Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kırıkkale’de 18 Ağustos 2019’da Emine Bulut'un, boşandığı Fedai Varan tarafından öldürülmesinin üzerinden beş ay geçti.
Varan’a, 21 Ekim 2019’da Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verilmişti.
TIKLAYIN - Emine Bulut Cinayeti Davası Görüldü: "En Ağır Cezayı Almasını İstiyorum"
Gazete Karınca’dan Sibel Yükler’in haberine göre, Emine Bulut’un öldürülmeden 4 saat önce Varan’dan kaçarak sığındığı Cumhuriyet Polis Merkezi’nde hazırlanan tutanakta imzası olan 4 polis hakkında suç duyurusu bulunuldu.
Tutanak cinayet sonrası mı hazırlandı?
Cinayetin Bulut’un karakoldan ayrıldıktan sonra işlendiği ve 6284 Sayılı Kanuna uyulmayarak koruyucu tedbirler alınmadığı belirtilen suç duyurusunda, Bulut’un 29 dakika karakolda kaldığına, ancak tutanağın karakoldan çıktıktan 10 dakika sonra hazırlandığına yer verildi.
Bulut’un imzasının olmadığı tutanağın cinayetten sonra hazırlanmış olabileceğine dair şüphelere dikkat çekilen suç duyurusuna, dava dosyasında yer alan, 22 Ağustos tarihli “CD izleme tutanağı”ndaki kamera kayıtlarının çözümü de eklendi.
İfadeleri savcılık değil, emniyet aldı
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusu sonrası Cumhuriyet Polis Merkezi’nde görevli bir amir, şüpheli dört polis hakkında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Soruşturma kapsamında, olay günü karakolda olmayan bir komiser yardımcısı da tanık sıfatıyla yer aldı.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Ekim 2019 tarihinde Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube’ye yazdığı talimatta, polislerin ifadesinin alınmasını ve 6284 Sayılı Kanuna göre tedbir alınıp alınmadığının araştırılmasını istedi.
Polis ifadesi
Olay günü grup amiri olarak görev yapan polis memuru Ş.’nin, savcılık talimatıyla Kırıkkale Emniyet tarafından 30 Ekim tarihinde alınan ifadesinde, “6284 Sayılı Kanun kapsamında herhangi bir risk görmediğini” ve bu yüzden Emine Bulut’a “koruma tedbir kararı uygulamadığını” söylediği ortaya çıktı.
Bulut’un, “Herhangi bir müracaatının olmaması iddiasıyla konuyu Cumhuriyet Savcısı’na bildirmediği” yönünde ifade veren polis amiri Ş.’nin, “görevini layıkıyla yaptığını” söyleyerek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği öğrenildi.
Polis amiri Ş., Emine Bulut’un koruma kararı istemediğini iddia etti.
Amirin ifadesi, tutanaktaki bilgilerle çelişiyor
Polis amiri Ş.’nin ifadesi ile karakol tutanağı arasında birtakım çelişkiler de bulunuyor. Polis amiri Ş. ifadesinde, Bulut’un karakola boşandığı erkekten hakaret içerikli mesajlar aldığı için geldiğini söyledi.
Polis amiri Ş., Fedai Varan tarafından takip edilip edilmediğini sorduğunu, Bulut’un, “Zaman zaman takip edildiğini, ancak şu an dışarıda görmediğini ve gitmek istediğini” söylediğini iddia etti.
Tutanakta “takip edildiği” yazıyor
Polis amiri Ş.’nin ifadesiyle karakol tutanağı arasındaki çelişki de bu noktada başlıyor. Tam 29 dakika karakolda kalan Bulut’un tutanağında, “Eski kocasıyla çarşıda tartıştıkları, takip edildiği ve küfür içerikli mesajlar aldığını söylediği, bu mesajların görüldüğü” yazıyor.
“Bir şikâyeti olması halinde müracaatını almamız gerektiği hatırlatılmıştır” yazan tutanağa göre Bulut, “Pencereden bakarak onu takip eden eski eşinin gitmiş olduğunu, kendisinin de gitmek istediğini, daha sonra şikâyete geleceğini beyan ederek” karakoldan ayrıldı.
İhmâlin sorumluluğu Bulut’a yüklendi
Edinilen bilgiye göre, ifadeleri alan Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü, talimat üzere Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği tutanakta, “Emine Bulut’un 6284’ten yararlanmak istemediği” iddia edildi.
Emniyet'in savcılığa gönderdiği tutanakta, Bulut’un polise gösterdiği mesajların ise, “tehdit değil, hakaret içerikli mesaj olduğu” iddia edildi.
