*7339 Sayılı Kooperatifler Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Türkiye’nin tarım toprakları çok parçalı, küçük ölçekli ve her ölçeği çok miraslı. Bu durum, tarımda uygulanan neoliberal politikalar ve uygulayıcıları olan küresel tarım ve gıda şirketleri için dezavantaj oluşturuyor.
Küresel şirketler bu sorunu aşmak için toprağa sahip olmadan (satın almadan) kontrollerine almak için sözleşmeli üretim modelini dayatıyor. Sözleşmeli üreticilikle bir yandan toprağı denetimlerine alırken diğer taraftan hükümetlerin desteğinde çiftçilere tek taraflı sözleşmeleri dayatarak üretimin her aşamasında kontrolü ele geçirmekte, küçük ve orta ölçekli toprak sahibi çiftçileri kölecilik koşullarında üretime mecbur ediyorlar.
Ayrıca, Türkiye’de küçük çiftçiler çoğunluktadır. Küçük ve orta ölçekli üretim yapan çiftçilerin en büyük sorunu, ürettiği ürünü değerinde satamamaktır. Serbest piyasa koşullarında çiftçilerin birey olarak ürünlerine değerini buldurma (katma değere ulaşma), pazarlama ve ihraç etmeleri neredeyse imkânsızdır.
Pazarlama ve ihraç etme gücünden yoksun olan küçük ve orta ölçekli çiftçilerin bin bir çile ile üretmiş oldukları ürünlerini tüccarlar, sanayiciler ve sözleşmeli üretim yaptıran tarım ve gıda tekelleri yok pahasına ellerinden alıyorlar. Yani çiftçi ürettiği ürünü üretme sürecinde ve pazarlama anında karşısına genellikle vurguncu tüccar-komisyoncu ve sanayiciler çıkıyor.
Hükümet her üretim sezonunda ürün fiyatlarını belirliyor, fakat elinde piyasayı regüle edecek enstrümanı olmadığı için belirlediği fiyattan piyasa gerçekleştiremiyor. Piyasayı tüccar veya sanayici (şirketler) tek başına belirliyor. Çiftçiler de, güçlükle ürettikleri ürünlerini çaresizliklerinden şirketlerin belirlediği fiyattan satmak zorunda kalıyor.
Aynı şekilde sözleşmeli üreticilik yaptıran şirketler yaptıkları tek taraflı sözleşmelerle fiyatları düşük belirlemekte, çiftçiye kaçacağı, sığınacağı bir liman bırakmıyor.
Tüccarın, sanayicinin ve sözleşmeli üreticilik yaptıran tarım tekellerinin belirlediği bu piyasa ilişkisinde, tüketiciler ile dış alımcıların ödediği fiyatın çok az bir kısmı üreticilerin/çiftçilerin eline geçiyor. Başka bir deyişle tüccar veya komisyoncular çiftçinin ürününü ucuza satın alıyor, tüketecek olan satın alıcılara (halka) en az 3–4 hatta 5-6 katı fiyatla satıyor.
İşletilen bu çarkta üretici çiftçi, emeğinin karşılığını alamadan ürününü satmak zorunda kalıyor; tüketici, ucuza satın alabilecek iken daha pahalıya satın almak durumunda bırakılıyor. İç pazarlar için de, dış pazarlar için de, çark böyle dönüyor/döndürülüyor işliyor/işletiliyor.
İşte çiftçiler ürettikleri ürünlerini içeriye veya dışarıya satarken üretici ile tüketici arasındaki aracıları -komisyoncu, kasaba tüccarı, sanayici, ihracatçı veya ithalatçı şirketler- ortadan kaldırmada Kooperatifler önemli rol oynayabilir. Aynı zamanda kooperatifler üreticilerin ürettiği ürünleri satın alıp işleyerek buradan katma değere ulaşabilir. Katma değerle elde edilen artı değerden her üreticinin verdiği ürün miktarı, kattığı emek oranında kendilerine pay verilerek (risturn payı) refah düzeyi yükselebilir, çiftçi sözleşmeli üreticiliğe mahkûm olmaktan kurtulur. Bağımsızlaşabilirler.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 1969 yılından bu yana, yani 52 yıldır yürürlüktedir. Bu süre zarfında tarımla ilgili içerde ve dışarıda pek çok ekonomi politikalar değişti. Örneğin; geçmiş dönemde sermaye yaratabilme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ulus devletin eliyle yürütülen ithal ikameci politikalara dayalı tarım sistemi uygulanıyordu. Şimdi dünya genelinde neoliberal politikalar egemen vaziyette, tarımda ise serbest piyasaya geçildi. Dünyada böyle birçok ana ve ara politik değişimler yaşandı, zaman seller sular gibi aktı, sayısız hükümetler kuruldu, hükümetler dağıldı. Bu değişimlere koşut olarak çiftçilerin çıkarına olabilecek şekilde 1163 Sayılı kooperatifler Kanunu’nda kayda değer bir değişiklik yapılmadı.
