Fotoğraf: Twitter
Yargıçların ifade özgürlüğü hakkı vardır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. ve 14. maddeleri arasındaki düzenlemelere imzacı ülkelerde yaşayan herkesin, birinci bölümde yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın yararlanmaları gerektiğini belirtilmiştir. Türkiye; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) tarafı olan devlet olarak insan haklarını ve özgürlüklerini korumak ve gerçekleştirmekle yükümlüdür. Dünyada adaletin ve barışın temelini oluşturan en yetkin biçimde korunabilmesi, bir yandan da etkin bir siyasal demokrasiye, öte yandan da insan hakları konusunda ortak bir anlayışın sağlanmasına ve insan haklarına riayet edilmesine bağlı bulunan temel insan hak ve özgürlüklerine “derin inancını” belirterek 70 yıl önce “imzacı ülke” olmuştur.
AİHS'nin 10. maddesi (İfade Özgürlüğü) imzacı ülkelerde yaşayan herkesin 1. bölümde yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın yararlanmaları gerektiğini belirtilmiştir.
Yargıçların ifade özgürlüğü hakkı vardır.
12 Mayıs 2020 Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu basın açıklaması; “Bugün bazı basın organlarında yer alan haberlere göre, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan hakkında, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından, sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturmaya esas inceleme başlatıldığı öğrenilmiştir.
Yakın zamanda girdiği ölüm orucu sonucu hayatını kaybeden, terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek'in ölümünden önce ve ölüm orucunu bırakması sonrasında Ayşe Sarısu Pehlivan, "türküler kimseye zarar vermez, İbrahim Gökçek yaşamalıdır" şeklinde bir Tweet atmış, ölümü sonrasında da sadece üzüntüsünü belirtmiştir.
Arkasından, sosyal medya kullanıcısı birtakım kişiler tarafından suçlanarak taciz edilmiş ve devamında bazı medya grupları tarafından hedef alınmış ve son olarak HSK'nın inceleme başlattığı haberi gelmiştir.
Sendika başkanımızın evrensel hukuk, vicdan ve insani ölçütlere uygun paylaşımları hiçbir şekilde suç unsuru içermemektedir. Tümüyle insani açıdan ve yaşam hakkının kutsallığını vurgulamak yönünden yapılan paylaşımların, abartılı yorum ve suçlamalara hedef yapılması kadar, HSK'nın inceleme başlatması da anlaşılır bir tutum değildir.
Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu olarak Başkanımızın tereddütsüz arkasında olduğumuzu, herhangi bir suç veya disiplin eylemi niteliği bulunmayan paylaşımlar nedeniyle HSK'nın vicdanlara hitap edecek ve sağduyulu bir karara imza atacağına inanmak istediğimizi belirterek, durumu saygı ile kamuoyunun bilgisine sunarız.
Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu
Öğrendik ki; Sendika Başkanı hakkında soruşturma izni verilmiş ve üstelik üç ay süreyle görevinden geçici süre el çektirilmiş…
Sendika’nın adı "Yargıçlar Sendikası"dır. Yargıçların örgütüdür. Sendika;
Hukuk devletinin varlığını, geliştirilmesini ve sürekliliğini amaç edinir. Bunun için hukukun üstünlüğü, etkinliği, egemenliği ve saygınlığının artırılmasını,
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargıç güvencesini amaç edinir. Bu bağlamda savunma makamının bağımsızlığı ve etkinliğini, askeri yargının kaldırılmasını,
Hak arama özgürlüğünün ulusal, uluslararası ve ulusal üstü, her düzeyde, herkes için etkin biçimde sağlanması gerektiğini,
Adil yargılama koşul ve kurallarının etkin biçimde gerçekleştirilmesini, doğal yargıç ilkesinin uygulanmasını,
Toplum ve iş barışının sağlanmasını, sosyal adaletin gerçekleşmesini, özgür sendikacılık anlayışı içerisinde, üyelerinin ve çalışanların akademik, ekonomik, demokratik, sosyal, kültürel, hukuksal, mesleki hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesini,
Hukukun üstünlüğü, etkinliği ve egemenliğini, bunların sağlanacağı ortamın da varlığı için, Cumhuriyet ilke ve değerlerini, bu bağlamda egemenlik ve özgürlüklerin temeli olan laikliğin korunmasını, bunları sağlayacak olan devletin de üniter, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti niteliklerine sahip olmasının vazgeçilmezliğini,
İnsan hak ve özgürlüklerinden etkin olarak yararlanılmasına ve korunmasına yönelik her türlü ortamın yaratılmasını,
Hukuk herkes içindir söyleminden hareketle, tüm çalışanlar ve emekçilerin hak ve özgürlükleri önündeki, hukuk devleti ve demokratik toplum gerekleri ile bağdaşmayan, sınırların ve engellerin kaldırılmasını, emeğin korunmasını amaçlar. Bu nedenle, temel hak ve özgürlüklerin, çalışma yaşamının, sendikal hakların, evrensel ölçütlere uygun düzeye taşınması ve o düzeyde yaşanması için mücadeleyi esas alır. Sendikalaşmanın, belirli tipte yapılması zorunluluğunun kaldırılmasını,
Hukuk devletinin gereği olarak, yargıç, savcı ve avukatlar ile bu üç mesleğin adaylarının ve de tüm çalışanların, temel hak ve özgürlükler bağlamında, idari ve mali vesayet de olmadan örgütlenmelerini, örgütlenmeleriyle ilgili her türlü kısıtlama ve sınırlandırmaların da kaldırılmasını, bunun tüm çalışanlar yönünden de gerçekleştirilmesi gerektiğini,
Yargı etiğinin gözetilmesini, yargı etiği kurallarının korunup geliştirilmesini; her nereden gelirse gelsin, yargı organlarına, yargıçlar, savcılar, avukatlar, noterler, akademisyenler, adli personel ve hukukun üstünlüğüne yönelik, saldırılara ve tehlikelere karşı koymanın da siyasi faaliyet olarak nitelendirilemeyeceğini,
Savunur, savunur, savunur, savunur, savunur….
