Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalar sürüyor.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 117’ıncı duruşmada dönemin İstanbul Emniyet müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Jandarma alay komutanı Ali Öz, İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Mustafa Küçük, Ali Barış Sevindik, Bekir Yokuş savunma yaptı.
Bugün savunma yapması planlanan İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Önder Araz ile İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube müdür yardımcısı olan Ali Poyraz’ın savunmalarının başka bir günde yapmasına karar verildi.
Mahkeme Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Veysal Şahin ve Volkan Şahin’in tutuklanmasına karar verdi.
10.00’da başlaması beklenen duruşma 10.30 sularında başladı. Savcı ve bir üye hakim duruşmaya ilk olarak savunma yapan Celalettin Cerrah’ın beyanının ardından geldi.
Cerrah: Valinin bana bilgi vermesi gerekirdi
Cerrah savunmasında daha önce yaptığı savunmalarda eksiklikler olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“Daha önce, 'F4 raporu gelse gereği yapılırdı' dedim. Trabzon Valisinin bu konuyu İstanbul Valisine aktarması gerekirdi. İstanbul Valisinin de beni araması gerekirdi. Böyle durumlarda İçişleri Bakanlığını da bilgi verilmesi gerekirdi. Ben kendiliğimden gereğini yapabilmem için durumdan haberdar olmam gerekirdi. Görevimde herhangi bir eksiklik yoktur. Bu devlete 47 yıl hizmet ettim. 47 yılda en ufak bir sabıka kaydım yoktur. Beraatımı talep ediyorum.”
Köksal: F4 raporu müvekkilinden bilerek saklandı
Cerrah’ın ardından müdafi avukatı Mehmet Köksal söz aldı. Köksal şöyle konuştu:
“Cerrah’ın tüm önlemleri aldığını savunarak müvekkiline gerekli talimatların verilmediğini, bu nedenle de görevi ihmal suçunun unsurlarının oluşmadığını söyledi. Ancak Hrant Dink’e yapılacak eylemden habersizdir. Böyle bir talimatı kendi başına vermesi mümkün değildir.
“F4 raporunun müvekkilinden bilerek saklandığını ifade eden Köksal, “Somut delil yoktur, iddialar soyuttur. İl emniyet müdürleri kendi başlarına koruma temin edememektir. Fakat Agos önündeki tüm tedbirlerin alınmasını sağlamıştır. Tedbirlerin alındığına dair belgeler dosyada mevcuttur. Kendi yetki alanı içerisindeki tüm tedbirleri aldırmıştır.”
Köksal, esas hakkındaki mütalaaya katılmadıklarını belirterek Cerrah’ın beraatını talep etti.
Küçük'ün savunması
Cerrah’ın ardından Mustafa Küçük mütalaaya karşı savunma yaptı. Küçük, mütalaada bir ankesörlü telefondan aranmasına ilişkin tanık olarak eşi Özden Küçük’ü çağırdı.
Özden Küçük, İstanbul’a tayinleri çıktıktan sonra eşinin kendilerine 2 hat aldığını, sonu 19’la biten hattı eşinin, 20 ile biten olanı kendisinin kullandığını söyledi. Özden küçük “10 yıldan fazladır bu hatları kullanıyoruz. Ben öğretmenim. İsterseniz Milli Eğitim’den sorgulayabilirsiniz. İlgili ankesör araması ise eşimin kız kardeşi tarafından yapıldı” dedi.
Mustafa Küçük ise ilk günden beri aynı ifadeyi verdiğini söyleyerek “2004’te unsur komutanı olarak çalışmaya başladım. 2007’de ise aktif görevden pasif göreve atandım. Bu FETÖ’cüler tarafından yapılmıştır. FETÖ’cülere karşı çalışma yapmış olduğumuz için 26 personel hakkında soruşturma yapıldı. Sürekli bir kumpasın içine çekilmek istendiğimden emekli oldum. Eşime ait telefonun aramalarının FETÖ/PDY’yle alakası yok. Aldığım hatlar hala eşim, kızım ve ben tarafından kullanılmaktadır. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
Küçük’ün avukatı ise FETÖ/PDY iddialarını kabul etmediklerini belirterek “Konuşmaların içeriği örgütsel bir konuşma olmayıp aile için görüşme olduğu ortaya çıkmıştır. Soyut bir iddia olmanın ötesine geçememiştir. Tüm bu nedenlerle isnat edilen tüm suçlardan beraat talep ediyoruz” diye konuştu.
Öz: Yurdışına kaçmak gibi bir amacım yok
Küçük’ün ardından Ali Öz söz aldı. Mahkeme Başkanı Akın Gürlek Ali Öz’e geçtiğimiz duruşmada Emniyet’ten gelen Gürcistan’a kaçma girişiminde bulunduğuna dair gelen yazıya karşı beyanda bulunmasını istedi.
