Haberin Kürtçesi için tıklayın
İnsan hakları savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin tutuksuz yargılandığı Gezi Davası’nda Cumhuriyet Savcısı Edip Şahiner mütalaasını verdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala hakkında 10 Aralık’ta verdiği “derhal serbest bırakılmalı” hükmüne rağmen yerel mahkemenin tutukluluk halinin devamını isteyen Savcı Şahiner 828 gündür cezaevinde tutulan Kavala’ın, 221 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Yiğit Aksakoğlu’nun ve tutuksuz yargılanan Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi.
Diğer hak savunucularına da hapis istemi
Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi hakkında 15 yıldan 20 yıla kadar hapis isteyen Savcı Şahiner, bu isimlerin “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ” suçunu işlediğini iddia etti.
Yurtdışındaki sanıkların dosyalarının ayrılmasını istedi
Yurtdışında bulunan sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora ve İnanç Ekmekçi’nin dosyalarının ayrılmasını isteyen Savcı Edip Şahiner, bu sanıkların Kavala, Aksakoğlu ve Yapıcı ile aynı eylemlerde bulunduğunu iddia etti.
Savcı Şahiner mütalaada şu ifadeleri kullandı:
"Tüm sanıkların ülkemizde Gezi Parkı olayları olarak anılan kalkışma meydana gelmeden çok önce, bu yönde dünyada çeşitli ülkelerde cereyan ettiği üzere mevcut yönetimi yıkma amacıyla çeşitli eğitimlerden de geçerek uygun ortamı buldukları 2013 yılı Mayıs ayı itibariyle planlarını devreye soktukları,
"bu aşamada birbiri ile bağlantısız gözüken legal, illegal ve legal görünümlü illegal yapıların aynı amaç etrafında birleşerek faaliyetlere başladıkları, vatandaşlarımıza şirin ve iyi niyetli gözüken başta sözde şiddet içermeyen biçimde sahnelenen eylemlerle halkı sokağa dökmeye çalıştıkları,
"bu doğrultuda çok sayıda çağrı yaparak ve eylemlerine devlet birimlerinin sanki bir savaş anında imiş gibi müdahale ettiği yönünde de algı oluşturmak suretiyle kitlesel eylemlere katılımı arttırmaya çalıştıkları,
"daha sonrasında ise oluşan bu karmaşada sahada her daim eylem yapmaya müsait marjinal sol terör örgütlerinin bu faaliyetlerine uygun ortam sağlamak suretiyle 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu gibi toplumu ve devleti kaos ortamına sokarak bu suretle de Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs ettikleri,
"oluşan bu ortamda dış ülke örneklerinde olduğu üzere en iyi ihtimalle hükümeti istifaya ve erken seçime zorlamak istedikleri, bu ihtimalin gerçekleşmemesi halinde ise bu defa Suriye ve Mısır örneklerinde olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde oldukları,
"bu yönde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün daha sonrasında da tecrübe edileceği üzere benzer girişimlerde bulunduğu, Gezi kalkışmasının devlet mekanizmalarınca bastırılarak sonlandırılması sonrasında bu defa FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün aynı hedefe ulaşmak maksadıyla sahneye çıktığı, açıklanan gerekçelerle de sanıkların dosya içerisinde mevcut tüm deliller uyarınca atılı suçları işledikleri anlaşılmıştır.
"Suçu işleyen sanıkların atılı suçların işlenmesi sırasında işlenen diğer suçlardan da sorumlu olacağından, sanıkların Gezi kalkışmasını organize eden toplumu bu yönde belli argümanlarla yönlendiren şahsılar oldukları tespit edilmiş olduğundan, iddianamemizde detayları izah olunan suçlardan da dolaylı fail olarak bu maddeler hükümleri çerçevesinde sorumlu olacakları anlaşılmış olup, bu suretle de sanıkların atılı suçları da işledikleri anlaşılmıştır.
