Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan üç akademisyen Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 29. ve 27. Ağır Ceza mahkemelerinde devam etti.
Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ayşen Candaş Bilgen ve Yrd. Doç. Dr. Elif Aysimi Duman 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nin (ACM) birinci heyetinde; Yrd. Doç. Dr. Yıldız Silier ise 29. ACM'nin ikinci heyetinde ilk duruşmalarına çıktı.
27. ACM'de Boğaziçi Üniversitesi'nde görevliyken çalışma izni iptal edilen Doç. Dr. Noemi Claude Matilde Levy ve emekli Prof. Dr. Ayşe Neş'e Bilgin'in ilk duruşmaları görüldü.
29. ACM'de Mustafa Çakar başkanlığındaki heyet, Bilgen ve Duman'ın davalarını birleştirdi. Duruşmayı 12 Ekim'e erteledi. Aynı mahkemenin Ümit Kartlı başkanlığındaki heyeti, Türk Ceza Kanunu (TCK) 301. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma izni alınması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilmesine karar verdi. Duruşmayı 27 Eylül'e erteledi.
27. ACM'de, Bilgin'in ve yurtdışında olduğu gerekçesiyle hazır bulunamayan Levy'nin duruşmaları 1 Kasım'a ertelendi. Mahkeme heyeti derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddetti.
Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 22 Mayıs itibariyle 230 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 13 kişinin davasında karar açıklandı. 13 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel’in cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Akademisyen yargılamalarında kararlara buradan ulaşabilirsiniz.
İki dosya birleştirildi
İlk iki duruşmanın mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Mustafa Çakar; Üyeler: Barış Öztürk, Nejdet Tarhan; Savcı: Arif Kaplan.
1. duruşma
Doç. Dr. Ayşen Candaş Bilgen yurtdışında görevli olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.
Avukat Hülya Gülbahar söz alarak müvekkilinin görevlendirmesinin 2019’a kadar biteceğini söyledi.
Savcı yakalama kararı çıkarılması yönünde mütalaa sundu. Avukat Özlem Ayata söz alarak müvekkilinin savunmasının istinabe (sanığın ifadesinin bulunduğu ülkede alınması) yoluyla alınmasını, aksi durumda müvekkilini bir sonraki celsede hazır edeceğini, bu nedenlerle yakalama talebinin reddini talep etti.
Mahkeme heyeti, yakalama talebi reddetti. Aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle 33. ACM’de bugün görülen iki akademisyenin davasının birleştirilmesine, bir sonraki duruşmanın 12 Ekim 10.00’da görülmesine karar verdi.
2. duruşma
Yrd. Doç. Dr. Elif Aysimi Duman duruşma salonunda hazır bulundu. Duman suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu. Aksi durumda savunma için ek süre talep etti.
Avukat Meriç Eyüboğlu söz alarak derhal beraat ile 13. ACM’de devam eden ve ilk açılan dava olan dört akademisyenin davasıyla diğer davaların birleştirilmesi taleplerinde bulundu:
13. ACM’deki dosya Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
“Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesine şiddet ibaresi eklendi. Söz konusu metin şiddeti övmüyor ve şiddetle ilgili unsurları taşımıyor. Aradan geçen iki buçuk yılda şiddeti öven, şiddet içeren herhangi bir eylem gerçekleşmedi. Teknik hukuk açısından bakıldığında metin suçun unsurlarını taşımamaktadır. Metin içerik olarak da bir hak kullanımıdır. Söz konusu hak düşünceyi açıklama özgürlüğüdür. Metin hükümet politikalarına yönelik eleştiri, öneri ve çözüm içermektedir. Hükümetin mevcut politikalarını eleştirmek suç değildir. Siyasileri ve siyasi düşünceleri eleştirmek ifade özgürlüğünü koruma kapsamındadır. Bu tür durumlarda ifade özgürlüğünün alanı daha da genişlemektedir. Dolayısıyla müvekkilimin savunması alınmadan hemen bu aşamada derhal beraat kararı verilmelidir.”
Akademisyenlerin yargılandığı TMK 7/2 maddesi Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. |
Duruşma ertelendi
Mahkeme başkanı duruşma zabıtlarının bir örneğinin mahkemeye gönderildiğini söyledi. Savcı, müdafinin talepleri konusunda kararın mahkemeye bırakılması yönünde mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, derhal beraat talebini reddeti. 13. ACM’deki dosyanın tamamının istenerek bir sonraki celsede değerlendirilmesine, sanığa savunma için süre verilmesine, bir sonraki duruşmanın 12 Ekim saat 10.00’da görülmesine karar verdi.
301'den soruşturma izni talebi kabul edildi
29. ACM'deki üçüncü duruşmanın mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan:Ümit Kartlı; Üyeler: Özkan Gürel, Erhan Akman; Savcı: Necat Batur.
3. duruşma
Yrd. Doç. Dr. Yıldız Silier duruşma salonunda hazır bulundu. Silier savunmasını sundu:
"Yöntem olarak silahlı mücadeleyi belirleyen herhangi bir örgütü benimsemem, desteklemem söz konusu olamaz. Çözüm sürecini talep etmek ifade özgürlüğü sınırları içerisinde ve onu başlatan devletten istemem anlamında meşrudur. Derhal beraatimi talep ediyorum."