Sendika şimdiki zamanda Yargıçlar Sendikası Başkanı Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan’ın savunuyor…Zamanın ruhuna uygun, Sayın Başkanın deyimiyle!
Savunma; Karşıya Hakimini savunuyor…
Avukatlar herkesin ifade özgürlüğü hakkını savunuyor, Karşıyaka Hakimini ve yargıçların ifade özgürlüğünü savunma zamanıdır.
2003/43 Sayılı Birleşmiş Milletler Bangalor Yargı Etiği İlkelerinde “Dürüstlük ve dürüstlüğün görüntü olarak ortaya konuluşu, bir hâkimin tüm etkinliklerini icrada esaslı bir unsurdur.” Bu ilke gereğince Uygulama ’da “Hâkim, diğer vatandaşlar gibi, ifade, inanç ve dernek kurma ve toplanma özgürlüğüne sahiptir, ancak bu hakların kullanılmasında, yargı mesleğinin onurunu, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyacak şekilde davranmalıdır.”
İnter-Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı, Mr. Humberto Antonio Sierra Porto, 14 Nisan 2015 tarihli mektupla, yargıçların ifade ve örgütlenme özgürlüğüyle barışçı toplantı yapma ve siyasal haklarıyla ilgili mukayeseli bir hukuk araştırmasının geliştirilmesini teminen Venedik Komisyonu'nun yardımını talep etmiştir.
Amerikalılar-Arası İnsan Hakları Mahkemesinde görülen 'Lopez Lone and others v. Honduras' davası; Demokrasi için Yargıçlar Derneği (AJD) üyesi olan dört yargıcın görevden alınması hakkındaki davadır. AJD, Başkan Zelaya’nın iktidarını kaybetmesini (28 Haziran 2009) bir darbe olarak değerlendirmiştir. Ama Yüksek Mahkeme, 2009 yılı içinde yayınladığı bir dizi resmi bildiriyle, bunu Anayasal bir geçiş dönemi olarak değerlendirmiştir. Anılan yargıçlar; politik gösterilere katılmak, yargı aleyhine görüş beyan etmek, fikir açıklamak ve sözde anayasal geçiş süreci hakkında kovuşturma başlattıklarından bahisle, başlatılan disiplin prosedürü sonrası görevden ihraç edilmişlerdir.
Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) Tarafından 103. Genel Kurul'unda Yargıçların İfade Özgürlügü hakkında Rapor (Venedik, 19-20 Haziran 2015) kabul edilmiştir.
Venedik Komisyonu, bu araştırma raporunun kapsamını; önünde bekleyen mevcut davayı analiz etmeden, bu davanın sonucuyla ilgili herhangi bir öneride bulunmadan, salt ifade, örgütlenme özgürlüğü, barışçıl toplantı yapma hakkı ve yargıçların siyasal haklarına ilişkin anayasal, yasal hükümleri sunmak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yargıçların ifade özgürlüğüyle ilgili içtihatlarının teorik analiziyle sınırlandırmıştır.
Raporda çok sayıda ülkenin konu hakkındaki yasal düzenlemelerine ve etik ilkelerine değinilmiştir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) köklü içtihadına yapılan atıfla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesinin (İfade Özgürlüğü) sağladığı güvencelerden herkesin ve özelde kamu görevlilerinin yararlanacağına hükmetmiştir. AİHS 1. ve 14. maddesi imzacı ülkelerde yaşayan herkesin 1. bölümde yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın yararlanmaları gerektiğini belirtilmiştir. İfade özgürlüğünün 10. Maddesinin ikinci fıkrası, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını sıkı koşullara bağlar. Hakkın öznelerden özerk olarak, ancak meşru hedefe ulaşmak amacıyla, hukuka uygun olarak ve demokratik bir toplumda gerekli olması koşuluyla kısıtlanabileceği kabul eder.
