Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden 14 polise ve amirine, Halkların Demokratik Partisi’nin mitingine yönelik bombalı saldırının önlenmediği gerekçesiyle “Görevi İhmal” suçundan dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, ana davada yargılanan Burhan Gök “İslam Devleti (IŞİD) mensubu” ve patlamayı gerçekleştirenlerden biri olarak tanımlanıyor. Burhan Gök ana davada ise tahliye edilmişti.
Genel seçimden iki gün önce, 5 Haziran 2015’teki bombalı saldırıda beş kişi hayatını kaybetmişti.
Tıklayın - IŞİD’e Sınır Geçişi Sağlamakla Yargılanan Sanık “Kaçma Şüphesi Yok” Diye Tahliye Edildi
Ana davada saldırıya katılmakla yargılanan Burhan Gök, üzerinde bulunan cep telefonu incelenmeden tahliye edilmişti. Kovuşturma sürecinde incelenmeyen telefonun, savcılık veya polisçe neden incelenmediğinden, polislere açılan davada bahsedilmedi. Ancak polislere yönelik iddianamede, Burhan Gök’ün adı “saldırıyı gerçekleştirenler” kısmında yer aldı.
Tıklayın - IŞİD Sanığının Tahliyesine Hakimden Karşı Görüş: Deliller Bile Toplanmamıştı
Ana davanın mahkeme heyeti üyesi hakim, Gök’ün “deliller bile incelenmeden” tahliye edilmesine karşıt görüş belirtmişti.
Burhan Gök’e “IŞİD mensubu” tanımlaması
2 Ekim’de hazırlanan iddianamede 14 polis ve amirleriyle ilgili şu değerlendirmeler yer aldı:
“5 Haziran 2015 tarihinde HDP tarafından Diyarbakır ili Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanında düzenlenen seçim mitingi esnasında saat 17.50 sıralarında DEAŞ [IŞİD] terör örgütü mensupları İsmail Korkmaz, Mustafa Kılınç, Orhan Gönder, İlhami Ballı ve Burhan Gök tarafından gerçekleştirilen iki ayrı patlama sonucunda mitinge katılan şahıslardan birden çok kişinin ölümü ve yaralanması olayı ile ilgili olarak yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan Emniyet görevlileri şüphelilerin güvenlik tedbirlerini tam olarak uygulamadıkları ve eylemi gerçekleştirenlerden Orhan Gönder’in 2 Haziran 2015-3 Haziran 2015 tarihlerinde otel konaklamasında yoklama kaçağı olarak arandığının tespit edilmesine rağmen KİHBİ sistemi [Kaçakçılık İstihbarat, Harekât, Bilgi Toplama] üzerinden sorgulamasının yapılmadığı iddiasına yönelik şüpheliler hakkında Diyarbakır Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğünün 30 Temmuz 2015 tarih ve 2015/94 sayılı soruşturma izni verilmesine dair kararın Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi üzerine üzerlerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçundan soruşturmaya başlanılmıştır.”
“Emir olmasına rağmen patlayıcı araması yapılmadı”
İddianamede, yazılı emir olmasına rağmen, polislerin miting alanı çevresinde patlayıcı araması yapmadıkları ifade edildi:
“Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünün 4 Haziran 2015 tarih 2674 sayılı yazılı emri ile miting alanı ve çevresinde patlayıcılara karşı arama görevi verilmesine ve tedbir alınmasının istenilmesine rağmen, şüphelilerden …’ın patlayıcının olay öncesinde saklandığı Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde arama faaliyetinde bulunmadıkları;
“Şüphelilerin Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi bahçesinde tedbir almadıkları, şüpheli …’un miting alanında Emniyet tedbirinden sorumlu müdür olarak yetki ve sorumluluğunda bulunan emniyet tedbirlerinin alınması hususunda ihmalkâr davrandığı;
“bu kapsamda, şüphelilerin suç tarihinde görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal göstermeleri neticesinde terör eyleminin önlemediği, bu suretle üzerlerine atılı bulunan ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşılmıştır.”
