Haberin İngilizcesi için tıklayın
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını “sosyal medya” kullanımı konusunda uyardı.
Bakanlığın internet sayfasında Almanya dışına seyahat edecek vatandaşları için çeşitli ülkelerle ilgili “seyahat uyarıları”nın yer aldığı bölümde önceki gün gerçekleştirilen güncellemede sosyal medyada yapılan bazı paylaşımlar ya da ihbarlar nedeniyle tutuklanma riskinin olduğu belirtildi.
Uyarıda, sadece sosyal medyadaki yorumların değil, aynı zamanda başkaları tarafından yapılmış paylaşımlara yönelik “beğenme” tıklamalarının bile “terör örgütü propogandası” ya da “cumhurbaşkanına hakaret” gibi ağır suçlamalara yol açabileceğine dikkat çekildi. Ayrıca siyasi gösterilerden ve kitlesel etkinliklerden uzak kalınması tavsiyesi devam ediyor.
3. havalimanı uyarısı
Sözkonusu güncelleme, İstanbul’daki 3. havalimanının açılışıyla ilgili uyarıları da içeriyor.
İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerdeki yakınlaşma karşılıklı ziyaretler ve iş görüşmeleriyle yeni bir aşamaya girdiği bir dönemde yapılan bu güncelleme, “Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının sertleştirilmesi” olarak yorumlanıyor.
Stern dergisinin konuyla ilgili haberinde “Sadece gazeteci ve insan hakları aktivistleri değil, sıradan turistler de güvenlik güçlerinin takibatına hedef olabilir. Tatil, Antalya sahillerinde bir şezlonga ya da İzmir’deki akrabalarda bir koltuğa uzanmak yerine, İstanbul’da bir nezarethane hücresinde bitebilir” denildi.
Uyarılar yumuşamıştı
Ancak geçmişteki Türkiye’ye yönelik seyahat uyarılarına rağmen Almanya’dan giden turist sayısı sürekli artış gösterdiği için sözkonusu uyarının büyük değişikliklere yol açması beklenmiyor. 15 Temmuz darbesi, bombalı eylemler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya yönelik “nazi” benzetmesiyle soğuyan ilişkiler nedeniyle büyük ölçüde gerileyen Almanyalı turist sayısı, bu yıl başından itibaren yeniden artışa geçmişti. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu dönemde Türkiye’ye yönelik seyahat uyarılarında çeşitli güncellemelerde bulundu, son olarak olağanüstü halin kaldırılmasının ardından da yumuşatılmıştı.
Türkiye Almanya’nın riskli ülkeler listesinde değil
Seyahat uyarasındaki sözkonusu güncellemeye rağmen Türkiye Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın vatandaşlarına seyahat etmekten kaçınılmaları yolunda resmen uyarıda bulunduğu ülkeler arasında değil. Böyle bu uyarı için seyahat edilen ülkede “can güvenliği”ne yönelik belirgin risklerin sözkonusu olması gerekiyor.
Durumu bu koşula uygun olduğu için resmen “seyahat uyarısı” olan yedi ülke şöyle: Suriye, Irak, Libya, Yemen, Afganistan, Somali, Güney Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti. Bunun dışında da 20’ye yakın ülkeye yönelik de resmen “kısmı seyahat uyarısı” var. Türkiye, bu ülkeler arasında da değil.
Keyfi tutuklamalar iddiası
Ancak, Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’yle uyarısındaki güncelleme, öncekine göre daha tehlikeli bir ortama işaret ediyor.
