Dokuz Eylül Üniversitesi’nde imzacı akademisyenlere yönelik disiplin soruşturmaları üç farklı rektör, dört farklı komisyon ve 12 farklı soruşturmacı gördü.
Geçen iki yıl içinde 11 akademisyen soruşturma süresince açığa alındı, dört akademisyen emekliye ayrılmak durumunda kaldı.*
Aralık ayında akademisyenlerin tekrar ifadelerinin istenmesi üzerine Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 3 Nolu Şube Yürütme Kurulu ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi dün Rektörlük önünde eylemdeydi. Komisyonun lağvedilmesi, atamaların ve işe iadelerin sağlanmasını talep ettiler.
İmzacı akademisyenlerden, aynı zamanda Eğitim Sen 3 Nolu Şube Sekreteri Erkin Başer ile yaşadıkları süreci, gelişmeleri konuştuk.
Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki akademisyenler atamalarının yenilenmemesi, KHK ile ihraç endişeleri ile karşı karşıya. Öte yandan uzaklaştırma kararının iptali için başvurdukları idari mahkemesi 25 Ocak’ta iki akademisyenin duruşmasını görüşecek.
* Açığa alınan akademisyenler Prof. Ayşen Uysal, Dr. Serap Sarıtaş, Doç. Halis Ulaş, Yrd. Doç. Erkin Başer, Araştırma görevlileri Özer Yersüren, Dilek Karabulut, Aydın Arı, Emel Yuvayapa’ın yanı sıra Prof. İzge Günal, Prof. Dr. Cem Terzi, Prof. Dr. Halil Resmi açığa alma kararının ardından Prof. Dr. Yesim Edis Şahin ise soruşturma açıldıktan sonra emekliye ayrıldı.
İki yılda dört komisyon
Başer, 15 Ocak 2016’da başlayan soruşturma sürecini şöyle anlattı:
“İmza attığımız Ocak ayından Ağustos’a dek görevde olan ilk rektörümüz [Prof. Dr. Mehmet Füzün] hakkımızda neredeyse hiç işlem yapmadı. Bu süreçte olum olan şey, soruşturmayı yürüten Prof. Dr. Meltem Kutlu Gürsel’in bu soruşturmanın sürdürülemeyeceğini, soruşturma konusu eylem üniversite açısından düşünce ve ifade hürriyeti, akademik özgürlük kapsamında olup ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesi gerektiği şeklindeki görüşü.
“Sonra göreve gelen rektör [Prof. Dr. Adnan Kasman] uzun süre bir şey yapmadı ama YÖK’ten gelen ısrarlı sorular üzerine soruşturma komisyon kurdu. Komisyon’un önerisi ile 28 Haziran’da açığa alındık. Daha sonra kendisi de açığa alındı.
“15 Eylül’de gelen yeni rektör [rektör vekili; Prof. Dr. Erdal Çelik] ise önce süreci anlamaya çalıştı, daha sonra da rektör yardımcısından oluşan tek kişilik komisyon kurup Aralık 2017’de yazılı ifademizi istedi.
“Neyle suçlandığımız, hangi maddeye göre suçlandığımız, görevlendirme yazısını görmek, komisyonda üç kişi olması gerektiği üzerinden usulü itirazda bulunduk. Hemen arkasından komisyonun değiştiğini öğrendik.
“Son komisyonda Prof. Dr. Recep Kök (İİBF, İktisat Bölümü), Prof. Dr. Himmet Konur (İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü) olduğunu biliyoruz, komisyonda yer aldığı söylenen üçüncü isim ise dün sendikayı arayarak komisyonda olmadığını beyan etti.
“Son komisyon yeni bir yazı yazmadı ne yaptıklarını henüz bilmiyoruz. Bu sırada 15 Aralık 2016’da açılan soruşturma için iki yıllık süre de doldu ve zaman aşımına uğramış oldu.”
