İstinafın beraat kararlarını bozmasının ardından başlayan yeniden yargılama sürecinde Gezi davası (8 Ekim) yarın görülecek.
1437 gündür Silivri Cezaevinde tutuklu Osman Kavala’yla birlikte Can Dündar, Mücella Yapıcı gibi 15 ismin yargılandığı dosyanın çArşı’nın yargılandığı davayla birleştirilmesi nedeniyle sanık sayısı 52’yle çıktı.
Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak duruşma öncesinde Gezi’yi Savunuyoruz hareki ile Taksim Dayanışması 9.00’da adliye önünde yapılacak olan basın açıklamasına çağrı yaptı.
Duruşma öncesinde dava sürecini derledik:
Kimler yargılanıyor?
Gezi davasının ilk yargılamasında beraat eden Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden ile dosyaları ayrılan fakat daha sonra tekrar birleştirilen yurtdışındaki Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi.
Bu isimlere ek olarak 15 Temmuz darbe girişimini planlamakla suçlanan ABD Dışişleri Bakanlığı eski çalışanı ve Lehigh Üniversitesi uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Henri Barkey.
Gezi Parkı protestolarına katıldıkları için ‘örgüt kurmak ve yönetmek, polise mukavemet, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanununa muhalefet’ gibi nedenlerle yargılandıktan sonra beraat eden fakat bu beraat kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulan 35 kişi: Koray Yalnız, Rüştü Aytan, Arda Mutludoğan, Sezgin Gülnar, Kaan Kabaş, Cem Yakışkan, Sarp Dağ, Barış Karaca, Atay Kesik, Mahmut İli, Numan Bülent Ergenç, Erdener Karataş, Volkan Eroğlu, Ant Erbirsin, Yusuf Demirci, Burak Bulut, Hüseyin Fidan, Ayhan Güner, Tuncer Gençer, Erdem Işık, Hakan Bora, Halil İbrahim Erol, Emre Işık, Engin Sarar, Serkan Sevim, Savaş Yeşiltepe, Akyan Uyanıktürk, Murat Eroğlu, Erol Özdil, İbrahim Aydın, Musa Fırat, Güray Sözmen, Mustafa Uysal, İbrahim Halilullah Turan, Hakan Tezel.
Bugüne nasıl gelindi?
Temmuz 2013'te Gezi Direnişi nedeniyle Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası’ndan Ali Çerkezoğlu’nun da aralarında bulunduğu 26 kişi gözaltına alındı. Sorgularının ardından serbest bırakılan hak savunucularına Mart 2014'te ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ten dava açıldı. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi 29 Nisan 2015'te tüm sanıkların beraatine karar verdi.
Daha sonra savcı Muammer Akkaş’ın şu an yargılanan isimler hakkında bir soruşturma yürüttüğü ortaya çıktı. Akkaş hak savunucularının telefonlarının dinlenmesi talimatını veren kişiydi. Fakat Akkaş 17-25 Aralık soruşturmasında görevden alındı ve yurtdışına kaçtı.
Akkaş'ın ardından dosyayı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yakup Ali Kahveci devraldı. Akkaş’ın topladığı delillerin de yer aldığı soruşturma 2019’da tamamlandı.
İlk duruşma 24 Haziran 2019’da görüldü. Tutuklu yargılanan Yiğit Aksakoğlu iki gün süren bu duruşma sonrasında tahliye edildi.
İkinci duruşmadan birkaç gün sonra HSK davaya bakan heyeti değiştirdi. Heyetin başkanlığına Galip Mehmet Perk, üyeliğine ise Talip Ergen’i getirdi. HSK, hem Kavala hem de Aksakoğlu için “tutukluluğun devamı” yönünde oy kullanan kıdemli üye Ahmet Tarık Çiftçioğlu’nun yerini ise değiştirmezken karara muhalefet şerhi koyan üye başka bir mahkemede görevlendirildi.
10 Aralık 2019'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala'nın bireysel başvurusuyla ilgili ihlal kararı açıkladı ve Kavala’nın ‘derhal serbest bırakılmasına’ hükmetti. Fakat Osman Kavala aradan geçen 2 yıla yakın süreçte hiç bırakılmadı, başka suçlamalarla tutukluluğu devam ettirildi.
18 Şubat 2020’de davada beraat kararı çıktı.
Neden tekrar yargılanıyorlar?
Beraat kararının ardından yaptığı grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gezi davasının hakimlerini hedef aldı. Erdoğan Osman Kavala’yı kastederek "Gezi'yi karıştıran malum kişi içerideydi, bir manevrayla beraat ettirmeye çalıştılar" dedi.
Erdoğan’ın açıklamasının hemen ardından Hakimler ve Savcılar Kurulu İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde görevli üç hakim hakkında inceleme başlattı.
Savcılık da mahkemenin beraat kararına itiraz etti. Cumhuriyet Savcısı Edip Şahiner yaptığı itirazda beraat kararının kaldırılmasını istedi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de (İstinaf) 22 Ocak 2021’de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararını bozdu.
Yargılanan kişilerin iddianamedeki suçlamalarına yer veren mahkeme, kişilerin sosyal medya paylaşımları, basın açıklamaları ve eylemlerde atılan sloganlar gibi delillerin hükmün gerekçesinde değerlendirilmemesini bozma nedeni olarak gösterdi.
Bozma kararı verirken de Anayasa Mahkemesi’nin Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklu yargılanması ile ilgili olarak verdiği hak ihlali kararını dikkate almadı.
Anayasa Mahkemesi Yiğit Aksakoğlu kararında, "Dolayısıyla barışçıl toplantıların düzenlenmesinin, organize edilmesinin ve bunlara katılınmasının suçlama konusu olmaması gerekir" ve “Başvurucunun Gezi olaylarını Hükûmete karşı yaygın ve şiddet içerikli bir ayaklanmaya çevirmeye çalıştığına dair herhangi bir belirtiye rastlanmamıştır" demişti.
çArşı davasıyla ilişkisi
Beşiktaş’ın taraftar grubu olan çArşı’nın 35 üyesine Gezi’nin ardından “Başbakanlık ofisini ele geçirmeye çalıştığı ve darbe yapmaya teşebbüs ettiği” iddiasıyla iddianame hazırladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianame sonrasında ilk duruşma 16 Aralık 2014’te görüldü.
Tüm sanıklar, 29 Aralık 2015’teki duruşmada beraat etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Akif Ekinci, çArşı davasındaki beraat kararına itiraz etti, sanıkların “Hükümeti kanundışı olarak devirmeyi amaçladıklarını ve bu çerçevede kaos oluşturulduğunu” ileri sürdü.
Dosya itirazlar üzerine Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul çArşı davasında verilen beraat hükümlerini oy birliğiyle bozdu.
Bu kararın hemen öncesinde Gezi’deki beraat kararını bozan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, çArşı davasının bozulması halinde iki dosyanın birleştirilmesini istedi.
İki dava da bozulup yeniden yargılama başlayınca Gezi hakimi Mahmut Başbuğ, 28 Temmuz’da öneri götürdüğü çArşı mahkemesine geçici görevlendirmeyle gidip kendi talebini kendi karşıladı ve iki davanın birleşmesine onay verdi.
(HA)