Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Soruşturma savcısı değişti. Polis dijital dökümleri göndermedi. Savcı iddianame hazırlamadı. Arkadaşlarımız neyle suçlandıklarını dahi bilmeden hapishanede beş ay geçirdiler.”
…diye anlatıyor Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu Diyarbakır’da tutuklu 16 gazetecinin yaşadıkları.
Yarın (16 Kasım) 16 gazetecinin tutuklanışının tam beşinci ayı. 153 gündür cezaevinde olan gazetecilerin yaşadıkları tam da Müftüoğlu’nun anlattığı gibi. İddianamesiz ve suçlama olmadan geçen beş ay.
Müftüoğlu’na göre yaşananlar, gazeteciler 8 Haziran’da gözaltına alındıklarında ve 16 Haziran’da tutuklandıklarında iktidara yakın medya üzerinden servis edilen haber ve açıklamalara oranla tezat bir durum.
“O dönem tutuklamaların çok büyük, çok sansasyonel olduğu algısı yaratıldı” diyor Müftüoğlu.
Gazetecilere bu kadar büyük bir operasyon yapan iktidarın beş ay bir gibi bir süre geçmesine rağmen onlara tek bir suçlama yöneltmemesini garip buluyor. “Avukatlarımız savcıyla görüştüğünde iddianamenin ne zaman hazırlanacağına dair net bir şey bile söylemiyor” diye de ekliyor:
"İddianame bilinçli olarak bekletiliyor"
“Bu durum bize şunu gösteriyor. Arkadaşlarımız gazetecilik faaliyetlerinden dolayı alındı ve çalışmaların önüne geçmek için böylesi bir operasyon yapıldı. Aksi halde bu kadar ön hazırlığı yapılan operasyona, gazetecileri kriminalize eden açıklamalara rağmen beş ayda iddianame hazırlanmaması mümkün değil.
“Diyarbakır, İstanbul'a oranla iş yoğunluğunun ve yargı yükünün daha düşük olduğu bir şehir. Bilinçli bekletme durumu var. Savcı soruşturmanın devam ettiğini, dijital materyallerin dökümünü beklediğini, bu yüzden iddianameyi hazırlayamadığını söylüyor.
“Kaldı ki soruşturmayı başlatan savcı Bismil'den getirilmişti. Tutuklamaların ardından İzmir'e atandı. Ardından buradan başka bir savcı dosyada görevlendirildi.
“Düşünün savcı beş ay gibi bir süre geçmiş ve hala dijital dökümlerin kendisine ulaşmadığını söylüyor. Yani dijital dökümler savcılığa emniyet tarafından hala gönderilmemiş.
“Arama işini yapan da dijital dokümanlara el koyan da emniyet. Emniyet belki de kasıtlı olarak bu cihazların dökümünü yapmayıp süreyi uzatıyor. Arkadaşlarımız bilinçli olarak cezalandırılıyor.”
Adliye önünde eylem yapacaklar
Müftüoğlu, yarın (16 Kasım) Diyarbakır Adliyesi önünde saat 13.00’da tutuklu meslektaşları için bir eylem yapacaklarının bilgisini de verdi.
Müftüoğlu “Arkadaşlarımıza yönelik bu tutuklama işkencesinin sona erdirilmesi talebiyle bir açıklama yapacağız” diye konuştu.
“Arkadaşlarımızın ya serbest bırakılması ya da savcıya iddianameyi hazırlaması için çağrı yapacağız” diyen Müftüoğlu “Bu sürecin bir an önce sonlandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?8 Haziran 2022'de Diyarbakır'da evleri ve çalıştıkları kurumlar basılarak 20'si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. İki defa gözaltı süreleri uzatılan 22 kişi, bundan 8 gün sonra 15 Haziran'da sabah saatlerinde adliyeye çıkarıldı. Savcılık işlemleri 16 Haziran'a sarkan gazetecilerden 16'sı sabaha doğru saat 03.00 civarında "örgüte üye olmak" iddiasıyla tutuklanarak Diyarbakır D Tipi ve Kadın Kapalı cezaevlerine gönderildi. Gazetecilere savcılık sorgularında yaptıkları programlar, sundukları haberler, haber kaynakları ile telefon görüşmeleri soruldu. Suç delili olarak gazetecilerin evlerinde ve çalıştıkları kurumlarda bulunan bilgisayar, kamera, fotoğraf makinası, ses ve ışık sistemleri, montaj-kurgu bilgisayarlarındaki hard diskler, kitap, gazete arşivleri, Türkiye'de yayınlanan dergiler gösterildi. Tutuklanan gazetecilerin isimleri şöyle: Aziz Oruç, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Mehmet Ali Ertaş, Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken ve Mazlum Güler. |
TIKLAYIN - 16 gazetecinin tutukluluğunda ikinci ay: İddianame yok, gizlilik kararı var
TIKLAYIN - İstanbul'dan Diyarbakır'a gazeteci dayanışması
(HA)