Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP ve MHP (Cumhur İttifakı’nın) “dezenformasyon yasası” olarak adlandırdığı, kamuoyunda ise “sansür yasası” olarak bilinen 40 maddelik kanun teklifi Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Sansür Yasasına karşı kamuoyu büyük bir tepki gösterirken, bu tepki Meclis’deki muhalefet kanadında da bulunuyordu.
TIKLAYIN-TCK'ye 'dezenformasyon suçu' ekleyen düzenleme Meclis'ten geçti
Muhalefet kanadının, AKP ve MHP iktidarına yönelik tepkilerine yanıt veren AKP’li Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, Sansür Yasasının 29’uncu maddesini ABD’li yetkililerle konuştuğunu söyleyerek mecliste şu konuşmayı yaptı “Biz, Meclis kapanmadan önceki dönemde, bu konuya ilgi duyan Amerikalı ilgililerle bu yasayı ve özellikle 29’uncu maddeyi konuştuk. Amerikan Büyükelçiliği Başmüşaviri, Uluslararası Politikalar Şefi… Onlar bizimle bu yasayı görüşmek istediler” diye konuştu.
Yıldız: Ülkeyi terk etmeyeceğim
Öte yandan Sansür Yasası’na yönelik tepkilerini bianet’e anlatan dokuz gazetecinin ortak sesi “Korkmuyoruz, yazmaya devam edeceğiz” oldu.
Gazeteci Ezgi Yıldız Sansür Yasası’nın, kendisinin halkı korku ve paniğe sevk eden bir yasa olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Sadece gazetecilik ve meslek gruplarımızın zarar gördüğünü düşünmüyor, bizim kamu için yaptığımız haberler şu an kamunun paylaşımı ve beğenisine kapatılır hale getiriliyor.
"Çünkü kendileri de tehdit altında oluyor” dedi. Yıldız, Sansür Yasası ile birlikte yerel basın ve internet gazeteciğinin büyük bir sekteye uğrayacağını ifade ederek bu doğrultuda da işsizliğin artacağını ve meslekten kopuşların yaşanacağını dile getirdi. Yıldız, “Bireylerin, keyfi yaklaşımlarına açık olacak bu yasayı, basına ve basın özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe olarak görüyorum. Türkiye’yi dünya sıralamasında en altlara iten bir süreçten geçiyoruz.
"Bu yasayla birlikte basın özgürlüğü endeksinde Türkiye son sırayı görecek. Bizler bu mesleği yaparken korkmuyoruz. Onlar sus dedikçe, biz daha çok konuşup daha çok yazacağız. Bu yasa hiçbir şekilde beni kaygılandırmıyor. Mesleğimi sonuna kadar yapacağım, hiçbir şekilde ülkemi terk etmeyeceğim. Sonuna kadar mesleğimi yapacağım."
Can: Gelecek açısından sakıncalı buluyorum
Gazeteci Tugay Can, sosyal medya alanının hem Türkiye hem de dünya açısından yeni olduğunu bu alanla ilgili bir düzenleme getirilmesi gerektiğini ancak sunulan yasanın; iktidarın, 'hakikati de ben kontrol edeceğim' inadından başka bir şey olmadığını söyledi.
Can, şöyle dedi:
“Kamuoyunun ağzına dezenformasyon yasası olarak pelesenk olan düzenlemenin gazetecilerin hali hazırda dar olan alanlarını kısıtlamakla kalmadığını aynı zamanda yurttaşların da ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini vurguladı. Can, “Türkiye gibi problemlerini konuşmadığı için çözemeyen bir toplum için bu durumu oldukça tehlikeli ve gelecek açısından sakıncalı buluyorum.”
Omaklılar: Susmayacağız susmak yok
Evrensel Gazetesi muhabiri Dilek Omaklılar, Tek adam yönetiminin gerçekte dezenformasyon yapanları hedefe almadığını, iktidarın istemediğini konuşan yoksulluğu, yolsuzlukları dile getiren, gerçekleri yazan gazetecileri, bilim insanlarını, sosyal medya üzerinden paylaşım yapan emekçileri, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren en insani talepleri için direnen işçileri baskı altına almaya çalıştığını belirtti.
Omaklılar, şöyle dedi:
“Ancak yasaklar hiç konuşulmayacak, yoksulluk, açlık hiç dile getirilmeyecek sanmasınlar. Evrensel olarak bu zamana kadar birçok yasakla karşı karşıya kaldık.