“Arandığı tespit edilen IŞİD şüphelisi sorgulanmadan bırakıldı”
İddianamede ayrıca, patlamanın sorumlusu ve IŞİD mensubu olmakla ana davada yargılanan Orhan Gönder’le ilgili de şu suçlama yer aldı:
“Terör olayı şüphelisi Orhan Gönder’in 2 Haziran 2015-3 Haziran 2015 tarihlerinde otel konaklamasında yoklama kaçağı olarak arandığının tespit edilmesine rağmen polis memurları şüpheliler …’ın Orhan Gönder’in sorgulamasını KİHBİ sistemi üzerinden yapmadıkları;
“Şüphelilerden …’ın iş ve eylemleri üzerindeki denetim görevlerini ihmal ettikleri, bu kapsamında şüphelilerin suç tarihinde görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal göstermeleri neticesinde terör eyleminin önlemediği, bu suretle üzerlerine atılı bulunan ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşılmıştır.”
Polislere “kamu görevinden men” talebi
Sanık polisler hakkında Türk Ceza Kanunu’ndaki 257/2 maddesi uyarınca görevi kötüye kullanmaktan 2 yıla kadar hapis cezası istendi.
Ayrıca polislerin, TCK 53. maddesi gereğince de “kamu görevinden yoksun bırakılmaları” talep edildi.
“Görevi kötüye kullanma” suçundan soruşturulan beş polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Olayın ve davanın geçmişi |
Antep’te 2015 yılında İslam Devleti’ne (IŞİD) yönelik soruşturma başlatıldı. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, yanlarında Türkiye vatandaşı olmayan ve sınırı geçerek kamplara ulaşmak istediği iddia edilen üç kişiyle birlikteyken, bu soruşturma kapsamındaki operasyonda yakalandı. İkisi de Antep’teki örgüt mensuplarını, sınırdan geçirerek Suriye’deki kamplara ulaştırmakla suçlandı. 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır’daki İstasyon Meydanındaki mitinginde, çöp kutularına konan ve uzaktan kumandayla patlatılan bombalarla düzenlenen saldırıda Ramazan Yıldız (16), Necati Kulur (47), Şehmuz Kaçan (34), Civan Arslan (17) ve Ali Türkmen (65) hayatını kaybetti. Bu saldırının ardından Antep Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkisizlik kararı vererek IŞİD soruşturması dosyasını Diyarbakır’a gönderdi. Sevk kararında, bombalı saldırının faili olan “Cafer” kod adlı Orhan Gönder’in Antep’te yakalandığı ifade edildi. Burhan Gök de Orhan Gönder ile irtibatı tespit edilince Diyarbakır saldırısı soruşturmasına dahil edildi. Burhan Gök ve Mustafa Kılınç, Diyarbakır saldırısıyla ilgili açılan davada Orhan Gönder’i saklamakla suçlandı. İddianamede Kılınç ve Gök’ün “Suriye sınırında suçüstü yakalandıkları” belirtildi. Gök’e “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Nitelikli Öldürme, Nitelikli Öldürmeye Teşebbüs, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz olarak Bulundurma veya El Değiştirme” suçlarından dava açıldı. Burhan Gök yakalandığında yanında İbrahim El Bakraoui vardı. Gök, El Bakraoui’yi Antep’ten alarak Suriye’deki IŞİD kampına ulaştırmaya çalışmakla suçlandı. El Bakraoui yakalandıktan sonra sınırdışı edildi, 22 Mart 2016’da Brüksel’deki Zaventem Havalimanı'nda vücuduna bağlamış olduğu bombayı patlattı. Aynı gün kardeşi Halid El Bakraoui’nin de metrodaki intihar saldırısıyla birlikte 31 kişi hayatını kaybetti, en az 260 kişi yaralandı. Saldırıları IŞİD üstlendi. Burhan Gök, 25 Temmuz’da Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 6. duruşmasında “26 aydır tutuklu olduğunu, mağdur edildiğini” söyledi, tahliye edildi. Tahliye edilmesine, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir hakimi karşı oy yazdı. Karşı oyda, “deliller tam olarak toplanmadan tahliye kararı verildiğinin anlaşıldığı” belirtildi. |
(AS)