Fotoğraf: Murat Kebapçı / Pexels
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Cumartesi Resmi Gazete’de yayımlanan “Basın ve Yayım Faaliyetleri” konulu genelgenin iptali için Danıştay’a başvurdu.
MLSA başvurusunda genelgeyle Anayasa tarafından garanti altına alınan hakların kısıtlanmasının amaçlandığı savundu.
Genelgenin medya-basın ve ifade özgürlüğüne Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde belirtilen sınırların dışında müdahale edildiğini belirtti.
MLSA iptal dilekçesinde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasını düzenleyen Anayasa’nın 13. maddesi hatırlatılarak temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla ve yine Anayasa tarafından belirlenen sebepler ile sınırlandırılabileceğine dikkat çekti.
Genelgenin içeriği ve amacı düşünüldüğünde düzenleyici olmak maksadının aşıldığını belirtti.
Genelgede kullanılan dile de dikkat çekilen iptal dilekçesinde genelgenin “muğlak ifadeler” içerdiğini kaydetti.
Genelgenin yerici dili ile hangi kişi ve kurumların “aile ve toplum yapısını temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyet yürütmek” ile itham edildiğinin belli olmadığı ve dahası “toplumun temel değerleri” vurgusu ile “gerekli tüm tedbirlerin” alınmasını gerektirecek kıstasların açık olmadığını aktardı.
Aynı şekilde genelgedeki “yabancı içerikler” ifadesinin Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile çelişki içerisinde olduğuna dikkat çekildi. Bu haliyle medya ve basın özgürlüklerine orantısız ve keyfi müdahale edilmesine imkan sağladığı belirtilen genelgenin öncelikli bir şekilde ve savunma alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi.
"Hak ve özgürlükler genelge ile kısıtlanamaz"
Genelgenin hukuki bir metinden çok siyasi bir metin olduğunu ifade eden MLSA Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, “Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile garanti altına alınmış hak ve özgürlükler bir genelge kısıtlanamaz” dedi.
Emniyet’in gazetecilerin toplumsal olaylarda görüntü ve ses kaydı almasını engellemeyi amaçlayan genelgesini hatırlatan Ok, “O genelge gibi bu genelgenin de yayımlandığı ilk andan itibaren hukuki bir karşılığı yok fakat ne yazık ki pratik bir karşılığı olacaktır. Genelge ile bağımsız ve eleştirel medyayı hedef alan baskı, denetimler ve kapatmaya kadar varan cezalar artacaktır. Danıştay’ın bu sefer de ivedilikle doğru kararı vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
TBB de başvurmuştu
Türkiye Barolar Birliği de (TBB) dün Erdoğan'ın sansür genelgesini Danıştay'a taşıdığını duyurmuştu. TBB dilekçede, iptal davasına konu edilen genelge yürürlükte kaldığı sürece ortaya çıkacak hukuksuzlukları ve olumsuzlukları sıralamıştı. Genelgenin hukuk devleti ilkesine ters düştüğünü belirten TBB genelgenin iptalini istemişti.
(HA)