Öz, iddiaları reddederek söz konusu tarihte anne ve babasının yanında Konya’da olduğunu ve böyle bir amacının hiçbir zaman olmadığını söyledi. Öz ayrıca yurtdışından kimseyle görüşmediğini sözlerine ekleyerek “Ben öyle bir arayışa girmedim” dedi.
Daha sonra mütalaaya karşı savunma yapan Öz “Görevim boyunca kanunlar ve yönetmelikler doğrultusunda hareket ettim. 2007’de Hrant Dink’in öldürülmesi üzerine müfettişler inceleme yaptı. Görevi ihmal suçlamasıyla yargılanmaya başladım. Fakat benim Hrant Dink’le hiçbir ilişkim olmadı. Nerede yaşadığını ne yaptığını bilmem. Olay meydana geldikten sonra failin Trabzon’da yaşadığını öğrendikten sonra konuyla ilgili bilgim oldu” dedi.
Öz ayrıca istihbarat şube müdürünün kendisini bilgilendirmediğini de sözlerine ekledi.
Sevindik: Kardeşim hattını bana verdi
Ali Barış Sevindik ise cezaevindeyken telefon hattının kapandığını, çıktıktan sonra kız kardeşinin hattını kullanmaya başladığını ifade ederek ankesör aramasına ilişkin suçsuz olduğunu söyledi. Sevindik “Cezaevinden çıktıktan sonra bütün hatlarım kapanmıştı. Evdeyken herkes kardeşim üzerinden beni arıyordu. Daha sonra kardeşim hattını bana verdi. 2017’den sonra hattı ben kullandım. 2015’teki ankesörlü aramalara bakıldığında benimle alakasının olmadığı görebilirsiniz. Zaten iki arama görülüyor. Ne ardışık ne de periyodik” dedi.
İki jandarmaya tutuklama
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Gürcistan’a kaçma girişimi olduğu iddiasıyla ev hapsi verilen Ecevit Emir ile Ali Öz’ün ev hapsi kararını sanıkların bizzat duruşmaya gelerek takip etmeleri nedeniyle kaldırdı.
Mahkeme ayrıca Veysal Şahin ile Volkan Şahin'in cinayeti önceden bildiklerine dair delillerin olduğuna hükmederek tutuklanmasına karar verdi. Sanıkların tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarttı.
Savunmalar devam edecek
14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapacak isimler için önceki duruşmalarda tarih belirlemişti. Buna göre;
8 Ocak’taki duruşmada dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Ecevit Emir, Emre Cingöz ve Hacı Şefik Şimşek, Trabzon Jandarma istihbarat şube görevlileri Gazi Günay ve Ergün Yorulmaz, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı Ercan Demir, cinayet işlendiği sırada Trabzon istihbarat şube müdürü Faruk Sarı
11 Ocak’taki duruşmada İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve sonrasında C-2 ve C-5 Şube’de görev yapan Hamdi Egbatan, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkezi görevlisi Hamza Celepoğlu, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan ve Mehmet Uçar, Mülkiye eski başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç ile Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta
15 Ocak’taki duruşmada ise dönemin Trabzon Emniyet müdürü Reşat Altay, eski İstihbarat Daire başkanı Sabri Uzun, Trabzon Jandarma istihbarat görevlisi polisler Okan Şimşek, Özkan Mumcu, Onur Karakaya, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan ve C Şube müdür yardımcısı olarak görev yapan Osman Gülbel ile Mülkiye eski başmüfettişi Şükrü Yıldız
20 Ocak'taki duruşmada İstihbarat daire başkanlığı C şube müdürlüğü eski görevlisi Tamer Bülent Demirel, Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Veysal Şahin, Volkan Şahin, Samsun Emniyet görevlileri Yakup Kurtaran ve Yüksel Avan, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Yavuz Karakaya ve Yusuf Bozca
22 Ocak'taki duruşmada dönemin istihbarat C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon Emniyet müdürü ve İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek, gazeteci Ercan Gün ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale savunma yapacak
TIKLAYIN - "Mahkemenin savunmalar için verdiği süre yetersiz"
TIKLAYIN - 4 yıllık davada savunmalar için 2 günlük süre
TIKLAYIN - Hrant Dink davasında mütalaa: Savcı 53 sanığa hapis istedi
Hrant Dink davasında kim kimdir?Ankara
İstanbul
Trabzon
Samsun
Siviller
|
Hrant Dink cinayeti davası
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 19 sanık hakkındaki karar 17 Ocak 2012'de çıktı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraat etti.
Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'inse 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren mahkeme, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı. Bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle tekrar yargılanmalarına karar verdi.
"Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan mahkumiyet gerektiği belirterek bozdu.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, ''kasten öldürmeye azmettirmek'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Hrant Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu.
Dava dosyası yeniden İstanbul 14. ACM'de
Yargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti.
Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti.
Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetti.
Yeni iddianame
Yargılama devam ederken soruşturmayı yürüten savcı yeni bir iddianame hazırladı ve Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
İddianamede, Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep edildi.
Ana dava dosyası sanıklarına hapis cezası
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi.
17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kuruldu.
Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırdı.
(HA)