"İddianamemizin tanzim edildiği dönemde ve kovuşturma evresinde, sanıklar vekilleri ve bazı basın organlarında bu soruşturma evrakı ile ilgili olarak olayların yaşandığı dönemde devlet birimleri içerisine kanser hücresi gibi sızmış olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü militanı oldukları daha sonrasında tespit olunan şahıslar tarafından bu soruşturmanın başlatıldığı ve yönlendirildiği yönünde bir kısım iddialar ileri sürülmüşse de
"Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma safahatı sonunda soruşturmaya konu tüm delillerin ve özellikle de iletişimin tespitine yönelik kayıtların tamamının İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü personelince yeniden incelemesinin yapılarak dosyanın tekemmül ettirildiği hususunun da izahı zaruret arz etmiştir."
Yurtdışındaki sanıklar
"Yukarıda açıklanan nedenler ve soruşturma evrakı kapsamında bulunan tüm deliller uyarınca;
"Haklarında yakalama kararı bulunan ve halen söz konusu yakalama kararları infaz edilemeyen olayların organizatörleri oldukları anlaşılan sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora ve İnanç Ekmekçi hakkındaki mevcut kovuşturmanın iş bu dosyadan tefrik edilerek haklarındaki yakalama kararının infazının beklenilmesine,
Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu
"Tutuklu sanık Osman Kavala ile sanıklar Yiğit Aksakoğlu ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın halen firari olan sanıklar ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylemleri de dikkate alındığında üzerine atılı TCK’NUN 312. Maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ” suçunu işlediği,
"yine aynı maddenin 2. fıkrasındaki düzenleme karşısında bu suçun işlenmesi sırasında işlenen diğer suçlardan da sorumlu tutulacakları hükmü karşısında iddianamede ayrıntılı olarak anlatılan ve belirtilen sevk maddelerine uygun olan suçlardan da sorumlu tutularak cezalandırılmalarına,
"tutuklu sanık Mehmet Osman Kavala'nın bu aşamada dosyanın gelmiş olduğu aşama, mevcut delil durumu ve suçun sübutu halinde alması muhtemel ceza karşısında kaçma şüphesinin mevcudiyeti de dikkate alınarak hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına,
"kasten işlemiş olduğu suçlar nedeniyle sanıkların süreli hapis cezasına mahkumiyetleri halinde 5237 Sayılı TCK'nin 53. maddesinde sayılı belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin hapis cezasına mahkumiyeti halinde mahsubuna, soruşturma ve kovuşturma giderlerinin sanıklardan tahsiline,
15 yıldan 20 yıla kadar hapsi istenenler
Sanıklar, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman,Yiğit Ali Ekmekçi'nin ise eylemleri dikkate alındığında , müsnet suçların asli faili konumunda bulunan diğer sanıklara suçun işlenmesinden önce veya suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak müsnet suçların icrasını kolaylaştırdıkları anlaşıldığından
"üzerilerine atılı TCK’NUN 312. Maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçunu TCK'nun 39.maddesinde yer alan düzenleme dolayısıyla yardım eden sıfatıyla işledikleri,
"yine aynı maddenin 2. Fıkrasındaki düzenleme karşısında bu suçun işlenmesi sırasında işlenen diğer suçlardan da sorumlu tutulacakları hükmü karşısında iddianamede ayrıntılı olarak anlatılan ve belirtilen sevk maddelerine uygun olan suçlardan da TCK'nun 39. Maddesi kapsamında yardım eden olarak sorumlu tutularak cezalandırılmalarına,
"kasten işlemiş olduğu suçlar nedeniyle süreli hapis cezasına mahkumiyetleri halinde 5237 Sayılı TCK'nin 53. maddesinde sayılı belirli haklardan yoksun bırakılmalarına sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin hapis cezasına mahkumiyeti halinde bu sürelerin mahsubuna, soruşturma ve kovuşturma giderlerinin sanıklardan tahsiline, karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur." (HA)