Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada sona gelindi. Sanıkların esas hakkında mütalaaya karşı savunmalarını tamamlamalarının ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmada Dink ailesi avukatları Emel Ataktürk, Hakan Bakırcıoğlu ve Hülya Deveci esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulundu.
Duruşma sonrası ara karar oluşturan mahkeme taraflara 5 Mart'ta yapılacak duruşmada hükmün açıklanacağı ihtarında bulunarak, son sözlerin sorulmasına karar verdi.
Ev hapsindeki dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuklu sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Hrant'ın Arkadaşları ile Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve BİA Medya Gözlem Raportörü Erol Önderoğlu duruşmayı izledi.
Dink ailesi avukatları beyanlarında, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç'in cinayete giden süreçte ihmali aşan kasıtlarından bahsetti. İlk olarak söz alan Dink ailesi avukatlarından Emel Ataktürk, cinayete giden süreçte yaşananları aktardı.
Cinayette sorumluluğu olan devlet görevlilerinin yeterince soruşturulmadığını ifade eden Ataktürk MİT görevlileri hakkında verilen kovuşturmasızlık kararını hatırlattı.
Kamu görevlilerinin kovuşturmasızlık kararına yapılan itirazların mahkemece reddedildiğini söyleyen Ataktürk, ayrıca Celalettin Cerrah, Engin Dinç ve Ahmet İlhan Güler’in TCK 83. madde kapsamında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”nden yargılanmaları gerektiğini söyledi.
Agos'un kuruluşundan cinayete kadar Hrant Dink’in hedef haline getirilmesi sürecinin kırılma noktalarından da bahseden Ataktürk, İstanbul Valiliği’ndeki görüşmeden, Agos’taki Sabiha Gökçen haberi sonrası Genelkurmay’ın yayınladığı bildiriden bahsetti, Hrant Dink’e gönderilen tehdit mesajlarından örnekler verdi.
Ataktürk “2004’teb itibaren Hrant Dink ulusalcı ve aşırı milliyetçi kişi ve oluşumların faaliyetlerinin açık hedefi haline getirildi” dedi, Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferinin emniyet yetkililerince de bilindiğini belgelerle aktardı.
Bakırcıoğlu: Koruma kararı alınmadı
Ataktürk’ün beyanlarının ardından Hakan Bakırcıoğlu söz aldı. Bakırcıoğlu, Celalettin Cerrah, Engin Dinç ve Ahmet İlhan Güler’in Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olduğunu söyledi.
Bakırcıoğlu açık tehdidin bilinmesine rağmen Hrant Dink’in korunmasına dair bir adım atılmadığını aktardı. Orhan Pamuk’a çıkartılan koruma kararını hatırlatan Bakırcıoğlu “Hrant Dink’in talebi aranmadan koruma tedbiri alınmalıydı. Orhan Pamuk için bu, cinayetinden 13 ay önce yapıldı. Koruma kararında Celalettin Cerrah’ın imzası da var” dedi.
Bakırcıoğlu, Engin Dinç’in İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler'e ulaştırdığı Hrant Dink'e yönelik eylem yapılacağını bilginin Celalettin Cerrah'a ulaştırılmamasının olası olmadığını söyleyen Bakırcıoğlu, “Ses getirecek eylem ifadesi, Ahmet İlhan Güler'in iddia ettiğinin aksine istihbarat alanında vahim eylemler için kullanıldığı açıktır. Cana kast edecek eylem olacağı sonucuna varılacak cinstendir” diye konuştu ve İstanbul Emniyeti’nin cinayet öncesi süreçte kasıtlı olarak görevlerini yerine getirmediğini anlattı.
Son sözler sorulacak
Bakırcıoğlu'nun ardından Hülya Deveci beyanda bulundu. Mahkeme beyanların ardından duruşmayı 5 Mart'a bıraktı. Önümüzdeki duruşmada karar verileceği ihtarında bulunan mahkeme, sanıkların son sözlerinin sorulmasına, tutuklu sanıkların tamamının bir sonraki duruşmada SEGBİS ile hazır edilmelerine hükmetti.
TIKLAYIN - "En tepede birileri göz kırptı, en alttakiler de vurdu"
Hrant Dink davasıHrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 19 sanık hakkındaki karar 17 Ocak 2012'de çıktı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraat etti. Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'inse 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren mahkeme, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı. Bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle tekrar yargılanmalarına karar verdi. "Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan mahkumiyet gerektiği belirterek bozdu. Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, ''kasten öldürmeye azmettirmek'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Hrant Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu. Dava dosyası yeniden İstanbul 14. ACM'deYargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti. Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetti. Yeni iddianameYargılama devam ederken soruşturmayı yürüten savcı yeni bir iddianame hazırladı ve Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. İddianamede, Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep edildi. Ana dava dosyası sanıklarına hapis cezasıİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi. 17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kuruldu. Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırdı. |
(HA)