Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi gerekçelere dayandığını belirterek, ‘derhal serbest bırakılması’ yönünde verdiği kararın ardından gözler Türkiye’nin tutumuna çevrildi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararın bağlayıcı olmadığı yönünde yaptığı, "Esasen AİHM bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez" şeklindeki açıklamasıyla aslında Türkiye’nin tutumunu belli etti.
Peki, Türkiye AİHM kararlarını neden uygulamak zorunda? Tahliye kararının uygulanmaması ne anlama gelir, siyasi veya hukuki bir yaptırımı olur mu? Selahattin Demirtaş’ın avukatlarından Benan Molu bianet'in sorularını cevapladı.
TIKLAYIN - AİHM Büyük Daire: Demirtaş'ı derhal tahliye edin
"Türkiye'nin 'bunu uygulamıyorum' deme şansı yok"
Türkiye AİHM kararlarına neden uymak zorunda?
AİHM kararlarının bağlayıcılığı var. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir tarafı. Taraf olmak için de Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini kabul ediyor, idarenin kararlarına uymayı taaddüt ediyor.
Ayrıca Anayasa’nın 90’ıncı maddesinin son fıkrasına göre de bu kararların bağlayıcılığı var. Bu fıkra temel hak ve özgürlükler söz konusunda, uluslararası sözleşmelerin daha öncelikli kabul edileceğini söylüyor.
AİHS’nin ‘kararların bağlayıcılığını ve infazı’ başlıklı 46’ıncı maddesine göre 22 Aralık’ta Büyük Daire’den çıkan bu karar, saat 17.00’da AİHM’nin internet sitesinde yayınlanmasıyla birlikte bütün kurumlar için, herkes için kesin ve bağlayıcı bir hale geldi.
Dolayısıyla Türkiye’nin "bunu uygulamıyorum" demek gibi bir şansı yok. Karar Türkiye’nin bu sözleşmeye taraf olması sebebiyle bağlayıcı ve mutlak suretle uygulamak zorunda. Tartışmaya açık bir konu değil.
"Top Bakanlar Komitesi'nde"
Tahliye kararının yerine getirilip getirilmediğini kim denetleyecek?
Kararı uygulamamak sözleşmeye ve mahkemenin yetkisine karşı verdiği taaddütte aykırı davranmak anlamına geliyor.
Karardan sonra AİHM’nin alanından çıktı bu olay. AİHM’nin kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemeyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’dir. Top bundan sonra Bakanlar Komitesi’nde.
"Komite taraflardan görüş isteyecek"
Süreç nasıl işleyecek?
Biz Bakanlar Komitesi’ne, kararın ardından yapılan açıklamalarla ilgili bir bildirimde bulunacağız zaten. Bunun haricinde de Bakanlar Komitesi kararla ilgili Türkiye’den görüş isteyecek zaten. Ne yaptınız, Büyük Daire kararı bu zamana kadar niye uygulanmadı diye soracak Türkiye’ye.
Eğer ikna olmazsa görüş süreci çok uzun bir süre daha devam edecek.
Azerbaycan örneği
Tahliye kararının uygulanmaması durumunda bir yaptırım söz konusu mu?
Tabii. Karşımızda bir Azerbaycan örneği, Ilgar Mammadov davası var. Yine AİHS’nin 46’ıncı maddenin 4’üncü fıkrasına göre eğer bir devlet ısrarla İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kesin ve bağlayıcı kararları yerine getirmezse ve bunda direnirse Bakanlar Komitesi 3’te 2 oy çokluğuyla şikayet prosedürünü işletir.
Yani ilgili kişiler hala tahliye edilmemişse ve kararın gereği yapılmamışsa Bakanlar Komitesi, İnsan Hakları Mahkemesine, mahkemenin kararını yerine getirmeyen devleti şikayet etme yetkisine sahip olur.
Daha önce Azerbaycan’a karşı uygulandı bu. Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez bir devlete, yaptırım uygulanmasına karar verildi. Kararı yerine getirmediği için Azerbaycan AİHM’e şikayet edildi ve bunun sonucunda da Azerbaycan ilgili kişiyi serbest bırakmak ve beraat ettirmek zorunda kaldı, tazminat ödedi.
Çünkü süreç ruhsat alamamaktan tutun Avrupa Konseyi seçimlerinde tekrar aday olamamaya, Avrupa Konseyi’nden çıkarmaya kadar bir dizi yaptırım getirebiliyor.
Azerbaycan daha fazla direnemedi ve Mammadov’u serbest bırakıp, beraat ettirdi. Sonucunda da yaptırım ihtimali ortadan kalktı.
"Karar uygulanmazsa Türkiye'ye yaptırım uygulanır"
Türkiye için de aynı şeyler mi geçerli?
Evet. Selahattin Demirtaş eğer serbest bırakılmazsa aynı yaptırımlar ve süreç Türkiye için de geçerli olacak.
Zaten 20 Kasım 2018’de Demirtaş hakkında verilen ilk AİHM kararı uygulanmadığında ve Demirtaş tekrar tutuklandığında Avrupa Konseyi, Türkiye’yle ilgili de bu yola gidilebileceği yönünde bir açıklama yapmıştı. O tarihten bugüne AİHM’nin Osman Kavala kararının da uygulanmadığını görüyoruz.
Hem Kavala hem de Demirtaş bu kararlara rağmen serbest bırakılmazsa Türkiye bir yaptırımla karşı karşıya kalacaktır.
"Tahliye yeterli değil beraat ettirilmeli"
AİHM kararı uyarınca Demirtaş’ın serbest bırakılması yeterli mi?
Karara göre sadece serbest bırakılması değil, tahliye de ettirilmesi gerekiyor Demirtaş’ın. Kaldı ki karar Demirtaş’ın aleyhine olsaydı da bu karar bağlayıcı olacaktı. Biz avukatları olarak bugün yine aynı şeyi söyleyecektik. Diyecektik ki ‘Bu karar bağlayıcı, yapacak bir şey yok.’ Bu herkes için geçerli. Olumlu ya da olumsuz fark etmez. Türkiye’nin hem AİHS hem taraf olduğu diğer uluslararası sözleşmeler hem de Anayasa gereğince kararın bağlayıcı olduğu çok açık.
Şimdi de diyoruz ki Demirtaş’ın tahliye olması yeterli değil, AİHM kararına göre beraat de ettirilmeli ki eninde sonunda zaten beraat etmek zorunda kalacak.
(HA)