Haberin İngilizcesi için tıklayın
Evrensel gazetesi çalışanları ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ile sendika çalışanı bazı kişilerin basın kartlarının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nca iptal edilmesinin ardından Diyarbakır'da gazetecilik yapan Mahmut Oral ve Faruk Balıkçı'nın da basın kartlarının iptal edildiği öğrenildi.
TIKLAYIN - Evrensel Çalışanlarının Basın Kartları İptal Edildi
TIKLAYIN - Basın Kartı Gelmeyen Gazeteciler Devletten Açıklama Bekliyor
Oral: İşten çıkarmalardan daha vahim bir durum
Aynı zamanda TGS Diyarbakır Temsilcisi olan Mahmut Oral bianet'e yaptığı açıklamada "Karşımızda gazetecilerin meslek örgütünün başkanının kartını bile iptal edebilecek bir zihniyet var" dedi. Oral şöyle konuştu:
"Ben 30 yıldır gazetecilik yapan, sürekli basın kartı taşıyan birisiydim. Bugün öğrendim ki benim de basın kartım iptal edilmiş ancak basın kartı iptal edilen sadece ben değilim. Güne Evrensel Gazetesi çalışanlarının basın kartlarının iptal edildiği haberiyle başladık ve daha sonra Whatsapp gruplarından öğrendik ki, Diyarbakır’da da birçok meslektaşımın kartı iptal edilmiş.
"Öyle ki karşımızda gazetecilerin meslek örgütünün başkanının kartını bile iptal edebilecek bir zihniyet var.
"Bu açıkça gazetecilerin karşı karşıya kaldığı mesleki bir kıyımdır. İşten çıkarmalardan daha vahimdir. Gazeteciliğimizin belgesi olan kartlar devlet eliyle, SETA zihniyeti tarafından iptal edilmiştir.
Dileğimiz odur ki, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim Başkanlığı bir an önce bu yanlıştan geri döner."
Balıkçı: Sınırda makyajlı habercilik yapanlardan olmadım
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı da yapan Faruk Balıkçı ise durumu yargıya taşıcağını aktararak, "Benim gazeteci olup olmadığıma karar verecek olan devlet değil halktır" diye konuştu:
"Kartların rengi sarıdan turkuaza döndükten sonra yeni kart için başvurmuştum ama bir yıldır tarafıma dönüş yapılmadı. Bugün de sürekli basın kartımın iptal edildiğini öğrendim.
"Ben 1990 yılından beri, 30 yıldan beri basın kartı taşıyorum ve tarafıma ilk kez basın kartı verilmedi. Bununla ilgili İletişim Başkanlığı Diyarbakır İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu. Tarafıma neden kart verilmediğini hususunda gerekçeleriyle cevap verilmesini talep ettim. Şimdi bu dilekçenin süresini bekliyorum ama cevap vereceklerini de düşünmüyorum. Gerekirse dava açıp AİHM’ne kadar giderim.
"Gazeteciliğin özü zaten muhalif olmaktır. Gazeteciler halkın gözü, sesi, kulağıdır. Bu kartı elimizden alarak bizleri meslekten men edebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Sakın ellerinden kartı aldık bunlar tekrar gazetecilik yapamayacak sanmasınlar. Bizi gazeteci sıfatını veren devlet değil halktır.
"Biz sınırlara gidip makyajlı halde reklam gazeteciliği yapanlardan değiliz. Ben mayınların üzerinden yürüyerek gazetecilik yaptım. Gerekirse yine yaparım." (HA)