Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bursa Gemlik’teki otomobil yan sanayi fabrikası Yazaki’de çalışırken Haziran 2017’de işten atılan Dilek Gültekin 4 yıllık hukuk mücadelesini kazandı.
Bursa 2. İş Mahkemesi’nin geçtiğimiz yıl Gültekin lehine verdiği kararı istinafa taşıyan Yazaki, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nden (İstinaf) ret yedi. İşten atıldıktan sonra 43 gün boyunca fabrika önünde direnen Gültekin “Gelen destekleri görünce moral anlamında zaten direnişi kazanmıştım. Şimdi hukuki olarak da kazandım” dedi.
Fabrikada 13 ay çalıştıktan sonra işten çıkartılan Gültekin işverenin kendisini performans düşüklüğünü gerekçe göstererek çıkarttığını fakat gerçeğin farklı olduğu mahkeme kararıyla kanıtlandığını söyledi.
"Haksızlıklara sesimi yükseltince işten atıldım"
Fabrikadaki performans baskısına, mobinge ve cinsel tacize karşı ses çıkarttığı, sendikal örgütleme içerisinde olduğu için işten çıkartıldığını söyleyen Gültekin süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Yazaki çok yoğun emek sömürünün olduğu bir yerdi. Fabrikada sistematik bir baskı vardı. Çalışanlar 2 aylık deneme süresi ya da bir yıllık tazminat hakkı dolmadan işten atılıyordu. Daha iyi çalışma şartları için sendikal çalışmalar yürütmeye başladık.
"Hemen ardından bir ustabaşı, hattında çalışan kadınları sürekli sözlü ve fiziki olarak taciz etmeye başladı. Yazaki yönetimi de bu ustabaşını korudu, olayların üstünü örttü. Ustabaşının işten çıkartılması için bir kampanya başlattık.
"Hepsi bir araya geldiği zaman, imza kampanyası başlatmamız son radde oldu. Sesimi yükselttiğim için işe başladıktan 13 ay sonra işten atıldım.
"Direnince fabrika kendine çekidüzen verdi"
"Bu koşullara karşı direnişe başlamak gerektiğini düşündüm. OHAL’e denk geldi süreç. Direnişin ilk günlerinde iki defa gözaltına alındım fakat o dönem çok geniş bir destek gördüm. Türkiye çapında bir destek. Özellikle bölge halkı ve çevre fabrika işçileri her zaman yanımda durdu.
"Fabrika bu süreçte üzerimdeki baskısını daha da artırdı. Gazetelere ilanlar verdiler, fotoğraflarımı çay alanlarına ve yemekhaneye astılar. Fakat direniş ilerledikçe fabrikadaki baskı ve tacizler azaldı, durdu. Kendilerine çekidüzen vermeye başladılar. O günden sonra fabrikadaki çalışma şartları ve haklar iyileştirildi. Bölgede tercih edilen fabrikalar arasına girdi.
"Bana gelen destekle ve fabrikanın kendini iyileştirme emareleri göstermesiyle moral anlamında ben başlattığım direnişi kazanmıştım. Direnişe çıktığım zaman zaten Yazaki’nin beni işe geri almayacağını biliyordum. Tarihinde işten atılan hiçbir işçiyi geri almamışlar. Kimse de hem buna hem de yaşadıkları haksızlıklara bir ses çıkartılmamış bugüne kadar. İnsanlar işten atıldıktan sonra hakkını aramadan yoluna devam etmiş.
Hem direnişi hem mahkemeyi kazandı
"Ben bunun bilincindeydim. Sadece haksızlıklara ses vermek gerektiğini düşündüm. Özellikle OHAL gibi bir dönemde tek bir kadın işçinin direnişe çıkması, sesini çıkarması çok önemliydi. Direniş 43 gün sürdü benim için. Moral olarak bir kazanımla sonuçlanınca direnişi bıraktım, hukuki mücadeleye başladım.
"Açtığım dava geçtiğimiz yıl sonuçlandı. Yerel mahkeme işe iade ve 4+12 ay şekilde sendikal tazminat ödenmesine kadar verdi. Yani mahkeme lehime sonuçlandı. Yazaki yerel mahkemenin kararına itiraz edip istinafa taşıdı dosyayı. İstinaf da yerel mahkemenin kararından bir yıl sonra Yazaki’nin itirazını reddederek kararı kesinleştirdi.
"Geçtiğimiz haftalarda işe iadem için başvuru yaptım. Şimdi fabrikanın kararını bekliyorum.” (HA)