Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
1602 gündür Silivri Cezaevinde tutulan Osman Kavala’yla birlikte Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi gibi isimlerin yargılandığı Gezi Davasında sona gelindi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Osman Kavala SEGBİS aracılığıyla katıldı. Diğer sanıklar da salonda hazır bulundu.
Duruşmayı 200’e yakın kişi takip etti. Takip edenler arasında milletvekilleri, konsolosluk temsilcileri, STK’ler ve gazeteciler bulunuyor.
Yargılanan hak savunucular bu duruşmada 4 Mart’ta Savcı Edip Şahiner’in ceza istediği mütalaaya karşı savunma yaptı.
Savunmalar öncesinde Can Atalay söz alarak usule ilişkin beyanda bulunmak istedi. Bu sırada hakimle ufak bir tartışma yaşandı. Atalay usule ilişkin eksiklikler giderilmeden esas hakkında savunma alınamayacağını söyledi. “Biz ısrar etmeseydik heyetiniz bozmaya ilişkin beyanımızı bile almayacaktınız. Bozmaya ilişkin beyanlarımızı ısrarla 'savunma' diyerek aldınız” dedi.
Atalay sonrasında şöyle devam etti:
“Bir düğmeye basıldı, Gezi davası bozuldu. Bir düğmeye basıldı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi kendi dosyasında bulunmayan, Gezi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Çarşı davasını bozdu. 30. ACM alelacele dosyayı size gönderdi. Bir üyenizin şerhiyle dosyalar birleştirildi, bir düğmeye basıldı, esas hakkında mütalaa açıklandı. İstinaf kararı gerekleri yerine getirilmeden nasıl hükme gidiyorsunuz? Yargıtay 16. Ceza Dairesinin bozma kararı ne oldu?
Biz nereye gitsek peşimizden gelen savcı Edip Şahiner ve temsil ettiği siyasi kadro bu sefer çok daha ince çalışmış, iddianamenin ve ilk esas hakkında mütaalanın yüklerinden kendilerini kurtarmaya çalışırken tarafımızca suçüstü yakalanmıştır.”
Atalay “Biz kendimizi değil Gezi’yi savunduk. Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz” diye de ekledi.
Bayraktar: Karara gitmek doğru değil
Atalay’ın ardından konuşan Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar’sa “30 Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen sanık ifadelerini tekrar ettirdiniz, başka hiçbir şey yapmadınız, işin esasına girmediniz” dedi.
Mahkemenin doğrudan karara gitme amacında olduğunu belirten Bayraktar “Müvekkilim usul hükümleri karşısında yalpalayan bir mahkeme karşısında 4 yıldan fazladır tutuklu. Hiçbir davada olmayan bir şeyle karşı karşıyayız. Savcılık olmasına rağmen bakanlar bu davaya müdahil oluyor. 700 kişi müştekiyiz diyor, bunların biri dahi mahkemeye getirilmiyor. Durum buyken karara gitmek doğru değil.” diye konuştu.
Pekin: Bir tek delil konuşulmadı
Köksal Bayraktar'ın ardından Ali Hakan Altınay'ın avukatı Tora Pekin söz aldı. Pekin dosyaya getirilen ve tartışılan hiçbir delil olmadığını söyledi. Delillerin toplanması talebinin de reddedildiğini hatırlattı.
Sonrasında ise mahkeme heyetine “Bir tek delilin konuşulmadığı dosyada karara gidilmesi hakkında ne düşünürsünüz?” diye sordu.
İşler: İsim var dinlenen yok
Daha sonra söz alan avukat Evren İşler’se "Tapelerle ilgili çözülmemiş devasa sorunlar var" diyerek dinleme kararlarının dosyada olmadığını söyledi.
Bu nedenle de iddianameye konu tapelerin hukuki olarak yeniden değerlendirilemeyeceğini ifade etti.
İşler ayrıca Savcı Edip Şahiner’in verdiği mütalaada çok sayıda kişinin isminin geçtiğini, isimlerin ne sanık ne de taraf olduğunu söyledi. “Bu kişileri tanık olarak dinlemek zorundasınız” dedi.
Sönmez: Belgeseli niçin çekmediğini nereden biliyorsunuz
Söz alan Çiğdem Mater'in avukatı Hürrem Sönmez de “Müvekkilim ile ilgili ‘Gezi kalkışmasının başarısız olması sonucu belgeselin yarım kaldığı anlaşılmıştır’ denilmiş. Ben avukatı olarak neden çekmediğini bilmiyorum. Siz nereden anladınız?” dedi.
Hukukla bağlı bağımsız mahkemelerin yargılama yapacağına hala inandıklarını belirten Sönmez, “Müvekkilin ‘Ermenistan Erivan film festivaline götürülen ve hükümeti yıkmak için çektiği’ iddia edilen videonun ne olduğunun tespit edilmesini ve iddia makamının iddiasını somutlaştırmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Savcı Kavala için tutukluluk devam etsin dedi
Ardından taleplerle ilgili görüşü sorulan duruşma savcısı Edip Şahiner savunmalar için süre taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi. Osman Kavala’nın da tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Kavala: Hukuk dışı
Ardından söz hakkı verilen Osman Kavala da şöyle konuştu:
“Beraat ettikten ve tahliye kararı verildikten sonra iki ayrı suçtan tutuklandım. Barkey ile görüşmelerle ilgili herhangi bir somut bilgi ve belge de konmadı dosyaya. Bu görüşmeler sadece birbirine yakın baz istasyonundan gelen sinyale dayanıyordu.
“Casusluk suçundan tutuklanmış olduğumun hukuksuz olduğu aleni hale gelmiştir. Özellikle ‘casusluk’ suçlamasına dair ne ortada temin edilmiş bir bilgi var, ne de iddia makamı bu bilginin ne olduğunun araştırılmasına dair bir çaba.
“Casusluk suçlamasının kurucu unsurunun var olmadığını, bu husus var olmadan böyle bir suçlama yapılması tamamen hukuk dışıdır.”
Kavala’nın avukatı Tolga Aytöre “2 yıldır casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluğun devamını istiyorsunuz. Bu suçlama hiçbir suçun unsuru olamaz. Bu yargılama siyasi baskı altında yapıldığı için güvenmiyoruz. Siyasi bir coşkuyla yazılmış bir mütalaa bu. Bu iddianame ve mütalaanın ayak izlerine basmayın, aldatılıyoruz. Bu çok uzun sürmez, hukuktan uzaklaşanların çok da uzağa gidemediğini gördük. Karar, takdir heyetinizin" dedi.
Ara kararda değişen bir şey yok
Mahkeme heyeti taleplerin ve beyanların alınmasının ardından duruşmaya ara verdi. Aradan sonra da ara kararını açıkladı.
Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, tevsi tahkikat talepleri de reddetti. Esas hakkında savunma yapmaları için hak savunucularına ve avukatlara "son kez süre veren” mahkeme, bir sonraki duruşmanın 22 Nisan’da yapılmasına karar verdi.
(HA)