Kaideten kamu görevlilerinin AİHS ' nin getirdiği hak garantilerin dışında kalmaması gerektiği kabul edilir. Hakimlerin statüleri, onların AİHS 10. maddesindeki güvenceden yoksun bırakılmalarına neden olamaz.
Venedik Komisyonu bu Raporunda birçok Avrupa ülkesinin anayasal, yasal hükümleriyle ilgili içtihatlarında ifade özgürlüğüne dair garantilerin hakimlerin içinde bulunduğu kamu görevlilerini de kapsadığına işaret etmiştir…Raporda yer alan birçok AİHM kararına atıfla; bilhassa güçler ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının korunmasının artan öneminden ötürü bir yargıcın ifade özgürlüğüne yapılacak her türlü müdahalenin sıkı denetime tabi tutulması gerektiğine de değinmiştir.
Yargıçlar Sendikası, “örgüt içi demokrasi / örgüt içi disiplin” ilkelerini Tüzükte amaç maddesi yapmış: “Sendika; eleştiri, özeleştiri, ikna, tartışma süreçlerini de içeren, örgüt içi demokrasiyi esas alarak, tüzük ve mevzuat gereğince, demokratik toplum gerekleri çerçevesinde, aynı zamanda örgüt içi disiplinini de gözeterek faaliyette bulunmayı amaç edinir.”
Bu amaçla Yargıçlar Sendikası Başkanı ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkını kullanarak “halin ifşasında” bulunmuştur. 9 ay önce ve yayımlanmış. Şimdi hatırlatma zamanı…
“Söylem ve eylemin uyuşmaması ve halin ifşası açısından şu konu önemlidir; Türk Yargı Etik Kuralları hali hazırdaki HSK tarafından açıklanmış ve kurallar içerisinde ne yazık ki yargının yürütmeden bağımsızlığına dair herhangi bir kurala rastlanmamıştır. Bangolar Yargı Etik İlkeleri 2010 öncesi dönemde görevli olan HSYK tarafından imzalanmıştır. Bangolar Yargı Etik İlkelerinin Bağımsızlık ilkesinin 1.3 maddesinde “Hâkim yasama ve yürütme organlarıyla uygunsuz bağlantılardan ve bu organların etkisinden bağımsız olmalı ve ayrıca makul bir şekilde gözlemlendiğinde de bunlardan bağımsız görünmelidir.” şeklindedir. HSK ise bu konuyu yayınladığı Türk Yargı Etiği Bildirgesindeki kurallar içerisinde ayrıca düzenleme ihtiyacı duymamıştır. Bu husus küçük ancak önemli bir detaydır. Zira Mevcut HSK’nun imzaladığı Türk Yargı Etik Kuralları, Bangolar Yargı Etik Kurallarından sayıca daha fazla olup daha ayrıntılı kurallar belirlemişken, yargını yürütmeden bağımsızlığına dair bir kural içermemesi dikkat çekmektedir. Buradan HSK’nun yürütmeye bağımlı bir yargıdan rahatsızlık duymadığı sonucuna varılabilir.” (Yargıç Ayşe Sarısu Pehlivan 21.08.2019 Birgün)
Bu satırlarını, yazdıklarını, söylediklerini, ifade ettiklerini, örgütlenme hakkını kullanmasını, sendikalı olmasını, sendika başkanı olmasını, görevini yapmasını soruşturma raporunda “rapor ederseniz” eğer; sadece yargıçların etik ilkelerine aykırı davranmış olmazsınız…
Yazdığı "türküler kimseye zarar vermez, İbrahim Gökçek yaşamalıdır" sözlerini sadece ifade özgürlüğü eylemini tahkik etmeniz şart olduğu halde bir yargıcın yaşayışını, dünya görüşünü, toplumsal ve kültürel yaşamını, kişisel acılarını, duygularını, kadın yargıç olarak hassasiyetlerini “tahkike konu ederseniz” eğer….
Karşıya Yargıcının bu ülkenin yüz akı yargıçlardan biri olduğunu unutmuş olmakla kalmazsınız, herkesin hakkı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına aykırı davranmayacağınıza dair söz verdiğiniz “etik” sözlerinizi tutmamış olursunuz…
Bir yargıç hakkında ifade özgürlüğü hakkını kullandığı için sadece soruşturma açılmış olması dahi; yargıda söylem ve eylemin uyuşmaması ve halinin ifşası olarak Türk Yargı Etiği İlkelerinin ve yargıçların ifade özgürlüğü hakkının ihlalidir.
Karşıyaka Hâkimi…
Bu topraklar üzerinde yaşayanlardan, içimizden biri; gülümsemesi ve hayatıyla… (Fİ/RT)