Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi kapsamında yeniden görülen ve kamu görevlilerinin yargılandığı davada karar 26 Mart'a kaldı.
10 Şubat'ta yine Çağlayan'daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmada mahkeme başkanı Akın Gürlek, bugün görülecek duruşmada karar açıklanacağını duyurmuştu. Duruşmada bir üye hakimin sağlık mazeretiyle katılmaması üzerine Gürlek kararın daha sonra açıklanacağını söyledi.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
"Mahkememizin bir önceki duruşmasında iş bu duruşma günü, sanıkların son sözlerinin alınması ile karar vereceği belirtilmiş ise de mahkememizde Hrant Dink dosyası olarak bilinen dosyaya üye hakimlerden en baştan beri Hakim Ferhat Şahin ile Hakim Şenol Kartal'ın çıktığı, diğer üye hakimlerimizin mahkememizde yapılan iş bölümü uyarınca diğer dosyalara çıktıkları, üye hakimlerden Hakim Ferhat Şahin'in kalp ameliyatı geçirdiği, bu duruşmaya aynı mahkemeden çıkan Hakim Mücella Akkaya'nın arızi olarak duruşmaya çıktığı, duruşmanın üye Hakim Ferhat Şahin'in sağlık raporu sebebiyle 26 Mart 2021 günü sat 10.00'a bırakılmasına, bu tarihli duruşmada sanıkların son sözlerinin alınmasıyla hüküm açıklanacağının duruşma salonunda bulunan tüm taraflara bildirilmesine karar verilmiştir."
Aydın: 26 Mart'ta tekrar buradayız
Duruşma sonrasında bianet'e konuşan Hrant'ın Arkadaşları'ndan Bülent Aydın, 26 Mart'ta kararı dinlemek için tekrar salonda olacaklarını söyledi. Aydın epey zamandan duruşma salonunun tıklım tıklım dolu gördüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Tutuksuz sanıkların çoğu gelmişti. Daha da önemlisi dinleyici sıraları tamamen doluydu. Hrant Dink davası geniş bir kamuoyunun ilgiyle izlediği bir davadır. Fakat Hrant Dink'in cenazesindeki o büyük kalabalık ve çeşitlik bugün hala bu davanın arkasında mıdır diye sorarsanız, buna 'evet' diyemeyiz. Değildir. Bunun birçok nedeni var. En büyük nedeni bu davanın 14 yıldır sürüyor olması. Heyetler bile 5 kez değişti. Bu davanın savcısı 5 kez değişti. Şunu da mutlaka vurgulamak lazım; bu cinayet davası süreç içerisinde devletteki iktidar mücadelelerinin aracı olarak da kullanılmaya çalışıldı. Bütün bunlar bu davanın izlenmesindeki dikkati ve yoğunluğu süreç içerisinde azalttı. Ama şunu da söylemek mümkün. Bugün itibariyle bu ülkenin vicdan sahipleri ve dünyada çok sayıda insan Hrant Dink cinayeti davasını takip ediyor. 26 Mart günü Hrant Dink cinayeti davasında yargılanan kamu görevlileri hakkındaki kararı dinlemek için yine burada olacağız."
Hrant'ın Arkadaşları: Adalet mücadelesi yeni bir aşamaya geçiyor
Bugün karar çıkması beklenen duruşma öncesi Hrant'ın Arkadaşları adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında konuşan Bülent Aydın 2007'den bu yana süren 14 yıllık adalet mücadelesini özetledi.
Cinayetle ilgili ilk davanın skandal bir kararla sonuçlandığını söyleyen Aydın, 10 yıl süren adalet mücadelesinin ardından kararın bozularak yardılamanın 2016'da yeniden başladığını ifade etti.
Aydın, "Bugün biten dava işte bu dava. Türkiye'de bugüne kadar bu kadar çok kamu görevlisinin yargılandığı bir siyasi cinayet davası olmadı. Hrant Dink cinayetine ilişkin bütün hususların aydınlandığı ve bu cinayete katılan bütün tarafların gerçekten yargılandığı bir aşamanın sonucunda 'Acaba adalete ne kadar yaklaştık?' derseniz, henüz Hrant Dink için adalete ulaşamadık" dedi. Hrant Dink cinayetinin yıllarca süren bir hazırlık aşamasından sonra gerçekleştirildiğini ifade eden Aydın şöyle konuştu:
"Hrant Dink, hedef haline getirilerek, sonra asılsız davalardan yargılanarak mahkum edilerek, tehdit edilerek ve peş peşe işleyen organize bir sürecin sonunda adeta tetikçilerin önüne atılarak, öldürülmesi mümkün kılınarak, önceden bütün ayrıntılarıyla bilinen hazırlık sürecinden sonra öldürüldü. Maalesef cinayet öncesi sürece ilişkin büyük eksiklikler var. O aşamaya ilişkin hiçbir sanık bu davada yargılanmadı. Yine Hrant Dink ailesinin avukatlarının ısrarlı hukuk çabalarına rağmen, bu cinayetle ilgili çok sayıda kamu görevlisi hakkında soruşturma açılmadı. İhlal davası Anayasa Mahkemesinde görüldü ve 'Önce mahkeme aşamasının sona ermesi gerekir.' gibi tartışılacak bir kararla reddedildi, önümüzdeki aşamalarda bu davanın farklı dönemleriyle biz yeniden yüz yüze olacağız."
Adalet mücadelelerinin bu davayla bitmeyeceğini söyleyen Aydın şöyle devam etti:
"Aksine bu kararla birlikte adalet mücadelesi yeni bir aşamaya geçmiş olacak. O yüzden Beşiktaş'ta süren, tetikçilerin yargılandığı ilk duruşma bittiğinde söylediğimiz gibi, biz bugün bir kez daha buradan sesleniyoruz: 'Biz bitti demeden bu dava bitmez.' Adalet mücadelesi bundan sonra da devam edecek. 'Hrant için adalet için' demeye devam edeceğiz. Bu cinayetten hemen sonra, yüzbinlerce kişilik kalabalıkla Hrant Dink'in arkasında yürürken söylediğimiz gibi bu cinayetin üstündeki karanlık perde kalkana, bu cinayetin tüm ortakları gerçekten yargılanana ve hak ettikleri cezayı bulana kadar hepimiz 'Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz' demeye devam edeceğiz."
Hrant Dink davasıHrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 19 sanık hakkındaki karar 17 Ocak 2012'de çıktı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraat etti. Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'inse 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren mahkeme, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı. Bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle tekrar yargılanmalarına karar verdi. "Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan mahkumiyet gerektiği belirterek bozdu. Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, ''kasten öldürmeye azmettirmek'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Hrant Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu. Dava dosyası yeniden İstanbul 14. ACM'deYargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti. Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetti. Yeni iddianameYargılama devam ederken soruşturmayı yürüten savcı yeni bir iddianame hazırladı ve Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. İddianamede, Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep edildi. Ana dava dosyası sanıklarına hapis cezasıİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi. 17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kuruldu. Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırdı. |
(HA)