Hükümet ile kooperatifler 2012 yılında bir araya geldi, karşılıklı mutabık kaldıkları Kooperatifçilik Strateji ve Eylem Planı hazırladılar. Söz konusu strateji ve planın üzerinde anlaşılan 7 maddeden biri kooperatiflere ilişkin yasal düzenleme idi ve mevzuat alt yapısı uluslararası esaslara ve ihtiyaçlara göre geliştirilecek denilmişti. Hoş uluslararası esaslar küresel tarım, gıda ve ecza şirketlerine göre düzenlenmişti, değiştirilecek yasa, şirketlerin egemen olduğu bu düzene kooperatifleri uyarlama yasası mı olacaktı? Yoksa çiftçileri bu düzende koruyacak, haklarını geliştirecek, bağımsız ve özgür kılmaya destek verecek biçimde bir düzenleme mi olacaktı? İşte bu belirsizdi! Üstelik bu belirsizlik içeren çabanın kendisi bile sonuçsuz kaldı; bu konuda bir şey yapılmadı.
Bu konuda propaganda soslu söylemler zaman, zaman gündeme gelmiyor değildi. Geliyordu; 2021-2023 Yeni Ekonomi Programında “Kooperatif ve üst kuruluşlarının; uluslar arası kooperatifçilik ilke ve uygulamalarına uygun şekilde faaliyet göstermesini, şeffaf ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşturulmasını, etkin bir denetim sistemine sahip olmasını sağlayacak şekilde kooperatifçilik mevzuatı güncellenecektir” ifadesi yer aldı.
Yine 12 Mart 2021 tarihli Ekonomi Reformları Eylem Planı’nın İç Ticaretin Kolaylaştırılması-8,1.d- bölümünde, “Kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının daha şeffaf, etkin ve profesyonel bir yönetim yapısına kavuşması amacıyla Kooperatifçilik Kanunu’nda düzenlemeler yapılacaktır” diye belirtildi.
Geldik bugüne
En nihayet, 21 Ekim 2021 tarihinde 7339 Sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edildi ve Resmi Gazete’de yayınlandı.[1]
1163 Sayılı Kanun’un değiştirilen ve eklenen maddeleri şunlar oldu: 8, 19, 24, 45, 55, 56, 69, 72, 81, 87, 93, ek 2 ve ek 5 maddeleri değiştirildi, 6, 7, 8 ve 9 ek geçici maddeler eklendi.
Aynı Kanun ile 4572 Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri(TSKB) Kanunun 5 ve 8. maddesi ile 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri (TKKB) Kanunun 20 maddesi değiştirildi. Ayrıca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TSKB ile ilgili 397. Maddesinin 5 fıkrasının birinci cümlesi metinden çıkarıldı.
Kanun No: 7339 Değişiklikler
1- 1163 Sayılı Yasanın 8. Maddenin birinci fıkrası: “Yönetim kurulu başvuruyu bir ay içinde sonuçlandırır ve başvuru sahibine kararı taahhütlü mektupla veya elden imza karşılığı tebliğ eder.”
- Ana sözleşmede belirtilen şartları taşıyanların ortaklığa kabulünden kaçınılmayacağı bu değişiklikle netlik kazanmıştır. İyi.