"Basın İlan Kurumunun ilan yasaklarından birçok davaya kadar… Ancak bizler halkın haber alma hakkından asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Susturma, karartma, hapsetme yasasına karşı gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.
"Ancak sadece gazetecilerin değil işçi ve emekçilerin, sendikaların, emek ve demokrasi güçlerinin de daha çok yer aldığı, birleşik bir mücadeleyi örerek sesimizi yükseltmeliyiz. Susmayacağız, susmak yok”
Güney: Gerçekler karanlıkta kalmayacak
29 Madde’nin, iktidarın kendi çıkarları için kullanacağı bir madde olduğunun altını çizen Mezopotamya Ajansı muhabiri Tolga Güney, ülkede yaşanan ekolojik yıkımları örnek göstererek Sansür Yasasını anlattı.
Güney, şöyle dedi: “Mesela bir iktidara yakınsın ve Rize’nin İkizdere ilçesinde UNESCO’nun dünyada 353 vadi arasında mutlaka korunması gereken 53’üncü vadi saydığı Eşkencedere’de katliam yapmak istiyorsun. Ama hiçbir yurttaş ya da gazeteci bu katliam devlete göre ‘yasal’ olduğu için bunu kimseye duyuramayacak.
"Çünkü Cengiz isimli bir şirket yasalara arkasını dayayarak istediği vadiden taş çıkarıp istediği sahili taşla doldurabilecek. Bu yasaya karşı çıkmamız da ki en büyük karşı neden belki de buradan gelmeli. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de ekolojik talan yaşanırken bu talanı birilerinin çıkarı için haber yapamamak bu mesleğin etiğine uymaz.
"Biz bu etiği savunduğumuz, insanlığın yok edilmemesi ve doğanın talan edilmemesi için bu mesleği yapmayı vicdani ve mesleki olarak zorunlu görüyoruz. Karadeniz’de yapılan HES’lerden kaynaklı her sene tüm sahil hattında seller yaşanır, insanlar ölürken biz bunun sebebinin HES’ler olduğunu yazamayacağız.
"Çünkü sermaye bunu istemeyecek. Bildiğimiz gerçeklere ket vuran bu yasalara karşı çıkacağız. Dünyanın yok oluşa gittiği, eko sistemin yok olduğu bu dünyada İkizdere, Cizre ve Milaslılar için bu mesleği yapmak zorundayız. Ve ne kadar ceza verirlerse versinler. Gerçekler hiçbir zaman karanlıkta kalmayacak.”
Sezer: Susmak yok diyoruz
AKP ve MHP blokunun seçimler yaklaşırken ¨dezenformasyonla mücadele¨ adı altında Meclis’e getirdiği ve kahkahalar atarak geçirdiği Sansür Yasası’nın asıl amacının halkın haber alma ve haber olma hakkının önüne geçmek olduğunu söyleyen İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni İzel Sezer, şunları söyledi:
“Artık adına ¨yasa¨ dedikleri bu Saray fermanıyla birlikte iktidar, hoşuna gitmeyen şeyler söyleyen herkesi ¨halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu¨ adı altında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkûm edebilecek. Ayrıca maddeleri tek tek incelediğimizde yasayla birlikte basın kuruluşlarının üstündeki baskının da daha da artacağını görüyoruz.
"İktidarın yapmak istediğinin aksine şunun altını çizmek istiyorum; asla ¨Sansür Yasası çıktı, mahvolduk¨ gibi bir düşüncede değiliz. Talimatla parmak indirip kaldırarak gazetecilikten suç çıkarabileceğini, gazetecilerin ve halkın sesini kısabileceğini düşünenler şunu iyi bilmeli: Gerekirse dumanla haberleşeceğiz ama halka karşı işlenen tüm suçları haykırmaya, gerçeklerin peşinden koşmaya ve hepsini tek tek yazmaya devam edeceğiz. Biz milyonlarız ve milyonlarca insanı tıkabilecekleri hapishaneler yok. O yüzden susmak yok diyoruz, buradayız.”
Çaklı: Yazmaya devam
Post-Truht çağda gerçeğin yerine yalanın ikame edilmesini pratikte deneyimlendiğini belirten Gazeteci Osman Çaklı, şöyle dedi:
“Ana akım olarak bilinen gazete ve yayın kuruluşlarının gerçeği nasıl iktidar lehine büktüğünü, kamuyu yanılttığını her gün her saat yaşıyoruz. İktidarın yasayı bir sopa olarak kullanacağını öngörmek hayalcilik olmaz.
