İstanbul Büyükada'da katıldıkları eğitim nedeniyle terör suçlamalarıyla yargılanan 11 hak savunucusunun davası Yargıtay'ın bozma kararının ardından bugün İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmeye başladı.
Duruşmada Günal Kurşun ve Taner Kılıç ile hak savunucularının avukatları hazır bulundu.
Mahkemede Yargıtay'ın bozma ilamına karşı hak savunucularının sözleri soruldu. İlk olarak söz alan Taner Kılıç ilk yargılamada masumiyet karinesinin göz ardı edilerek masumiyetlerini ispatlamak zorunda bırakıldıklarını ve bunu da defalarca ispatladıklarını söyledi. Kılıç, bozma ilamına uyulmasını istedi:
“Bozma kararında, ByLock tespiti ve değerlendirme tutanağının ilgili birimlerden sorulması istenildi. İlki tutuklanmamdan 1 ay sonra olmak üzere 4 ayrı ByLock raporu düzenlendi. Birbirlerini doğrulayan ve tekrar eden. Mahkeme, bu raporlara neden itibar etmediğini gerekçeli kararında dahi yazmadı. Yani bizim daha ne yapmamız gerekiyordu? Neden raporlarımız dikkate alınmadı ve görmezden gelindi anlamış değilim. Aynı görmezden gelme Yargıtay’ın bozma kararında da söz konusu.
“AİHM’in hakkımda vermiş olduğu ihlal kararı, tüm bu yargılama sürecini değerlendiren önemli bir karar oldu. O nedenle mahkemenizin AİHM kararını dikkate almasını talep ediyorum. Yargıtay bozma ilamında ayrıca, terör suçlarıyla ilişkili bilgi havuzundan hakkımda bilgi toplanmasını istedi mahkemeden.
“Altıncı yılını dolduran bir yargılamada hala hakkımda delil toplanmaya çalışılıyor. Toplam 14 buçuk ay hapis yattım. Cezam neredeyse infaz oldu ancak hala şuraya da bakalım buraya da bakalım deniliyor. Mahkemenizden, altı yıllık yargılama sürecinde hakkımdaki deliller neyse ona göre karar vermenizi talep ediyorum.”
Kurşun: Kalın'la aynı sayfada yazıyorduk
Kılıç'ın ardından Günal Kurşun söz aldı. İlk yargılamadaki olgusal ve hukuki tutarsızlıklara dikkat çekti. Kurşun, Yargıtay'ın bozma kararına uyumasını talep etti.
“Toplam 14 buçuk ay hapis yattım. Cezam neredeyse infaz oldu ancak hala şuraya da bakalım buraya da bakalım deniliyor. Mahkemenizden, altı yıllık yargılama sürecinde hakkımdaki deliller neyse ona göre karar vermenizi talep ediyorum.
“İddianameyi hazırlayan savcı, Today’s Zaman gazetesinde yazı yazmayı ‘örgüt üyeliği’ ile ilişkilendirdi. O dönem, şu an Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan İbrahim Kalın ile aynı sayfada yazıyorduk.
“Son 20 yıllık bütün eylem ve işlemlerimiz didik didik edilmiş. KHK’lı olduğum gerekçesiyle avukatlık yapamıyorum. Akademisyenlik yapamıyorum. Yani bize ‘öl’ diyorlar. Geliyoruz gidiyoruz bu yargılama devam ediyor. Hepimiz hakkında beraat talep ediyorum.“
Kurşundan sonra söz alan sanık avukatları da Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasını talep etti. Mütalaası sorulan duruşma savcısı da sanık ve avukatlar gibi Yargıtay kararına uyulmasını istedi. Savcı, mahkeme tevsii tahkikat yönünde karar verirse bunun için süre talep etti.
Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verdi. Kurşun yönünden dosyanın tefrik edilmesi talebini reddeden mahkeme, Kılıç hakkında bilirkişi raporu alınmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 6 Haziran saat 14:00’da.
Büyükada hak savunucuları davasıİstanbul Büyükada'da "insan hakları savunucularının korunması dijital güvenliği" konulu bir atölye çalışması için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz 2017'de otele düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. 18 Temmuz'da İnsan hakları savunucuları İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), Özlem Dalkıran (Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla tutuklandı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Yurttaşlık Derneği) ise savcının itirazı üzerine 23 Temmuz'da tutuklandı. 25 Temmuz'da Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada iki gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianameye Haziran 2017'den beri tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kılıç da "şüpheli" olarak eklendi. Cumhuriyet savcısı Can Tuncay'ın hazırladığı iddianamede hak savunucularının üye oldukları iddia edilen örgütler "FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C" olarak sıralandı. TIKLAYIN - Büyükada İddianamesinde Hangi "Deliller" Yer Aldı? Hak savunucuları, 25 Ekim 2017'de ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Günal Kurşun, İlknur Üstün, İdil Eser, Nalan Erkem, Peter Steudtner, Özlem Dalkıran, Ali Garawi ve Veli Acu'nun tahliyesine karar verdi. Ayrıca Özlem Dalkıran ve Veli Acu hakkında yurtdışına çıkış yasağı koydu. Tutuksuz sanıklar Şeyhmus Özbekli ve Nejat Taştan hakkında 25 Temmuz 2017'de verilen adli kontrol kararı ise kaldırıldı. Mahkeme dosyaya sonradan "şüpheli" olarak eklenen Taner Kılıç hakkında "terörizmin finansmanı ve casusluk" iddiasıyla tutuklu bulunduğu, İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosyanın Büyükada davasıyla birleştirilmesine de karar verdi. TIKLAYIN - Sekiz Hak Savunucusu Hakkında Tahliye Kararı Taner Kılıç hakkında 15 Ağustos 2018 günü tahliye kararı verildi. Son duruşması 19 Şubat 2020'de görülen Büyükada davası, savunmalara devam edilmesi için 3 Nisan 2020'ye bırakılmış, ancak koronavirüs salgını nedeniyle davanın karar duruşması 3 Temmuz 2020'ye ertelenmişti. 3 Temmuz'daki son duruşmada, Taner Kılıç'a 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran'a 1 yıl 13 ay hapis cezası verildi. Dosya Yargıtay'a gitti. Yargıtay 22 Kasım 2022'de Taner Kılıç ile ilgili "örgüt üyeliği" suçlamasıyla verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını "eksik araştırma" nedeniyle, diğer sanıklar Günal Kuşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkındaki mahkumiyeti de "kanuna aykırılık" nedeniyle bozdu. |
TIKLAYIN - AYM'den Özlem Dalkıran için Büyükada davasında "haksız tutukluluk" kararı
(HA)