2- 1163 Sayılı Yasanın 19. uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “100.000 liradır” ibaresi “100 Türk lirasıdır” şeklinde, dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş ve maddenin üçüncü fıkrasında yer alan 10.000 lira ibaresi “100 Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
- Ortaklık payının eski para birimi 100.000 liranın yeni para birimi karşılığı olan 100 lira olarak belirlenmiş, düzenlenmiştir. Değişiklik şekli olup, güncellenmiştir.
3- 1163 Sayılı Yasanın 45’nci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “üç” ibaresi “iki” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Genel Kurul toplantısına, yönetim kurulu tarafından KOPBİS’ten alınan ortaklar listesinde adı bulunanlar katılabilir.
Genel kurul toplantısı ana sözleşmede hüküm bulunması şartıyla elektronik ortamda da yapılabilir.”
“Genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma, görüş açıklama ve oy verme, fiilen katılmanın ve oy vermenin bütün hukuki sonuçlarını doğuracaktır.”
- Bu madde tamamen tekniktir. Genel kurulların dijital ortamda yapılabileceğini sağlamaktan başka bir yanı yoktur. Kooperatiflerin dijital alt yapıya, çiftçilerin dijital eğitime ihtiyaçları olacaktır. Bunun nasıl ve kimler tarafından karşılanacağı belirsizdir.
4- 1163 Sayılı Yasanın 24. üncü maddenin maddesinin birinci ve ikinci fıkraları: “Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu, bilanço-gelir-gider farkı hesapları ve denetçilerin 66’ncı ve 69’uncu madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri raporlar, genle kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süreyle kooperatif merkezinde, varsa şubelerinde ve elektronik ortamda KOOPBİS’te ortakların tetkikine amade tutulur.”
- Yönetim Kurulu faaliyet raporu ve bilanço ile denetçilerin raporlarının 15 gün önceden ortakların incelemesine sunulmasına ek olarak KOOPBİS’te yer alması ve kimlerin genel kurula katılma hakkına sahip olduklarının öğrenilmesi. Bu değişiklik yeni teknoloji –elektroniğin- kullanılmasının eklemlendirilmesinden ibarettir. Nasılını, yani çözümü belirsiz bırakılmıştır.
5- 1163 Sayılı Yasanın 55’nci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere, “Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içerisinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır.” “Üçüncü fıkra, tüzel kişi üyelerin temsilcileri hakkında da uygulanır.”
- Eğitimi kamu mu şirketler mi verecek, bedelli mi yoksa bedelsiz mi, bedelli olacaksa bedeli ne kadar? Belirsiz!
6- 1163 Sayılı Yasanın 56. Maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefil olan kooperatifler ile kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapan kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri, bunların ortağı olduğu üst kuruluşlarda görev alsalar dahi yalnızca bir ücret veya huzur hakkı alabilir.”
- Yönetim kurulu üyelerinin ücreti veya huzur hakkını belirleyen bir değişikliktir.
7- 1163 Sayılı Yasanın 62. Maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Yönetim Kurulu; kendi tutanakları, genel kurul tutanakları, ortak listeleri, gelir-gider hesapları ve yıllık bilançonun usulüne uygun olarak hazırlanması ve saklanmasından, tetkik olunmak üzere denetçilere verilmesinden sorumludur. Ayrıca görevi sona eren yönetim kurulu üyeleri tarafından sorumlulukları altında bulunan para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarının seçimlerin yapıldığı genel kurul toplantı tarihinden itibaren üç iş günü içinde tutanakla yeni seçilenlere teslimi zorunludur.”
- Yönetsel durumun sorumlulukların düzenlenmesini içermektedir.
8- 1163 Sayılı Yasanın 65. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Denetçi, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder. Genel kurul tarafından, denetleme organı olarak görev yapmak üzere en fazla dört yıl için en az bir denetçi seçilir. Genel kurulca asıl üye sayısı kadar yedek üye seçilebilir.
Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin denetleme organı üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programlarını tamamlamaları şarttır.”
- Teknik bir düzenlemedir. Denetçilere de eğitimi zorunluluğu getirilmiştir.
9- 1163 Sayılı Yasanın 72. Maddesin aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kooperatifler, kooperatif birliklerine; kooperatif birlikleri de merkez birliğine ortak olmadığı takdirde, kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefalet sağlayamaz ve kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapamaz. Bu kapsamdaki başvurularda; birlikler kooperatifleri, merkez birliği de birlikleri ortaklığa kabulden kaçınamaz.”
