Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan hakları için küresel mücadele yürüten Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi, DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası’yla oturduğu toplu iş sözleşmesi (TİS) masasından kalktı.
Bunun üzerine Sosyal-İş, Af Örgütü’nün çalışanların sendikal haklarını tehlikeye attığını belirten bir açıklama yaptı.
Görüşmelerin 2 ay gecikmeyle başladığını belirten Sosyal İş, 15 yılda, kesintisiz 5 dönemde imzalanan TİS'i Af Örgütü’nün yok ilan ettiğini ifade etti.
Çalışanlar, örgütlenme haklarının ellerinden alındığını, ekonomik kriz ortamında düşük zammın dikte edildiğini belirtirken, işveren tarafı iddiaları yalanladı. ‘Masadan kalkma’ açıklamasının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Maaş zammı konusunda da Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verisinden çok daha yüksek bir teklif yaptıklarını ifade etti.
Çalışanlar: Af Örgütü, Sosyal İş’i tanımadığını ilan etti
Af Örgütü çalışanı ve sendika temsilcisi Mehmet Onur Yılmaz, Sosyal İş’in yetki altı bir sendika olduğunu, 5 dönemdir bunun sorun edilmediğini ancak son görüşmede karşılarına çıkartıldığını söyledi.
Kurumun insan hakları başta olmak üzere çalışma ve örgütlenme hakkını savunduğunu ifade eden Yılmaz, “Masadan kalkılmasıyla sendikal örgütlenmemizin önüne geçildi” dedi.
İşverene masaya dönme yönünde yaptıkları çağrının sonuçsuz kaldığını belirten Yılmaz, kurumun cevap olarak “2023 yılını kapsayan bir toplu iş sözleşmesinin herhangi biçimde imzalanmayacaktır” dediğini aktardı.
Yılmaz “Bu kapsamda TİS üzerinde uzlaşmayı mümkün kılmak için işverenin reddettiği ve 11 maddede somutlaşan talep ve tekliflerimizi geri çektik. Ayrıca, maddi haklara ilişkin taleplerimizi 2 Mayıs tarihli görüşmemizde revize ederek sunduk” dedi.
Ancak Af Örgütü’nün yüzde 55’lik zam talebine karşı Türkiye İstatistik Kurumu’nun yıllık enflasyon oranı olan yüzde 39,5’i dikte ettiğini söyledi. 27 çalışanın durumdan etkilendiğini söyleyen Yılmaz şöyle devam etti:
Çalışma Bakanlığı'nın yıllar önce yaptığı bir düzenlemeden dolayı Sosyal İş gibi sendikalar yetki altı kaldı. Af Örgütü’nün şimdiye kadarki yönetimleri Sosyal-İş’i meşru kabul ederek ilerlediler. Hatta son TİS’imize Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yetki olmaksızın yapılan toplu sözleşmelerin geçerliliğine dair sözleşmemizi koyduk. Ancak gelinen noktada Af Örgütü, Sosyal İş’i tanımadığını ilan etti.
Bir insan hakları örgütüyseniz, zaten devletin şart koştuğu yetki problemine karşı mücadele etmeniz gerekir. Af Örgütü hem uzlaşı masasını dağıttı hem de çalışanlarını bir kriz ortamıyla baş başa bıraktı. İstanbul'da çok ciddi bir barınma krizi var. Yıllardır kiralar anılmaz bir şekilde artıyor. Son dönemde hemen hemen bütün çalışanlarımız ev sahibiyle kavgalı duruma geldi. Kimse barınma konusunda kendini güvende hissetmiyor. Ya tahliye davalarıyla ya da sözlü yazılı tacizlerle karşı karşıyayız.
Dolayısıyla biz bunları dikkate alan bir teklif götürdük. Ancak Af Örgütü teklifimizin çok altında bir zam oranıyla bize geldi. Önerdikleri yüzde 39,5’lik teklif asgari ücrete yapılan zam oranının da altında. Şimdi asgari ücrete Temmuz’da bir zam daha yapılacak.