Örneğin son iki yılda çok sayıda Alman vatandaşının keyfi olarak tutuklandığı, haklarında cezai soruşturma açıldığı belirtiliyor ve bunların çoğunlukla sosyal medyada yapılan hükümet muhalifi paylaşımlardan kaynaklandığı kaydediliyor. Almanya’da geçerli hukuk anlayışına göre “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamındaki paylaşımlar nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret” ya da “bir terör örgütünün propogandası” gibi suçlardan mahkumiyet riski bulunduğu, hatta sadece başkalarınca yapılmış paylaşımlara yönelik “like” tıklamalarının bile soruşturma için gerekçe olabileceği belirtiliyor. Ayrıca, herkese açık olmayan paylaşımların bile “anonim ihbar” yoluyla cezai soruşturma yürüten makamlara iletilebileceği kaydediliyor.
Sözkonusu güncellemede yer alan bir diğer husus da çok sayıda Alman vatandaşına Türkiye’ye giriş izni verilmediğine dair hatırlatma. Bu durumdaki kişilerden bazılarının Türkiye’ye girmek isterken gözaltına alındığı, cep telefonlarındaki kayıtların incelendiği ve bir sürü gözaltında tutuldukları belirtildikten sonra, bu durumun daha önce yapılan anonim ihbarlardan kaynaklanmış olabileceği belirtiliyor. Türkiye’ye girişi reddedilenlerin büyük bölümünün de Kürt ve Alevi kökenli oldukları ileri sürülüyor.
Turist sayısındaki artış sürüyor
Almanya’dan Türkiye’ye yönelik turizm 2016 yılında büyük gerileme gösterdi. TÜRSAB’ın yayınladığı rapora göre 2017 yılında toparlanma görülse de Avrupa pazarından Türkiye’ye yönelik talepteki gerileme devam etti. En önemli gerileme Almanya pazarındaydı:
Türkiye 2015 yılında 5,5 milyon Almanyalı turist ağırlamıştı, bu sayı 2016’da 3,8 milyona geriledi, 2017’de de 3,5 milyon civarında oldu. Aynı dönemde Britanya’dan gelen turist sayısında yaklaşık 1 milyon, Hollanda’dan gelenlerde 420 bin, Fransa’dan gelenlerde de 260 bin azalma olmuştu.
Ancak bu gerilemeye rağmen Türkiye yine de Almanların tatil için tercih ettiği ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor.
“Stiftung für Zukunftsfragen”ın (Gelecek Sorunları Vakfı) araştırmasına göre Türkiye 2017’de Almanların Avrupa’da tercih ettiği ülkeler arasında dördüncü sırada. 2017’de gelen 3,5 milyon turistle Rusyalılardan sonra Türkiye’de tatil yapan en büyük turist grubunu yine Almanyalılar oluşturuyordu.
Son verilere göre, bu yılın haziran ayında Türkiye’ye tatile giden Almanyalı turist sayısı, geçen yıla göre yüzde 18 oranında artış gösterdi. İlk altı ayki Almanyalı turist sayısı ise önceki yıla göre yüzde 25 artışla 1,5 milyonu buldu.
Mart ayında Berlin’de gerçekleştirilen dünyanın en büyük turizm fuarı ITB’ye (Internationale Tourismus Börse – Uluslararası Turizm Borsası) katılan Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ve dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’de bu yıl 5 milyonu Almanya’dan olmak üzere 38 milyon turist ağırlamayı hedeflediklerini açıklamıştı.
Fuardaki turizm uzmanları ve Türkiye’ye seyahat satan acentaların yetkilileri de yükselişin süreceğini öngörüyor, ancak sözkonusu beklentileri fazla “iyimser” buluyorlardı. Örneğin Almanya Seyahat Acentaları Birliği’nin (DRV) öngörüsünde 2018 yılında Türkiye’ye gidecek turist sayısının 4 milyonu aşabileceği belirtiliyordu.
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’ye yönelik uyarısındaki son güncelleşmenin turizmi büyük ölçüde etkilemesi beklenmiyor. Çünkü, sözkonusu artışın büyük kısmı Türkiye tatil paketlerinin fiyatlarının düşük tutulması ve Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle tatilin iyice ucuzlamasından kaynaklanıyor. (GK/HK)