Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay'ın 150. kuruluş yıldönümünde medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Yargıtay Evi’nde bir araya geldi.
Yargı bağımsızlığıyla ilgili yapılan çalışmalara dair soruları da yanıtlayan Cirit, “yargı bağımsızlığının çok önem verdikleri bir konu olduğunu” söyledi.
“Bize herhangi bir telkin, talimat gelmemiştir”
Yargıtay'a 1 milyon davanın geldiğini, şu ana kadar yargı bağımsızlığıyla ilgili herhangi bir telkin, talimat, talep gelmediğini söyleyen Cirit, konuyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Yargı bağımsızlığının olmadığı ifade edilmekte, bu olgu üzerinden eleştirilmekteyiz. Ben de Türkiye'deki yargı bağımsızlığı ve en son Anayasa değişikliğiyle gelen yargı tarafsızlığının en iyi şekilde yapıldığını görmekteyim. Bunun aksini iddia edenler bunu ispatlamalıdır. Türkiye'de yargı bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir merciden emir ve talimat alamaz. Anayasanın 138. maddesi de buna engeldir.”
Yargıtay Başkanlığı görevini üç yıldır yürüttüğünü, uzun yıllar ağır ceza mahkemesi başkanlığı ve Yargıtay üyeliği yaptığını anlatan Cirit, “Bu süreler içinde bize herhangi bir telkin, talimat gelmemiştir” dedi.
Gazetelerdeki haberlere göre, iade süreçleriyle ilgili soruyu da “Diyorlar ki 'ABD'de yargı bağımsız.' Yargı bağımsız değil” diye cevapladı.
“Birçok baskı grubuna karşı bağımsızlığı ifade ediyorum”
Son yıllarda, kişi ve birey özgürlüğünü öne çıkaran, kamuyu, devleti geriye atan yasalar çıkarıldığını, mahkemelerde ve Yargıtay'da birçok davada, kamunun davaları kaybettiğini ifade eden Cirit, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada bir talimat yoktur. Hakimler herkül gibi güçlü olmalıdır. Güç odaklarına karşı, ekonomik bakımdan güçlü olanlara, yeraltı dünyasına, birçok baskı grubuna karşı bağımsızlığı ifade ediyorum. Hakimler her türlü güçlü olmalı ve hiçbir yerden talimat almamalı.”
“Adil yargılamayla yürütülmektedir”
Yargılandıkları davaya bakan hakimin ihraç edilmesiyle birçok şikayet aldıklarını anlatan Cirit, bu hakim ve savcıların yaptıkları nedeniyle yargıya güvenin düştüğünü belirtti.
İsmail Rüştü Cirit, hukukta yargılamanın yenilenmesi müessesesinin bulunduğunu, kararı veren mahkemeye müracaat edilmesi halinde bu müessesenin işletilebileceğini aktardı.
Ayrıca, 4 bin 500 hakim ve savcının örgüt üyeliğinden yargılanmasının hukuk güvenliği açısından endişe verici bir durum olduğunu söyledi.
Devam eden yargılamalarla ilgili de şöyle konuştu:
“Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir. Hak etmiyorsa mağdur etmemektir. Zulüm yaparsak, aynı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi, toplumda onarılmaz yaralar açar. Biz geleceğe yürümek istiyoruz, onarılmaz zararlar vermek istemiyoruz. Onun için buna çok dikkat ediyoruz, hassasız. Adalet er geç yerine gelecektir. Bizim bunlara karşı adaletten başka hiçbir borcumuz yoktur. Adil yargılamayla yürütülmektedir. Bu işin geri dönüşü olmaz. Hakimlik, hukuk yeri hınç alma yeri değildir, en adil olanı yapmaktır, adaletli davranmaktır.”
Kapasite 100 bin, mahpus sayısı 230 bin
Cirit, Türk Ceza Kanunu'nun neredeyse üçte birinin değiştirildiğini, infaz sisteminde de sürekli değişikliğe gidildiğini söyledi ve kanunlar hazırlanırken, etraflıca düşünülüp paydaşlarla görüşülüp, bundan sonra kanunlaşması gerektiğine işaret etti.
Şu andaki infaz sistemine göre, 4 yıla kadar hapis cezalarında girdi-çıktı yapıldığını, bunun da cezanın yaptırımsız kalmasına neden olduğunu aktardı:
“Ama o da cezaevi ihtiyacı gerektiriyor. Şu anda 100 bin kapasitemiz var ama cezaevinde 230 bin mahkum ve tutuklu bulunmakta. Sevindirici olan geçmiş dönemde tutuklu sayısı mahkum sayısından fazlaydı, bu dönemde mahkum sayısı tutuklu sayısından fazla. Bu infaz sistemi üzerinde çok fazla oynamamak gerekir.” (AS)
* Fotoğraf. Anadolu Ajansı - Ankara