede olursam olayım çevremdeki şeylerle ilgilenip bir şeyler üretiyorum.
"Suç olarak görmüyorum"
Hapse bile girsem böyle. Bir endişe ya da korkum yok. Hep yapacak bir şey bulurum. Daha ziyade vakit kaybettiriyor bütün olanlar. Daha önce İzinsiz yargılandı. Geçen hafta ‘Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde. Oy verirken aklında bulunsun’ çıkartmaları nedeniyle Mahir Akkoyun gözaltına alındı.
Türkiye’nin gerçeklikleri bunlar. Ben bir şey değiştireceğimi düşünmüyorum. Ama yine de baskıyı kabul edip etmemekle alakalı her şey. Herkes yapmak istediğini özgürce yapmaya devam etmeli. Bütün bunlar sanatın güçlü ve korktukları bir şey olduğunu gösteriyor bize.
Sanatın etkisine inanıyorum, onlar da inanıyor belli ki. Çok büyük bir korkuları var ve o korku anlık müdahalelere dönüşüyor; kontrolsüzce. Herhangi bir felakette ya da toplumu ilgilendiren bir olayda yanımızda göremediğimiz devlet konu kendisi olunca hemen karşında, orada olabiliyor. Polisin anında karşında bitmesi gibi.
Ben bunu çok garip buluyorum. Bu konular hiç değişmiyor niyeyse. Sonuç olarak ben yaptığımı yapmaya devam edeceğim. Çünkü yaptığım şeyi bir suç olarak görmüyorum.
TIKLAYIN - BİA MANİFEST: TCK 299 Kaldırılmalı
Türkiye'de Cumhurbaşkanına hakaret yargılamalarıErdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiği 2014’ten 2020’ye kadar olan süreçte Türkiye'de 160 binden fazla kişiye Cumhurbaşkanına hakaret soruşturması açıldı. 35 binden fazla soruşturma kamu davasına döndü. Açılan davalarda 38 binden fazla kişi ve binden fazla çocuk yargılandı. Dava sayısı Erdoğan'ın ilk 4 yıllık görev süresinde Abdullah Gül dönemine göre 19,5 kat ve yüzde 2 bin 52 artış gösterdi. Açılan davalarda 12 bin 881 kişi mahkum edildi. 3 bin 625 kişiye hapis cezası verildi. Hapis cezaları verilenler arasında 10 da çocuk bulunuyor. Sadece 2021'de 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla 33 bin 973 soruşturma açıldı. 12 bin 667 dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıktı. 9 bin 168 kamu davası açıldı. 11 bin 211 kişi yargılandı. Yargılananlardan 9 bin 695 erkek, 1515’i kadın. 12-14 yaş grubunda 101, 15-17 yaş gurubunda ise 204 çocuk yargılandı. Yargılananlardan 168’i yabancıydı. Yargılamalar sonunda 4 bin 112 kişi mahkum oldu. 12-14 yaş arasındaki 4 çocuk ile 15-17 yaş grubundaki 18 çocuk da mahkumiyet kararı verilenler arasında. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014'ten 1 Ekim 2021'e kadar en az 70 gazeteci de "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edildi. TIKLAYIN - Erdoğan'ın 'yok' dediği davaları Bakanlığın istatistikleri yalanladı |
(HA)