Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Osman Kavala ve 15 hak savunucusunu Gezi Eylemlerini "kurgulamak, planlamak, provakatif paylaşımlar yaparak etki ajanlığı yapmak, şiddet olaylarına yön vermek"le suçlayan iddianame sonrası Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler ve kooperatiflerin de aralarında olduğu 128 bileşenli Taksim Dayanışması, İstanbul Mimarlar Odası'nın Karaköy binasında basın açıklaması düzenledi.
Mimarlar Odası'nın konferans salonunda gerçekleştirilen açıklamaya çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyesi, milletvekilleri ve gazeteci katıldı. Yoğun katılımın yaşandığı açıklamada salonda yer kalmaması üzerine açıklamayı ayakta izleyenler oldu.
Basın açıklamasında Taksim Dayanışması'ndan TMMOB' üyesi Mücella Yapıcı, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman birer konuşma yaptı.
Basın açıklamasını Taksim Dayanışması adına, Gezi İddianamesinde hakkında ceza da istenen Mücella Yapıcı okudu.
Açıklamada "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçtiğimiz hafta kabul edilen, hiçbir somut delile dayanmayan, tamamen komplo teorilerinden ilhamla yazılmış akıl dışı iddianameyle Gezi tarihi yeniden yazılmak isteniyor" denildi.
Mücella Yapıcı'nın basın açıklaması bir süre ayakta alkışlandı.
Koramaz: 2014'teki iddianamenin aynısı
Yapıcı'nın ardından ilk sözü TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz aldı. Koramaz soruşturma aşamasında da Gezi'ye sahip çıktıklarını belirterek, haklarında ceza istenen arkadaşlarına da sahip çıkacaklarını belirtti.
"Biz iddianameyi okuduğumuzda hayretler içerisinde kaldık. Çünkü bu iddianame 2014 yılında dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamenin neredeyse hemen hemen aynısıydı, neredeyse aynı delillere dayanıyordu. Muammer Akkaş şu anda FETÖ firarisi olarak aranıyor. Yine bu iddianameye esas olan fezlekeyi hazırlayan polislerin birçoğu da FETÖ davasında hala tutuklular.
"Bundan iki yıl evvel iktidar güdümündeki medya Bylock kayıtlarını esas alarak Gezi'yi FETÖ'ye bağlamaya çalışıyordu. Şimdi de FETÖ'cülerin hazırladığı iddianamelerle arkadaşlarımızı yargılamaya çalışıyorlar.
"Hukukun en temel ilkesidir: aynı suçlamalarla, aynı iddianamelerle iki kez yargılama yapılamaz. Bu hukukun resmen ihlalidir. Yani bu dava baştan sakattır. Ne karar çıkarsa çıksın, karar hukuki olmayacaktır. Adil olmayacaktır. Ama diyeceksiniz ki kimden hukuk bekliyorsunuz, kimden adalet bekliyorsunuz?
"Muhalefeti susturmanın, bizleri sindirmenin bir aracı"
"AKP hukuku da adaleti de siyasallaştırmış bir parti. Diğer tüm davalarda olduğu gibi bu davayı da toplumsal muhalefeti susturmanın, bizleri sindirmenin bir aracı olarak kullanmak istiyor. Bunu yaparken de kendinden menkul bir terör tanımı çıkarıyor, arkasında dış güçler zırvası arıyor. Kimse Gezi'yi dışarıya bağlamaya çalışmasın. Kimse Gezi'nin arkasında terör aramasın. Her zaman söyledik. AKP kirli propagandasının bir malzemesi olarak hukuku kullanmaktadır. Bugünkü dava AKP'nin kirli siyasi propagandasının yeni bir aracıdır.
"Gezi Türkiye'nin başına gelmiş en güzel şeydir. Bizler içeresinde milyonların bulunduğu Gezi Direnişinin bir parçası olmaktan guru duyuyoruz.
Çerkezoğlu: Gezi onlar için en büyük tehdittir
Koramaz'ın ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Gezi'de hayatını kaybedenlerin, yaralananların anısına Gezi Türkiye'sine sahip çıkacaklarını söyledi.
Gezi Direnişi'nin, 2019 Türkiye'sine ilk büyük isyanı olduğunu dile getiren Çerkezoğlu "Gezi bu topraklarda her gün üretilecek kadar büyüktür" ifadesini kullandı.
"AKP Türkiye'nin içine girdiği derin ekonomik kriz içeresinde bu tür iddialarla toplumun algısını yönetmeye çalışıyor.
"Yeni bir rejimin yaratılmaya çalışıldığı toplumda Gezi onlar için en büyük tehdittir. Gezi'ye de Türkiye'ye de sahip çıkacağız.
Kaya: Gezi'de olmak suçsa hepimiz Gezi'deydik
Konuşmaların bitiminde söz alan söz alan HDP Milletvekili Hüda Kaya ise çocuklarının ve torunlarının Gezi Direnişi boyunca parktaki çadırlarda olduğunu anlattı.
Kendisinin de Gezi Direnişi sırasında muhalif ve feminist kadınlarla duvarlardaki cinsiyetçi ve eril küfürleri silmek için yürüyen kadınlar arasında olduğunu belirten kaya şöyle konuştu:
"Dönemin başbakanının annesiyle ilgili cinsiyetçi eril küfürleri silenler arasında biz de vardık. Kadın düşmanlığında sınır tanımayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Dün Kabataş'ta 'başörtülü bacıma saldırdılar' yalanlarından ezana saldırdılar yalanlarına geldik. Bu iddialarını ispat edemeyecekler. Gezi'nin ruhu var oldukça biz de var olmaya devam edeceğiz. Gezi'de olmak suçsa hepimiz Gezi'deydik." (HA)