- Kooperatiflerin birliklere, birliklerin merkez birliğine üye olmaması halinde kamu kaynaklarından ve desteklenen kredilerden yararlanamaz. Birlikler kooperatifleri, merkez birliği birlikleri ortaklığa kabul etmek zorundadır. İşleyiş düzenlemesidir. Kooperatifler, birlikler ve merkez birlikleri arasındaki ilişkilerin demokratik olması halinde; kolektivizmi-birlikteliği ortak davranışı besleyebilecek olması açısından önemlidir.
10- 1163 Sayılı Yasanın 69. Maddesinin başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“III-Dış Denetim
Dış denetim genel kurulca alınan karar doğrultusunda;
a) Kamu gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen bağımsız denetçiler,
b) 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa tabi meslek mensupları,
c) İlgili Bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen, bağlı olunan merkez birlikleri veya merkez birliği kurulmamışsa bağlı olunan birlikler tarafından yapılabilir.
İlgili bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen birlik ve merkez birlikleri 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre bağımsız denetime tabidir.”
- Bağımsız denetim ek bir mali külfet getirmesinin yanında kooperatiflerinin özerkliğini zedeleyebilecek bir durumdur.
“1163 Sayılı Yasanın 65. Maddesinin 6.-7.-8. fıkraları dış denetimi düzenler. 65.madde kapsamında yapılacak denetime ilişkin usul ve esaslar, denetçilerin nitelikleri, uyacakları etik ilkeler, görev ve yetkileri, seçilmeleri görevden alınmaları veya ayrılmaları, denetim ve denetim raporlarının içeriğini ve raporun genel kurula sunulması ile üst kuruluşların yetkilendirilmesine ilişkin hususlar ilgili bakanlık görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
- Dış denetimin usul ve esaslarını belirleyen bir düzenleme olup bu mevzuatı dizayn etmektedir.
11- 1163 Sayılı Yasanın 87. Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Genel kurul toplantıları, Bakanlık temsilcisinin huzuru ile açılır ve devam eder. Temsilci, toplantının kanunlara, ana sözleşmeye ve gündeme göre yürütülmesine nezaret eder. Genel kurul toplantı tutanağı ile toplantıya katılanların listesi temsilci tarafından imzalanır. Temsilci, genel kurulda, kanun ve ana sözleşmeye aykırı olarak alınan kararlar hakkında görüşünü tutanakla belirtir. Usulüne uygun talepte bulunulduğu halde, temsilci toplantıya katılamaz ise ilan edilen saatten bir saat sonra toplantıya başlanır… ‘Bakanlık temsilcisinin ücreti, ilgili kooperatifler tarafından karşılanır.’ ”
- Bakanlık temsilcisinin yetkilerini belirleyen bu durum mevzuat düzenlemesi gibi gözükse de toplantıyı domino etme niteliğindedir. Temsilcinin ücretinin kooperatif tarafından karşılanması kooperatiflere ek mali bir yüktür.
12- 1163 Sayılı Yasanın 93. Maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“5. Ortakların çoğunluğu kadınlardan oluşan ve kadın emeğinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan kooperatifler ile ortakların çoğunluğu engellilerden oluşan kooperatiflerin, bu kanunun ve 6102 sayılı Kanun gereğince tescil ve ilana tabi işlemlerinden ücret alınmaz ve ilana tabi olanlar Türkiye Sicil Gazetesinde ücretsiz olarak yayımlanır. Bu kooperatiflerden, 18.5.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunun 24 üncü maddesi gereğince odaya kayıt ücreti ve yıllık aidat ile aynı kanunun 25. Maddesinde tanımlanan munzam aidat alınmaz.”
- Bu düzenleme kadınlar için pozitif ayrımcılığı bakımından olumlu bir yaklaşımdır. Ancak tarımsal üretim yapan küçük ve orta ölçekli çiftçiler gibi dezavantajlı gruplar için de aynı ölçünün getirilmemesi önemli eksikliktir.