"Gerçekle ilişkisi kalmamış, her tarafından irin fışkıran iktidar, kamunun da gerçekle ilişkisini kesmeye oldukça hevesli. Sanayi devrimi sonrası sesini duyurmak için duvarları gazeteye çeviren işçilerden bugüne ifade özgürlüğünün kısıtlanması ya da suç sayılması hakikati yok edemedi. Bu garabet karşısında kollarımızı bağlayıp oturacak değiliz. Yazmaya, anlatmaya, kaydetmeye devam edeceğiz.”
Aydın: Mızrak çuvala sığmıyor
Sansür Yasasına ilişkin açıklamalarda bulunan Jin News muhabiri Melike Aydın, şöyle dedi:
“İşleyeceğiniz şeyin suç olduğunu biliyorsanız onu görünmez kılmak için önlemler alırsınız; eğer basına yönelik bir saldırı varsa orada halka karşı çok ciddi suçlar işlenecek demektir.
"Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyorsa, başta kadınlar ve Kürtler olmak üzere halkın tamamına karşı yapılan savaş saklanamıyorsa, daha sert uygulamalar başlayacak demektir.
"İktidar, kurguladığı doğruya herkesi inandırabilmek için gerçeği gösteren parmakları kırmak isteyecektir. İşte bu yasa bu kurgunun hem koruma kalkanıdır, hem de iktidarın hakikate çevireceği silahtır. Kısacası hakikati söyleyenler hedefte, ama asıl hedef halkın ta kendisidir."
Kolbaşı: Cevabı mücadele ederek verebiliriz
Son olarak Sol TV ve Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı temsilcisi Etkin Kolbaşı şöyle dedi:
“Önümüzdeki günlerde Türkiye seçim atmosferine doğru gitmektedir ve seçim döneminde bu yasa iktidar için çok kullanışlı olacaktır. Yalan haber kılıfına giydirilmiş baskılayıcı yasa teklifini mecliste onaylayanlara soruyoruz:
"Kendi yalan haberlerinizle de mücadele edebilecek misiniz? Emekçilerin üzerinden yalan haberlerle asalakça para kazananları da yargılayabilecek misiniz? İletişim emekçileri, yasa teklifinin getireceği tüm zorlamaları dayanışmayla ve mücadeleyle aşmasını bilecektir.
"Buradan hem muhalif basın kuruluşlarında çalışan meslektaşlarıma birlikte mücadele etme çağrısı yapıyorum. hem de halkımızın sosyal medyada neyi beğenip beğenmeyeceğine neyi paylaşıp paylaşmayacağına karar verebileceğini sanan iktidara gerekli cevabı mücadele ederek verebileceğimizi söylemek istiyorum.”
"Sansür yasasına hayır"Ayrıca gazeteciler Tiritoğlu Meydanı'nda basına açıklama yaptı. "Sansür Yasasıyla birlikte gerçeklerin ortaya saçılmasından rahatsız olanlar, her haberimizin yalan olduğu ileri sürülerek haberlerimiz yayından kaldırılacak ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacağız. "Bu yasa bizi sessiz ve nefessiz bırakmak niyetindedir. Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür düzenlemelerinden biridir. Basını yok etme girişimidir. Seçime sekiz aydan az zaman kalmışken basını tek sesliliğe mahkûm etme ve halkın haber alma hakkını yok eden bu teklifle seçim güvenliği ve demokrasi yok edilmektedir. "Bu nedenle biz basın mensupları, bir kere daha ve daha yüksek sesle, “Basına Sansüre Hayır’” diyoruz. Çünkü biliyoruz ki, ağır çalışma şartlarına, tehdit ve baskılara rağmen kamu görevini yerine getirmeye çalışan basın emekçileri, sansür yasasına sığmaz." |
TIKLAYIN - Dezenformasyon yasası: Teklifin geri çekilmesine dair önergeler reddedildi
TIKLAYIN - Gazeteciler 'dezenformasyon yasasına' neden karşı çıkıyor?
TIKLAYIN - Gazeteciler yasa tasarısına karşı eylemde: Basın tarihinin en ağır sansürü
TIKLAYIN - Ertelendi: 'Sansür yasası' Ekim'deki yeni yasama döneminde görüşül
(ÖK/EMK)