Birçok uygulama, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın kamuoyunda destek beklediği, hükümetin "Kürt açılımı" olarak nitelendirdiği çözüm paketinin hayata geçirmenin önünde engel oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın randevu vermediği Demokratik Toplum Partililerin (DTP) Kürt Sorunu'yla ilgili mesajları nedeniyle dokunulmazlıklarına rağmen mahkemede ifade vermeye zorlanmaları bunun sadece bir örneği.
30 yılı bulan çatışma algısı, hükümet çevrelerinin DTP'lilerce dillendirilmesini suç olarak görülmesi, Kürt Sorunu'nda tek ve resmi bir politikanın dayatılması gibi pek çok ayrımlık politikanın kökleşmesine neden oldu.
Kürt siyasetine yönelik müdahale bununla sınırlı değil: Seçim sürecinde iktidar, ana muhalefet partisi ve diğer muhafazalar partilerin kayrılması Seçim Kurulları'nın dikkatini çekmezken, Diyarbakır Gün TV'ye DTP lehinde yayınlar gerekçe gösterilerek 12 gün program durdurma cezası verildi.
Kürtçe siyaset yasağı kalkmalı
Siyasi Partiler Yasası'nda "Türkçe siyaset" zorunluluğu ortadan kaldırılmalı. Emniyet müdürlükleri ve jandarmanın, bizzat devletin en üst makamlarının ifade ettiği düşüncelerin DTP'lilerce dile getirilmesi nedeniyle tuttuğu raporlar yoluyla soruşturma ve kovuşturma yürütülmemelidir.
Barışçıl düşünceden gazete kapatılamaz
Uluslararası haber ajanslarının özgürce aktardığı PKK örgütüne ait barışçıl açıklamalardan Günlük Evrensel, Günlük, Azadiya Welat gazetelerine ve Dicle Haber Ajansı'na (DİHA) açılan davalara son verilmeli.
Yargı yetkilileri, devletin ve hükümetin algısını değiştirdiği ve daha açık bir politika benimsediği Kürt Sorunu'nda "propaganda" algısını değiştirmeli. Bunun için, Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesi yürürlükten kaldırılmalı ve 6/2 maddesi sadece "şiddet kullanımını özendiren" yayınlarla sınırlı tutulmalı.
Q, W, X harfleri Kürtlere yasaklanamaz!
Kürtler dışında toplumun geri kalınının kullanımına açık Q, W, X harfleri artık özgür bırakılmalı. Bunun için, "Türk Haftalarının kullanımını zorunlu" kılan Ceza Yasası'nın (TCK) 222. maddesi yürürlükten kaldırılmalı.
Kürtlere karşı suçlar eleştirisiz kalamaz
Kürt Sorunu'nun silah zoruyla çözülemeyeceğine inandıkları için eleştiri sahipleri hapis tehdidiyle bastırılmamalı. TCK'nın "halkı askerlikten soğutmak" başlıklı 318. maddesi, "silahlı kuvvetleri alenen aşağılama"yı cezalandıran 301. maddesinin kullanımına son verilmeli; sivillere yönelik suçlar etkin şekilde araştırılmalı; cezasız bırakılmamalı.
Medyaya TRT Şeş kadar Kürtçe hakkı
Kürt yayın konusunda TRT Şeş'e (TRT6) tanınan geniş özgürlük alanı örneğin Gün TV'ye de tanınmalı. Kürtçe, Arapça veya başka anadillerde yayın yapmak isteyen yayın kuruluşları, çocuklara yönelik, o dilin öğretilmesine yönelik, alt yazı zorunluluğu olmadan da yayın yapabilmeli. Radyolar için haftalık beş saat, televizyonlar için de dört saat olan haftalık yayın sınırlamasına son verilmeli.
RTÜK ve anadil yönetmeliği değişsin
Bunun için 3984 Sayılı RTÜK Yasası değiştirilmeli ve 24 Ocak 2004'te yayımlanan Türk Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkında Yönetmelik genişletilmeli.
Mahkeme ve cezaevinde Kürtçe konuşulabilmeli
Kürtçe olarak mahkemelerde sanık veya tanık sıfatıyla ifade verilmesi ve cezaevi ziyaretlerinde Kürtçe konuşulması önündeki engeller tam anlamıyla kaldırılmalı.
Adaletsizlikler AİHM'e bırakılmasın!
Devlet ve yargı, yayınları ve düşünceleri nedeniyle yargılananların adalet arayışına artık karşılık vermeli; yıpratma aracı olmaktan çıkmalı ve zararların giderilmesini de bir tek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bırakma yönündeki anlayışını terk etmeli. (EÖ)