Polisler göreve iade edildi
Hakaret suçunun takibinin şikâyete bağlı olduğu belirtilen tutanakta, “Bulut’un herhangi bir şikâyetinin olmadığı” iddia edilerek, bu nedenle tahkikata başlanılmadığı ifade edildi.
İfadeleri alınan şüpheli polisler ise, “Bulut’la görüşmediklerini ve grup amirinin talimatıyla tutanağı imzaladıklarını” söyledi. Tanık olarak ifadesi alınan komiser yardımcısının da, “O tarihte istirahatte olduğu, olayı bir gün sonra öğrendiği, Bulut’u hiç görmediği” şeklinde ifade verdiği öğrenildi.
Kısa süre açığa alınan polisler, tahkikatın ardından göreve iade edildi. Soruşturma ise devam ediyor.
İddianameden detaylar İddianamede, Fedai Varan, Emine Bulut'un tekrar evlenmek istediğini söylemesi üzerine çocuğun velayetini kendisine vermesi ve kızını götürmemesini istediğini söyledi. Varan, Bulut'un kendisine hakaret ettiğini belirterek, kendini kaybettiğini ve eski eşini öldürdüğünü iddia etti. İddianamede yer alan tanık ifadeleri ise katil zanlısı Varan'ı yalanlıyor. Tanıklar, şüphelinin agresif bir tutumla kadınla tartıştığını, Bulut'un ise şüpheliyi sakinleştirmeye çalıştığını, şüphelinin eylemi gerçekleştirdikten sonra ''Bana çocuğumu göstermiyor, kahpeyi öldürdüm herkes duysun'' diye bağırdığını belirttiler. Annesinin babası tarafından öldürüldüğü olaya şahit olan 10 yaşındaki F.B.B ise ifadesinde annesinin babası ile görüşmesine engel olmadığını, WhatsApp mesaj kayıtları ve fotoğraflardan alınan bilgiye göre istediği zaman görüştüğünü söyledi. Olayda kullanılan bıçak inceleme yapılmak üzere Kriminal incelemeye gönderildi. Bıçak üzerinde 6136 sayılı yasa kapsamında rapor geldiğinde ayrıca değerlendirme yapılacağı bildirildi. İddianamede, şüphelinin çocuğuyla görüştürülmediği iddiasının yerinde olmadığı, Emine Bulut'un Varan'a yönelik herhangi bir hakaretinin bulunmadığı, haksız tahrik altında işlenmiş gibi göstermek amacıyla bu şekilde beyanda bulunduğu ve itibar edilmemesi gerektiği ifade edildi. |
Ne olmuştu? Kırıkkale'de 18 Ağustos 2019'da eski kocası Fedai Varan tarafından bir lokantada 10 yaşındaki kızının yanında boğazından bıçaklanan Emine Bulut, kaldırıldığı Yüksek İhtisas Hastanesinde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı. Kaçan Varan, Bahşılı ilçesi girişinde polis ekiplerince gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Daha sonra olay anına ilişkin görüntülerin sosyal medyada yayınlanmış ve Bulut'un "Ölmek istemiyorum" cümlesi sosyal medyada gündeme oturmuştu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Emine Bulut'un babasıyla telefonda görüşerek taziyelerini iletmişti. Cinayetin ardından Türkiye'nin birçok ilinde basın açıklamaları ve protestolar gerçekleştirilmişti. Olay anına ilişkin görüntüleri cep telefonu kamerasıyla çeken B.Y. gözaltına alınmış ve hakkında "soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses ve görüntüleri yetkisiz kayda alma veya nakletme" suçundan işlem yapılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı, Emine Bulut'un 10 yaşındaki kızına öğrenim hayatı boyunca eğitim yardımı ile sosyal ve psikolojik destek verileceğini belirtmiş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da yargı sürecinin ve çocuğun psikolojik, sosyal durumunun takipçisi olunduğunu açıklamıştı. Olayın ardından Türkiye genelinden birçok avukat davaya katılma talebi bildirmişti. Olayın faili Fedai V, 27 Ağustos'ta tutuklu bulunduğu Kırıkkale Hacılar F Tipi Cezaevinden alınarak, Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmişti. Emine Bulut'un 10 yaşındaki kızına yapılan yardımların korunması ve güvence altına alınması amacıyla esas hakkında bir hüküm verilinceye kadar Enver Kılıç, vasi olarak atanmıştı. |
(EMK)