Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi'nin (TODİ), Tutuklu Öğrenciler Raporu'na göre, cezaevinde 771 tutuklu öğrenci var.
771 öğrenci, avukatları ya da TODİ'ye gönderilen mektuplar sayesinde ulaşılabilen rakam. Bunun içinde bilgilerine ulaşılamadığı için çok az sayıda lise ve dershane öğrencisi var; geri kalanı üniversite öğrencisi.
Cezayir Toplantı Salonu'nda açıklanan rapor, iddianameden örnekler, hüküm verilen davalar, cezaevi ihlalleri, eğitim hakkı ihlalleri, sonuç ve çözüm önerilerinden oluşuyor.
Raporu hazırlayanlardan Ahmet Saymadi, Adalaet Bakanlığı'nın verdiği 209 tutuklu öğrenci sayısının bu raporda çürütüldüğünü söyledi.
"Kürt öğrenciler çoğunlukta"
Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Karlı, öğrencilerin neden tutuklandığının temeline bakmak istediklerinde Türkiye'deki "düşman ceza hukuku" ile karşılaştıklarını bunun da somut ifadesini Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Özel Yetkili Mahkemeler'de (ÖYM) bulduğunu söyledi.
"771 öğrencinin çoğunluğu örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet yürütmekten tutuklu. Hiçbiri şiddete bulaşmamış. Bunun içinde Kürtçe eğitim, parasız eğitim gibi demokratik haklar var. 2008'de Yargıtay'ın verdiği emsal kararla, bir örgütün çağrıcılığını yaptığı eyleme katılmak; o örgütle hiçbir alakanız olmasa da suç unsuru oldu.
"Çözüm için ilk adım olarak TMK ve ÖYM'ler kaldırılmalı, TCK'da insan haklarını öne alan düzenleme yapılmalı. Ancak esas olarak düşman ceza hukuku ideolojisi değişmeli."
Karlı, Kürt sorununun tutuklu öğrenciler meselesinin kalbini oluşturduğunu çünkü 771 öğrencinin çoğunun Kürt olduğunu sözlerine ekledi.
"Toplumda ama 'terör örgütü üyesi' algısı var"
Deniz Gedik, öğrencileri örgütle bağlantılandırmanın toplumla aralarındaki empatiyi de yok ettiğini, toplumda ama o da "törör örgütü üyesiymiş" algısı yarattığını söyledi.
"Tutuklu öğrencilerin davalarını izlemek, basın açıklaması yapmak dahi örgüt üyeliğine bir neden. Bununla dayanışma da ortadan kaldırılmak isteniyor."
Gedik, iddianamelerin baştan aşağı yetersiz delillerle dolu olduğunu hatta Kürt öğrencilerin nüfus cüzdanlarının dahi yer aldığını ekledi.
Seçil Doğuç, acilen tedavi görmesi gereken hasta tutuklu öğrenciler olduğunu belirterek cezaevlerindeki ihlallere değindi.
"Üniversite hükmü beklemeden atıyor"
Eğitimin temel bir hak olduğunu söyleyen Başak Demir ise tutuklu öğrencilerin sınavlara girebilmek için bin lirayı bulan transfer ücreti ödemek zorunda kaldıklarını, ders notlarının cezaevlerine sokulmadığından bahsetti.
Deniz, Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Dsiplin Yönetmeliği nedeniyle, tutuklu öğrencilerin cezaları onanmadan masumiyet karinesinin ihlal edilerek okuldan atıldıklarını, cezalandırıldıklarını söyledi.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2008 ile 2012 arası 23 bin öğrenciye disiplin soruşturulması açıldı. Deniz, üniversitede afiş asmak, basın açıklaması yapmak konsere katılmak gibi faaliyetlerin bu soruşturmalara neden teşkil ettiğini belirtti.
28 Ekim'de KCK kapsamında tutuklanan ve 2 Temmuz pazartesi günü ilk kez hakim karşısına çıkacak Marmara Üniversitesi öğrencisi Büşra Beste Önder'in annesi Hande Özsoylu, "Kızımın beyin hastalığı var ve içeride yeterince tedavi edilemiyor. İçeride ders çalışma imkanları çok kısıtlı" dedi. (NV)