13- 1163 Sayılı Yasaya aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Kooperatif Bilgi Sistemi:
Ek Madde 5- Ticaret bakanlığı tarafından tüm kooperatif ve üst kuruluşlarının, kooperatifçilik hizmetlerine elektronik ortamda eriştiği ve merkezi veri tabanının yönetildiği Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) kurulur.
Kooperatif ticaret sicil kayıtlarının, finansal tablolarının, yönetim kurulu ve denetçi raporlarının, genel kurul toplantı evrakının, ortakların kimlik, iletişim, pay ve ödemelerine ilişkin bilgilerinin KOOPBİS’ işlenmesinden yönetim kurulu sorumludur.
İlgili Bakanlık ile kooperatif ve üst kuruluşları, görevleri ile sınırlı kalmak şartıyla, ortakların ve ortak olmak için başvuranların kişisel verilerini KOOPBİS’te işlemeye ve görüntülemeye yetkilidir. İlgili Bakanlık; denetim ve istatistik üretme, hizmetlerde otomasyonu artırma, ülke kooperatifçiliğinin geliştirilmesi ve kooperatif ortak haklarının korunması amacıyla işlenen verileri, kamu kurum ve kuruluşlarına aktarabilir. Elde edilen veriler 6698 sayılı Kanuna aykırı olarak kullanılamaz, aktarılamaz veya başka bir şekilde işlenemez.
KOOPBİS’te tutulacak veriler ile elektronik ortamda sunulacak hizmetlerden faydalanılmasına, bu sistem üzerinde işlenen kişisel verilerin aktarımı ile güvenliğinin sağlanmasına ve aydınlatma yükümlüğünün ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıklar ile Kişisel verileri Koruma Kurumunun görüşü alınarak Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
- Günümüzde her şeyin dijitalleştiği, bütün bilgilere elektronik ortamda erişildiği bir dönemde böyle bir geçiş önemlidir. Ancak bunun alt yapısı ve tüm ortakların bu konuda eğitilmesi için kamu desteğinin zorunlu olduğu ortadadır. Bu konuda bir belirleme yoktur. Eksiktir.
14- 1163 Sayılı Yasa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Geçici madde 9- Kooperatifler ve üst kuruluşları, ana sözleşmelerini en geç üç yıl içinde bu kanun hükümlerine intibak ettirmek zorundadır. Ana sözleşmelerini intibak ettirmeyen kooperatif ve üst kuruluşları dağılmış sayılır. Kanunen tasfiye ile görevlendirilmiş kimseler tarafından dağılmadan başlayarak iki ay içerisinde tasfiye işlemlerine geçilmesi halinde, kooperatif ve üst kuruluşun ortakları ya da alacaklıları tarafından mahkemeden iki yıl içinde tasfiye memuru istenebilir.
Ana sözleşmeler intibak ettirilinceye kadar, mevzuat ana sözleşmelerin ve kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
Ana sözleşmelerini bu kanuna intibak ettirmek için kooperatifler ve üst kuruluşlarının yapacakları genel kurulları, olağan genel kurulların usul ve çoğunluğuna göre toplanır ve karar verir.”
- Kooperatif, birlik ve merkez birliklerin çıkarılan 7339 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna intibak ettirme usul ve esaslarını belirleyen bir ek maddedir.Mevzuat ile ilgilidir. Çiftçilerin kamunun bilgi desteği ve yönlendiriciliğinde yapılması gereklidir. Bu konuda kamunun yükümlendirilmemesi eksikliktir.
15- 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri
4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikler Hakkındaki Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bağımsız denetim kapsamı dışında kalan birlikler ile kooperatifler 1163 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi hükümlerine göre denetlenir.”
- Yani “dış denetime” tabidir.
16- Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birlikleri
1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birlikleri Kanunun 2 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, herhalde 24.4.1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 55 inci maddenin üçüncü fıkrası, 65 inci maddenin üçüncü fıkrası, 69 uncu maddesi ve ek 5 inci maddesi hükümleri bu kanuna tabi kooperatif, bölge birlikleri ve merkez birlikleri hakkında da uygulanır”
- “45. Madde Genel Kurulun KOOPBİS üzerinden yapılması durumu, 55. Madde yönetim kurulu üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içerisinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır. 69. Madde, Dış denetime tabi olma durumlarına tabi kılınmalarını kapsamaktadır.