Sendikaların rektörlük önündeki açıklamasında iki isim hakkında şu ifadeler yer aldı:
"Prof. Dr. Recep Kök, kamuoyuna 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi' başlığıyla ilan edilen metnin imzacısıdır. 7 Haziran seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin İzmir milletvekili adayıdır. İzmir Türk Ocaklarının eski başkanıdır. İmzacı akademisyenlerden biriyle sıhrî hısımlık bağı bulunuyor. Ayrıca anabilim dalı başkanlığı sıfatıyla iki imzacının yeniden atanmaması için olumsuz görüş verdiği biliniyor.
"Prof. Dr. Hikmet Konur da 'Vatansever Türk Aydınları Bildirisi”'imzacılarındandır. Bu iki üyenin ihsas-ı rey yapmış oldukları ortadadır. Soruşturmaya ilişkin görüşlerini geçmişte kamuoyuyla paylaşmışlardır. Her iki komisyon üyesinin de soruşturmayı adil ve tarafsız yürütemeyeceğine ilişkin kuvvetli şüpheler mevcuttur."
Atama yapılmama tehlikesi
Akademisyenler açığa alınmanın yanı sıra yeniden atama yapılmaması ile de karşı karşıya.
Araştırma görevlisi Aydın Arı hakkında son soruşturma komisyonunda yer alan Prof. Dr. Recep Kök’ün anabilim dalı başkanı olarak olumsuz görüşüne karşın danışman, bölüm başkanı ve dekanın olumlu görüşüyle rektörlüğe iletilen süreç tamamlanmadı. Aydın Arı’nın son maaşı yatmadı.
Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki ve Edebiyat Fakültesindeki tüm ÖYP/50d’li araştırma görevlileri 33a’ya aktarılmasına rağmen imzacı akademisyenlerden Araştırma görevlisi Özer Yersüren’in işlemleri şimdiye kadar yapılmadı. Araştırma görevlisi Dilek Karabulut’un yeniden atanma işlemleri ise dekanlık aşamasında bekletiliyor.
Başer, sekiz akademisyen hakkında süreleri doldukça yeniden atamaların yapılmaması tehlikesi olduğuna dikkat çekiyor.
“Dört asistan arkadaşımız gelecek son bahara dek işsiz kalabilir. Ben 18 yıldır İktisat Fakültesi’ndeyim. Atama süreme iki yıl var, bu süre dolduğunda atamam yapılmayabilir.”
24 Ocak’ta duruşma var
Başer, Eğitim Sen’in Dokuz Eylül Üniversitesi’nde uzun dönemdir yetkili sendika olduğunu, üniversitedeki duyarlılığın yüksekliğini, sendikanın akademisyenlerin yanında olduklarını anlattı.
“Eğitim Sen, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde uzun süredir yetkili sendika. ‘Açığa alınan arkadaşlar geri dönsün’ cümlesi basit bir cümle ama böyle bir cümleyi imzalamak bile zordu. Ancak açığa almalardan sonra 150 arkadaşımız böyle bir açıklama yaparak destek oldu.
“Bu duyarlılık rektörleri tedirgin eder. Her ne kadar emir komuta zincirinde orada olduklarını, yukarıdan destek gördüklerini sansalar da bu dönemde en çabuk vazgeçilecek insan olduklarından tedirginlik yaşadıklarını ve hızlı karar vermediklerini sanıyorum. Önümüzdeki dönemde KHK ile atılmak, YÖK marifetiyle atılmak, parça parça atamaların yapılmamasıyla atılmak var. Belki belli cezalar da verilebilir ancak onlara da itiraz ederiz.”
Açığa alınan akademisyenlerin yürütmeyi durdurma talepleri mahkemece reddedildi. Ancak açığa alınmanın iptali için başvurduğu İzmir 4. İdare Mahkemesi iki akademisyen için 24 Ocak’a duruşma günü verdi. Akademisyenler o gün toplu halde mahkemede olacak. (BK)