Haberin İngilizcesi için tıklayın
Takvimler 2005'i gösterdiğinde beş kişilik bir aile Stokholm havaalanından İstanbul'a uçmak üzere bilet aldı. Aile Erbil'e transit geçiş yapacaktı. Fakat bir sorun vardı. Kız çocuklarından birinin adı "Kürdistan"dı. THY (Türk Hava Yolları ) çalışanı, aileyi durdurup:
"Afedersiniz, bu isimle Türkiyeye giremezsiniz" diyerek aileyi geri çevirdi. Manşetler olayı "Kürdistan'a yer yok" şeklinde gördü.
Kürdistan bir coğrafik bölgeyi tasvir etmediği durumlarda da tehlikeliydi. Fakat daha önemli olan kimin Kürdistan dediğiydi.
Mesela AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Binali Yıldırım, 23 Haziran seçimlerinden önce Diyarbakır mitinginde Kürdistan demiş daha sonra gelen bir soru üzerine şunları söylemişti:
"Kürdistan sözü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin kurulmasından önce istiklal mücadelesinde bölgeden gelen temsilciler için kullandığı sözdür" şeklinde savunmuştu.
Oysa aynı kentte tabelası asılı olan "Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği"yle (Komeleya Tevgera Ciwanên Kurdistanê) ilgili İçişleri Bakanlığı "Kürdistan" kelimesini Anayasanın 14. ve TCK'nın 302. maddelerine göre suçtur. Dernek adında bu kelime kullanılamaz." demişti. Derneğe dava açılmıştı.
Türkiye’de Kürtler Türkiye’deki bir “süreç” veya “politikaya” hizmet edemeyeceği sürece Kürdistan diyemez ancak başbakanlar diyebilir.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 2013 yılında başbakanlığı döneminde şu sözleri sarf etmişti:
“Bugün MHP ve CHP neye karşı çıkıyorsa ilk meclis zabıtlarında o karşı çıktıkları şeyleri görecekler, Gazi Mustafa Kemal’in nutuklarında görecekler; Kürt, Gürcü, Arap, Laz kelimelerini, Kürdistan kelimesini o meclis zabıtlarında görecekler.”
Kürt gazeteci diyemez, hükümete yakın olan diyebilir
Gazeteci Mehmet Sanrı'nin sosyal medyada Yılmaz Güney'in 'Kürdistan' kelimesini kullandığı konuşmasını paylaşması nedeniyle hakkında dava açıldı.
İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi kararında, “Kürdistan” kelimesini kimi zaman üst düzey yöneticilerin de kullandığına dikkat çekerek beraat kararı verdi.
Google arama motoru verilerine göre, Yeni Şafak gazetesinin sitesinde, (15.07.2019, saat: 11.44 itibari ile) Kürdistan ismi 28 bin 800 defa yazılmış.
Kürdistan tarihi yazılamaz
İlk baskısı 2001'de Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından toplatılan "Kürt Tarihi" adlı eser hakkında 26 Temmuz 2018’de yeniden toplama kararı verildi.
Avesta Yayınları editörü ve sahibi Abdullah Keskin bianet’e yaptığı açıklamada, paylaşımların içeriğine bakılmaksızın sadece paylaşımlarda geçen; Kürt, Kürtçe, Kürdistan gibi kelimeler nedeniyle suç unsuru olarak kabul edildiğini dile getirdi.
Keskin, Türkiye'deki Kürt yayıncılığında en fazla kitapla sorgulanan editör ve yayınevi sahibi. Yaklaşık 40 kitabın yayıncısı ve editörü olarak sorgulandı. Kitapların çoğu “Kürdistan” temalı.
Kürdistan tarif edilebilir
Türkiye’nin resmen tanıdığı Irak Anayasası’na göre:
“Kürdistan Bölgesi, Federal Irak Cumhuriyeti'nin bir bölgesi olarak, çok partili, demokratik, parlamenter ve cumhuriyetçi bir siyasal sisteme sahiptir.”
Bölge direkt “Kürdistan Bölgesi” olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de “Kuzey Irak” “Kuzey Irak Kürt Bölgesi” veya “Bölge” şeklinde tarif edilebilir.
Akademisyenler Kürdistan diyemez
Dr. İsmail Beşikçi en bilinen örnek. Türkiye’de resmi Kürt ve Kürdistan söylemini kabul etmediği ve “bilim dışı” olduğunu dile getirdiği için ömrünün 17 yılını hapiste geçirdi.
Örnekler çoğaltılabilir; değişmeyen şey: Kürdistan ismi siyasi atmosfere bağlı söylenebilir veya söylenemez. Suç olabilir veya olmaz. Ancak Kürtlerin Kürdistan demesi hep en sakıncalı olanı. (MB)