Biz Türkiye'deki geçim standartlarına, Türk-İş'in her ay yayımladığı açılık-yoksulluk verisine dayanarak bir oran belirlemeye çalışmıştık.
Af Örgütü’nün hafta sonu genel kurulu var. Af Örgütü sonuçta uluslararası bir sivil toplum örgütü ve Türkiye'de dernek statüsünde. Üyeleri de insan hakları mücadelesinin içinden gelen insanlar. Biz çalışanların problemlerinin de genel kurulda tartışılmasını istiyoruz.
Af Örgütü: Açıklamalar gerçeği yansıtmıyor
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Ruhat Sena Akşener ise yaşananlara karşılık bianet’e yaptığı açıklamada Sosyal-İş’in “masadan kalktılar” şeklindeki açıklamasına anlam veremediklerini söyledi.
‘Masadan kalkma’ ifadesinin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Akşener “Af Örgütü ve işveren tarafı olarak sendikayla aylara yayılan bir istişare süreci gerçekleştirdik ve müzakerelerin başlamasından itibaren 60 gün içerisinde sözleşme imzalanmaz ise durumun uzlaşmazlık olarak adlandırılacağını beraber saptadık. Dolayısıyla masadan kalkma değil, mutabık kalınan usulün sonucu olarak sürenin sonlanmış olması nedeniyle uzlaşmama söz konusudur” dedi.
Sosyal-İş’in yetkisiz bir sendika olduğunu da ekleyen Akşener bu durumun yeni olmadığını ifade etti. “Sosyal-İş hiçbir dönem yetkili sendika değildi. Bundan önceki bütün TİS imza süreçlerinde de bu durum geçerliydi” dedi. Ayrıca, Sosyal-İş’in yetki altı olmasının TİS imzalanmamasına gerekçe yapılmadığını ekledi.
Akşener son olarak maaş zammı konusunda TÜİK verisinin baz alındığına yönelik açıklamaları yalanladı.
“Zira yükümlülüğümüz TÜİK verisi iken, biz çok daha yüksek ve gerçekçi bulunan İTO oranını baz aldık. TÜİK verilerin esas alınması bilgisi gerçek ve doğru değil” diye konuştu.
Taşeron işçileri greve gitmişti
Af Örgütü Mayıs 2017’de taşeron işçi çalıştırmakla gündeme gelmişti.
Kurumun çalışmalarını anlatan ve kampanyalar için destek toplayan yüzyüze elemanları taşeron uygulaması nedeniyle Mayıs 2017’de greve çıkmıştı.
Af Örgütü’nün Türkiye’nin iç hukuka göre taşeron işçi çalıştırmaya hakkı vardı ancak taşeron olarak çalıştırılan yüz yüze ekibi “Yasa üstü bir şeyden söz ettiklerini ve insan hakları kurumu olarak Af Örgütü’nün bunu yapmasını” eleştirdiklerini söylemişlerdi.
Grev, 1 haftalık oturma eyleminden sonra anlaşmayla bitmişti.
TIKLAYIN - Uluslararası Af Örgütü'nde Yüzyüzeciler İş Bırakıyor
Uluslararası Af Örgütü hakkında |
216 ülke ve bölgede faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü, insan haklarına saygı gösterilmesi, insan hakları ihlallerinin engellenmesi ve bu hakların korunması için çalışıyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarafından kabul edilen insan haklarını referans alarak çalışmalarını yürütüyor. Mülteci hakları, ifade ve toplanma özgürlüğü, kadın hakları, cezasızlık, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, LGBTİ+ hakları gibi birçok alanda çalışma yürüten UAÖ, imza kampanyaları ve acil eylemlerle insan hakları ihlalleriyle mücadele ediyor. |
(HA)