Artvinlilerin oluşturduğu dernek ve vakıf temsilcilerinin yanı sıra CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ve Anayasa uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun katılımıyla Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilen “Artvin STK ve Platformları Türkiye Buluşması” sonrası katılımcılar bir sonuç bildirgesi yayınladı. Toplantıda, başta Cerattepe olmak üzere Artvin’in tüm çevre mücadelesine tek yürek olarak destek verileceği, Yeşil Artvin Derneği’nin yalnız olmadığı, yurt genelindeki Artvinli STK ve platformların da bu mücadelenin bir parçası olduğu vurgulandı.
50 bin 300 ağaç kesilecek
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, memleketi olan Artvin’de yapılan projelerin yol açtığı tahribatı görsel sunumla anlattı. Doğu Karadeniz’in Dünya’da korunması gereken 200 ekolojik bölgeden biri olduğuna dikkat çeken Kurdoğlu, HES’ler, Maden’ler, taşocakları ve Yeşil yol projesi ile Artvin’de ve Doğu Karadeniz’de doğaya şiddet uygulandığını söyledi.
Kurdoğlu’nun fotoğraf ve belgeye dayalı yaptığı sunuma göre, “Doğu Karadeniz Dünyanın 3 ayrı kuş göç belgesi ver Yılda 1 milyon kuş geçiyor. Doğayı en az tahrip eden HES’ler Türkiye’de dereyi 25 km boyunca gün yüzü görmeden borulardan geçiriliyor. Yerüstü ve yer altı suları akıl almaz bir şekilde yok ediliyor. Cebri boruların inşaatı 10-15 futbol sahası kadar alan tahrip ediyor. HES’ler için yapılan yolların malzemesi şerlerden aşağı akıtılarak doğa yok ediliyor.
"Yaylaların mülkiyet yapısı Yeşil Yol Projesiyle değiştiriliyor. Cerattepe’de 50 bin 300 ağaç kesilecek. Maden için toprağı tersyüz edecekler. Yeraltından yüzeye çok ağır metaller çıkacak. Örneğin 1 milyon ton cevher için çevreye 10 ton cıva salınacak. Yalnızca cıva, ormanlar dahil tüm bitki örtüsünü, yaşam alanlarını yok edecek güçte.”
“Artvinli değil flora ve faunayız”
Artvin’de yaşanan çevre sorunlarını hukuk çerçevesinde değerlendiren Anayasa uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Cerattepe’nin korumak zorunda olduğu değerler Türkiye’nin değerleridir, onun ötesinde insanlığın değeridir. Kendimizi Artvinli yada Türkiyeli olarak değil kendimizi flora ve fauna olarak da tanımlamalıyız.
"Çevre alanı devletin tekelinde olan bir alan değildir, çevre alanı yurttaşlarına Anayasanın başta 56. Maddesi olmak üzere birçok maddesinin koruma önleme geliştirme hakkını yükümlüğü yüklediği bir alandır” dedi.
“OHAL olmasa yargıya müdahale edemezlerdi”
Kaboğlu, OHAL uygulamasını da şöyle değerlendirdi: “6638 sayılı iç güvenlik yasası ile 2015 yılı nisan ayından itibaren Türkiye’de fiili Ohal ilan edildi. 2016 yılı 20 Temmuz’da Anayasal resmi OHAL ilan edildi ve bu OHAL Anayasa’nın değiştirilmesi için kullanıldı.
"Rize İdare mahkemesindeki son duruşmada heyete ‘bu karar verilmiştir’ denilmesine rağmen mahkeme başkanı bir kez dahi ‘kararı bugün vereceğiz’ diyemedi. Ben diplomamdan utandım. Ve o karar OHAL olmasa verilmeyecekti. Bu yüzden Cerattepe’ye özgürlük için de OHAL’e hayır demeliyiz.
“Mücadele büyüyerek devam edecek”
Aslen Artvinli olduğunu söyleyen CHP Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Engin Altay, “Artvinlilerin doğaya ve yaşama ne kadar duyarlı olduğunu herkes bilir. Bilimsel boyutunun yanı sıra Artvin’deki maden projesinin tamamen zarar olduğunu bilmeyen yok. Ama iktidarın yandaşlarını zengin etme hırsı ve gayreti var. Hukuk mücadelesinden büyük bir sonuç alamayacağımız ortada çünkü ortada çürümüş bir yargı var.
"Sadece Cerattepe açısından değil Artvin’i bir bütün olarak düşündüğümüzde yapılanları kabul etmemiz mümkün değildir. Sadece Artvin’deki Artvinliler değil dünyanın her yerinde yaşayan Artvinliler olarak bu mücadelenin büyüyerek devam edeceğine inanıyorum. Biz büyük bir aileyiz ve bu sorunların üstesinden geleceğiz” diye konuştu. (PT)