Fotoğraf: Başak Akbulut Yazar / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile tutuklanan gazeteci, yazar Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılması için çağrı yaptı.
Kabaş’ın bakanlar ve AKP’li siyasilerce hedef gösterilmesine ilişkin IPI Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Emre Kızılkaya “Suya sabuna dokunmayan haberler veya rahatsız edici olmayan yorumlar her ülkede yapılabilir. Gelişmiş demokrasilerin ayırt edici özelliği şudur: Bu ülkelerde basın ve ifade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin deyişiyle ‘şoke edici ve huzur kaçırıcı’ haber ve yorumları kapsar. Bu demokrasilerde özellikle kamu yöneticilerinin eleştiriye tahammül sınırlarının daha da geniş olması beklenir” dedi.
“Susturarak demokrasi olmaz” diyen Kızılkaya, “IPI 72 yıldır Türkiye’de siyasetçilerin gazetecileri susturmaya çalıştığı sayısız basın özgürlüğü ihlali kaydetti. Gazeteciler ise susmadı, yılmadı. Kendi koltuğu için demokrasiyi ateşe atmaya kalkan siyasetçilerin hepsi bir gün gitti, yeni yetişen kuşaklarla gazetecilik aşkı bâki kaldı. Önemli olan gazetecilerin dayanışması ve okurlarla izleyicilerin ucuz siyasetin tuzağına düşmeyip nitelikli gazeteciliğin kıymetini bilmesi” ifadelerini kullandı.
Griffen: Cumhurbaşkanına hakaret suçu kaldırılmalı
IPI Direktör Yardımcısı Scott Griffen da Kabaş’ın tutuklanmasını kınadı.
Griffen, “Gazeteciler ve de tüm vatandaşlar eleştirinin içeriği rahatsız veya şoke edici olsa dahi, seçilmiş siyasileri eleştirme hakkına sahiptir. Demokrasinin çalışma şekli budur” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzacısı olarak Türkiye’nin bu gibi yerleşik prensiplere saygı duymakla yükümlü olduğunu hatırlatan Griffen, “Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılmasını ve kendisine yönelik tüm suçlamaların düşürülmesini talep ediyoruz. Ayrıca, Türkiye’yi uluslararası insan haklarına standartlarına uygun biçimde cumhurbaşkanına hakaret suçunu kaldırmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
Griffen şu ifadeleri de ekledi:
“RTÜK’ün TELE1’i cezalandırmak için verdiği karardan da son derece rahatsızız. Bu karar, RTÜK’ün Türkiye’deki bağımsız, eleştirel yayıncılara yönelik orantısız cezalandırma tutumunun da davem ettiğinin bir göstergesidir. RTÜK de ifade özgürlüğü gibi temel haklara saygı göstermeli ve TELE1’e verilen cezaları gecikmeden kaldırmalıdır.”
Hak örgütleri bu konu üzerine temaslarda bulunmuştu
Dünyanın önde gelen gazetecilik örgütleri geçen yıl Ekim ayında IPI liderliğinde bir ortak basın özgürlüğü misyonu düzenlemiş, 6-8 Ekim’de İstanbul ve Ankara’da temaslarda bulunmuştu.
Heyette IPI, ARTICLE 19, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT), PEN International, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ve Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü’nden (SEEMO) temsilciler yer almıştı.
Heyet, tutuklu gazetecilerin yanı sıra, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu’nun (BİK) eleştirel gazeteciliği cezalandıran uygulamalarına, dijital sansüre, merkez medya üstündeki siyasi tahakküme ve yayıncılık sektöründe yaygın otosansüre de dikkat çekmişti.
Ancak girişimlerden bir sonuç çıkmadı. Gazeteciler gözaltına alınmaya, tutuklanmaya, yargılanmaya devam ediyor. RTÜK ve Basın İlan Kurumu da kamu eliyle sansür uyguluyor.
TIKLAYIN - BİA Manifest: TCK 299 Kaldırılmalı
Türkiye'de Cumhurbaşkanına hakaret yargılamalarıErdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiği 2014'ten bu yana Türkiye'de 160 binden fazla kişiye Cumhurbaşkanına hakaret soruşturması açıldı. 35 binden fazla soruşturma kamu davasına döndü. Açılan davalarda 38 binden fazla kişi ve binden fazla çocuk yargılandı. Dava sayısı Erdoğan'ın ilk 4 yıllık görev süresinde Abdullah Gül dönemine göre 19,5 kat ve yüzde 2 bin 52 artış gösterdi. Açılan davalarda 12 bin 881 kişi mahkum edildi. 3 bin 625 kişiye hapis cezası verildi. Hapis cezaları verilenler arasında 10 da çocuk bulunuyor. Sadece 2020'de 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla 45 bin soruşturma başlatıldı ve bu soruşturmalar sonucunda 9 bin 773 kişiye dava açıldı. 10 Ocak'ta yayınlanan ve Ekim-Kasım-Aralık aylarını kapsayan BİA Medya Gözlem raporuna göre sadece bu dönemde 22 gazeteci ve karikatürist bu suçlamayla karşı karşıya kaldı. bianet'in 24 Ocak'ta yayınladığı yıllık Medya Gözlem Raporuna göre ise de Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014'ten 1 Ocak 2022'ye kadar en az 70 gazeteci "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edildi. TIKLAYIN - Haberciden özgürlük mücadelesi, yargıdan umut ışığı |
Cumhurbaşkanına hakaret (TCK 299) TCK’nın 299. maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işleyen kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor. Suçun alenen işlenmesi halinde verilecek ceza altıda bir oranında artırılıyor. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlı. Ancak Adalet Bakanlığı izni tamamen prosedür olarak görülüyor ve raporlara göre hakkında izin verilmeyen kimse olup olmadığı bilinmiyor. |
TIKLAYIN - Erdoğan'ın 'yok' dediği davaları Bakanlığın istatistikleri yalanladı
(HA)