Fotoğraf: yolculukhaber.net
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, katıldığı televizyon programlarındaki ifadeleri nedeniyle Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık hakkında iki ayrı soruşturma açtı.
Soruşturma açılmasına sebep yayınlardan bir tanesi Ahmet Şık’ın Medyascope TV’de Ruşen Çakır’ın konuğu olarak katıldığı program. Programda Çakır, Şık’la Sedat Peker videoları üzerine bir söyleşi gerçekleştirmişti.
Ahmet Şık yayında şöyle konuşmuştu:
"Bana hep ‘Devlete katil demiş adam’ deniyor. Evet, devlet katil kardeşim. Şimdi bana bunu söylediğim için kızanlar, Sedat Peker’in devletin katil olduğunu anlattığı videolarda ‘Aa öyle miymiş’ diyorlar ya da alkışlıyorlar. Evet, Türkiye’nin devleti katildir, bu kadar. Tıpkı dünyanın diğer devletleri gibi. En ileri demokrasilerin örnek alındığı ülkelerin tarihinde de kolonizasyon sürecinden ellerine bulaşmış ve ne kadar yıkasalar da çıkmayacak kan vardır. Bütün devletlerin tarihi kanlıdır. Türkiye bundan azade değil ki.”
Diğer soruşturma açılan yayın ise Şık’ın 31 Mart 2019’daki yerel seçimi öncesi TELE1’de katıldığı ‘Türkiye’nin Seçimi’ programında söyledikleri.
Şık söz konusu yayında ise, “Şunu açıklıkla ifade edeyim mi, eğer AKP, bu iktidar bloğu vatansever ve ben terörist ise, onlar gibi vatansever olmaktansa teröristlerin başımın üzerinde yeri var… O iktidarı zayıflatacak her türlü politika, bu iktidarın köpek dişlerini kıracak, azı dişlerini çekecek her şey meşrudur” demişti.
Söz konusu soruşturmalarla ilgili Ahmet Şık, kişisel sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Ahmet Şık, "Devlet katil sözlerim nedeniyle eleştirileceksem/yargılanacaksam eksik tespit yaptığım için bu olmalı. Çünkü devlet seri cinayetler işleten bir katildir. Hiçbir devlet yoktur ki elinde kan olmasın" dedi.
Savcılık daha önce ifade özgürlüğü demişti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011 yılında bir basın açıklamasında "Katil devlet hesap verecek" sloganı atan 6 kişi hakkında açılan soruşturmada, "AİHM’in içtihatlarında vurgulandığı üzere şiddete başvurmayı cesaretlendirici nitelikte olmayan ya da kişileri silahlı isyana teşvik edici nitelikte olmayan cebir, şiddet içermeyen fiiller, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir" diyerek takipsizlik kararı vermişti. (HA)