Ara sözler
Görüldüğü üzere 7339 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikler Hakkındaki Kanunun ve 1581 Tarım Kredi Kooperatifleri Birlikleri Kanunlarda değişikliğe gidildi. Yukarıda her maddesinin altında eleştirilerini (italik) yaptığım gibi değişiklikler, kooperatif ortakların kazancını artırma, yönetimlerini demokratikleştirme, rekabetin yerine dayanışmayı inşa etme amaçlı değil, tamamen teknik, dijital yöntemleri zorunlu kılarak kooperatifler üzerinde merkezden kolay kontrol, yerelde daha sıkı denetim tesis etme amaçlı bir “operasyon” görüntüsü çizmektedir. Kısacası; kooperatifleri demokratikleştirme, bağımsızlaştırma ve gelirlerini arttırma karakterli değil, daha çok kooperatifleri zapturapt altına alma amaçlı/içerikli bir yasal değişiklik olmuştur. Kooperatiflerin ihtiyaçları bu yapılan değişiklik değildi, özellikle üretenlerin ve tüketenlerin beklentiler farklıydı.
Kooperatiflerin ihtiyacı ve beklentileri neydi?
- Genel kurulların 4 (dört) yılda bir yapılması, bir kez başkan olan ikinci kez başkanlığa aday olamaması,
- 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Kanunu ile çıkarılan “kooperatifler banka kuramaz” yerine “kooperatifler banka kurabilir” kararının verilmesi,
- Kooperatif okullarının kurulması,
- Kooperatiflerin ve şirketlerinin mutlaka ortaklarına kazançtan pay (risturn payı) vermesi,
- Yasada demokratik kitle örgütleri-sendikalar ile kooperatiflerin birlikte çalışmasının önünü açacak mevzuat düzenlemelerinin yapılması,
- Kooperatiflerin çok amaçlı olması,
- Rekabet yerine dayanışmanın öznesi olan kooperatiflerin sosyal sorumluluk almaları için merkezi devlet ve yerel yönetimlerce güçlendirilmesi, desteklenmesi,
- Kooperatifler için ihtisas mahkemeleri kurulması,
- Kooperatiflerin üst örgütlere üyeliğinin özendirilmesi,
- Kooperatiflerin tüm tescil işlemlerinin sadece üst örgütler tarafından bedelsiz onaylanması. Onay için noter veya başka bir kurum değil üst örgütlerinin onayının yeterli olması,
- Kooperatiflerde kurumlar vergisinin kaldırılması,
- Üretim girdilerinin satın alınmasında KDV oranı sembolik, ÖTV’nin ise kaldırılması.
- Tutmakla yükümlü olunan defterlerin noter harcından muaf tutulması,
- Tarımın tanımına uygun olarak bitkisel üretim, hayvan yetiştiriciliği ve su ürünleri tarımsal faaliyetleri tek kooperatifte “tek çatı” altında bir arada yapılabilmesi,
- Kooperatiflerin içişlerine, yönetimlerine, işleyişlerine devletin “müdahaleden men” edilmesi, kooperatifçilik evrensel ilkelerinin eksiksiz uygulaması sağlanarak bağımsızlığının özerkliğinin gerçekleştirilmesi,
- Devletin kooperatifleri sadece ekonomik ve eğitim konularında desteklemekle yükümlü kılınması, fakat hükümetlerin rollerinin yasal düzenlemeyle sınırlı kalması,
- Üretilen kooperatif ürünlerinin yerel ve bölgesel kamu kurumları tarafından en az yüzde 50’sini almakla yükümlü kılınması,
- Kooperatiflere üyelikte bir aileden iki kişi (kadın- erkek) ayrı üye olabilmesi,
- Kooperatiflerin ürünlerini işleyip katma değere ulaşması ve aracıyı çıkarıp ürünlerini tüketici ile doğrudan buluşturacak olanakların yerel yönetimlerce (Pazar yeri-depolama imkânı-satış yeri) sağlanması,
- Kooperatifçilik eğitim hizmeti şirketler tarafından para karşılığında değil, merkezi devlet ve yerel yönetimler tarafından bedelsiz verilmesi, eğitim sonrasında katılımcıların sertifika ile taltif edilmesi.
