Haberin İngilizcesi için tıklayın
TSK'nin Afrin'e yönelik "Zeytin Dalı Operasyonu" sırasında, "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı bildiri yayınlayan ve bu sebeple "terör örgütü propagandası yapmak", "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamalarıyla yargılanarak ceza alan 11 Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi doktor için bugün İstanbul Tabip Odası'nda (İTO) basın açıklaması yapıldı.
TIKLAYIN - "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" Diyen TTB Üyelerine Hapis Cezası
Basın açıklamasına İTO ve TTB eski başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, İTO başkanı Dr. Pınar Saip, TTB ikinci başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu, TTB eski başkanları Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Gençay Gürsoy ile birlikte çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve üyesi katıldı.
Basın toplantısı sırasında ceza alan tabiplere tek tek desteklerini açıklayan STK üyeleri dayanışma çağrısı yaptı.
"12 Eylül'de bile ceza verilmedi"
Basın açıklamasını okuyan İTO başkanı Pınar Saip, geçmişten günümüze haklarında bir çok kez dava açıldığını ve yargılandıklarını ama 12 Eylül askeri mahkemeleri dahil hiç birinde haklarında bir ceza kararı verilmediğini dile getirdi.
TTB üyelerine verilen cezaların "Türkiye yargısının" bugün geldiği yeri gösterdiğini dile getiren Saip, kararın sadece Türkiye değil dünya hukuk tarihine geçtiğini söyledi. Saip şöyle konuştu:
"Hiçbir mahkeme kararı savaşın ölümlere, yaralanmalara, hastalıklara ve sakat kalmalara yol açtığı gerçeğini değiştiremez.
Hiç bir karar gerçeği değiştiremez
"Hiçbir mahkeme kararı savaşın ölüm ve ağır sakatlıkların yanı sıra, güvenli suya, yiyeceğe ve sağlık hizmetlerine ulaşma zorluğuna yol açarak salgın hastalıklara neden olduğu gerçeğini değiştiremez.
"Hiçbir mahkeme kararı savaşın başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere insan topluluklarının büyük yıkımına neden olduğu gerçeğini değiştiremez.
"Hiçbir mahkeme kararı savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu gerçeğini değiştiremez ve hiçbir mahkeme kararı arkadaşlarımızın, suçsuzluğu, meşruluğu, haklılığı gerçekliğini değiştiremez.
"Barışı savunmak suç değildir.Barışı savunduğu için cezalandırılan arkadaşlarımızın her biri ve hepsi onurumuzdur. Bu dava burada bitmez."
Pınar Saip okuduğu basın açıklamasının ardından uzun süre ayakta alkışlandı. Uzun süre ayakta alkışlandı.
Çerkezoğlu: Cezalandırılmak istenen hekimlerin vicdanıdır
Saip'in ardından söz alan Ali Çerkezoğlu, bu durumu basitçe bir dayanışma duygusunun ötesine taşırmaları gerektiğini söyleyerek dayanışma çağrısı yaptı. Cezalandırılmak istenen şeyin hekimlerin vicdanı olduğunu dile getiren Çerkezoğlu şöyle konuştu.
"Savaş bir halk sağlığı sorunudur demenin suç olmadığını tüm tabipler bilir. Çünkü savaş halk sağlığı sorunudur. Bunu bilmeyen öğrenci sınavlardan geçemez, doktor olamaz.
"Bizi dinleyen bir yargıç olsa, bu temayla yapılan açıklamanın suç olmayacağını anlar. Ama söylenen bir söylemden yargılanmadığımızı hepimiz biliyoruz. Bütün bireyleri Türkiye'deki yargı sistemini sorgulamaya davet ediyoruz. Burada bir kasıt var. Bu nedenle bir beklentimiz söz konusu değil. Beklentimiz demokrasi mücadelesi yürütenlerle milyonlara sesimizi duyurmaktır."
Gürsoy: Türkiye'den habersiz yargı mekanizmasında yargılanıyoruz
Çerkezoğlu'nun ardından ise Gençay Gürsoy söz aldı. Gürsoy, Barış Akademisyeni Füsun Üstel'i sabah saatlerinde cezaevine uğurladıklarını belirterek Türkiye ve dünya demokrasi tarihine eşi görülmemiş bir kara sayfası olarak geçtiğini belirtti. Fakat bu durumun Füsun Üstel tarihinde gurur tablosu olarak kayda geçtiğini belirtti.
Yargılandığı davada kendisinin TTB'nin kurucusu olarak nitelendirildiğini belirten Gürsoy "Türkiye'den bu kadar habersiz bir yargı mekanizmasında yargılanıyoruz" diye konuştu.
Basın toplantısı dayanışmaya gelen diğer STK temsilcilerinin konuşmalarının ardından sonlandırıldı. (HA)