TIKLAYIN - Yıldız Silier'in Beyanı
Mahkeme başkanı 13. ACM'ye müzakkereler yazıldığını ve belgelerin mahkemeye geldiğini söyledi.
Avukat İnayet Aksu söz alarak dosyaya delil olarak giren ve fotoğraflarla desteklenen bir yazının akademisyenlerle ilgili ithamlar ve hakaretler içerdiği gerekçesiyle dosyadan çıkartılmasını talep etti.
Derhal beraat ve birleştirme talepleri
Silier'in diğer avukatı Metin Sezgin söz aldı ve ifade özgürlüğü kapsamında savunma yaptı:
"Dava konusu olayı yaşandığı tarihlerde, Türkiye hakkında akademik bir tartışma yapmanın kaçınılmaz olduğu günlerden geçmekteydi. Son derece doğal ve kendilerinden beklenir biçimde bu metni kamuoyuna sunmuş, mesleklerinin gereği vardıkları kanaatleri toplumla paylaşmışlardır. Akademik çevrelerde bu ve buna benzer birçok bildiri vardır. Ancak söz konusu bildiri akademik çevre dışında da ilgiyle karşılanmıştır. Şu an itibariyle bir hukukçu olarak dosyaya göz ucuyla dahi baksanız mazamızın üzerinde 220 bilim insanının fikirlerini içeren bir bildiri vardır. Ortada 225 soyut kelime dışında hiçbir şey yoktur.. Söz konusu bildiri tarafından somut herhangi bir sonuç ortaya çıkmamıştır. 225 soyut sözcük devletler nezdinde bir sorun oluşturmaz."
Düşünce ve ifade hürriyetine ilişkin örnek kararlar sunan ve Anayasa ile ulusararası sözleşmelerdeki maddelere değinen Sezgin derhal beraat talebinde bulundu. Aksi kararın verilmesi halinde 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasıyla davaların birleştirilmesini talep etti.
Aksu: Çözüm süreci kanunu yürürlükte
Avukat Aksu söz alarak çözüm sürecini düzenleyen ve bizzat bu tamlamayı da içeren “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair” yürürlükteki kanundan söz etti.
"Akademisyenler bu kanunun kapsamıve içeriğinden aldıkları güvenceyle eleştirisini sunmuş ve muhatabı olan hükümete çağrı yapmıştır" dedi. Derhal beraat talebinde bulundu.
301'den soruşturma izni istenecek
Savcı, sanık müdafilerinin çıkartılmasını talep ettikleri belgenin dosyadan çıkartılmasının reddine karar verilmesi ve birleştirme konusunda takdirin mahkeme heyetine bırakılması yönünde mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı'ndan TCK 301. maddesine göre yargılama yapılması için soruşturma izni istenmesine, bu nedenle dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesine, usule ilişkin beyanların yargılamanın şu aşamada durmuş olması nedeniyle reddine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 27 Eylül saat 10.20'de görülecek.
27. ACM
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Halit İçdemir; Üyeler: Hüseyin Çoban, Rmazan Çiçek; Savcı: Murat Demircioğlu.
1. duruşma
Boğaziçi Üniversitesi'nde görevliyken imzacı olduğu gerekçesiyle çalışma izni iptal edilen Doç. Dr. Noemi Claude Matilde Levy yurtdışında olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.
Avukat İnayet Aksu söz alarak derhal beraat; aksi kanaat olursa 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dava dosyasıyla davaların birleştirilmesini, TCK 301 yönünde yargılama yapılması isteğiyle soruşturma izni alınmasını, talebin reddi halinde öncelikli olarak 27. ACM'deki dosyaların birleştirilmesini talep etti.
Aksu, 29. ACM'de verilen soruşturma izni ve birleştirme kararlarını örnek olarak mahkemeye sundu. Savcı diğer hususlarda kararı mahkeme heyetine bırakarak sanığın ifadesinin alınması için derhal beraat talebinin reddi yönünde mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddetti. 301. madde yönünden talebin incelenmeye alınmasına ve bir sonraki celse değerlendirilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 1 Kasım saat 10.00'da görülecek.
2. duruşma
Boğaziçi Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Ayşe Neş'e Bilgin duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatları İnayet Aksu ve Metin Sezgin bir önceki duruşmadaki beyanlarını tekrar etti.
Bilgin savunmasında "İddianamede tarfıma isnat edilen suçları kabul etmiyorum. Söz konusu metni düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında barış talebiyle imzaladım. Barışın bölgeye gelmiş olduğunu iki sene boyunca çalıştığım proje için orada bulunarak gördüm. Yasaklar döneminde oradaki sivil halkın görmüş olabileceği zararları göz önüne aldım ve metni imzaladım" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, önceki duruşmadaki ara kararını tekrarlayarak bir sonraki duruşmanın 1 Kasım 10.30'da görülmesine karar verdi.
Ne olmuştu? 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 22 Mayıs itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 230 oldu. 13 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel'in cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in cezasının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)