- KOOPBİS’in alt yapısı merkezi devlet ve yerel yönetimler tarafından kurulması, bu konuda tüm kooperatif ortaklarına bedelsiz eğitim verilmesi, 52 yıl sonra değiştirilen Kooperatifler Yasasında en azından bunlar yer almalıydı.
Kooperatifçiliğin Evrensel İlkeleri
Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan- yer verilmeyen- eksik kalan alanlar için Kooperatifçiliğin 7 Evrensel İlkesi’ne uygunluğu esas alarak uygulamalar yapılmalıdır.
Bunlar;
- Gönüllü ve Açık Ortaklık,
- Ortakların Demokratik Denetimi,
- Ortakların Ekonomik Katılımı,
- Özerklik ve Bağımsızlık,
- Eğitim, Öğrenim ve Bilgiye Erişim,
- Kooperatifler Arası İş Birliği,
- Topluma Karşı Sorumlu Olma,
Yapılan kooperatif yasa değişikliğinin kooperatifçiliğin evrensel ilkelerine bir katkı sunmamıştır. Uluslararası Kooperatif birliği-ICA’nın belirlediği kooperatif ilkelerinin dördüncüsü olan kooperatiflerin özerkliği ve bağımsızlığını sağlamaya dair en ufak bir çaba ve katkı yok. Bu nedenle Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’ndeki devlet vesayeti sürecek. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’ndeki işleme(endüstri) ve pazarlama birimlerinde kooperatifin değil şirketlerin belirleyiciliği devam edecektir.
ILO Tavsiye Kararı
2002 yılında kabul edilen ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülkenin kooperatiflerle ilgili yasal düzenlemede dikkate alacaklarını bildirdikleri Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO’nun 193 sayılı Kooperatiflerin Desteklenmesine İlişkin Tavsiye Kararı var. ILO bu kararıyla hükümetlere kooperatifçilik politikaları konusunda önerilerde bulunuyor. Bu önerilerden biri kooperatiflerin özerkliğine özen gösterilmesi (Md.6/c ve e) diğeri de kooperatifler için özerk bir finansman sisteminin kurulmasını kolaylaştırmak olarak belirlenmiştir (Md 12/c).[2] 7339 sayılı bu yasa değişikliğinde ILO’nın tavsiye kararının önerileri olan özerklikle ilgili bir düzenleme yapılmadığı gibi kooperatifleri daha sıkı kontrole alacak değişikliğe gidilmiştir. Finansman sistemine yönelik de bir düzenleme yapılmadı, bu nedenle kooperatiflerin banka kurma yasağı sürecektir. Yasa değişikliği kooperatifçilik evrensel ilkeleri ile ILO tavsiye kararlarını dikkate almayarak dünyadaki olumlu gelişmelere ayak uydurmayı öngörmemiştir.
Son sözler
Bilindiği üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 1969 yılında çıkarıldı. O günden bu güne (52 yıl) yasada pek çok gereksiz değişiklik yapılırken gerekli düzenlemeler az ya da yok denecek düzeyde kaldı.
Oysa dünyada ve Türkiye’de pek çok ekonomik-siyasal-sosyal değişikliğin yaşandığı gerçekliği orta yerde, örneğin; ithal ikameci siyasadan neo-liberal politikalara geçiş gibi doksan derecelik dönüşlerin yapıldığı süreçler yaşandı. Bir yandan bireyselleşme ve rekabeti ana eksenine alan neo-liberal politikalar dünya genelinde uygulanırken diğer yandan serbest piyasaya karşı ayakta kalarak üretebilmeyi, üreterek yaşamını idame ettirmeyi, toplumsallığı ve dayanışmayı temel alan alternatif politik bir mücadele sürmekte ve her geçen gün güçleşiyor.
İşte kooperatifçilik, bu alternatif mücadelede olması gereken en önemli aktörlerden birisidir. Özellikle kırsaldaki üretim ve kentlerdeki tüketim kooperatiflerinin birlikteliği-dayanışması kırsalı ve kentliyi ortak bir erekte buluşturabilme potansiyeline sahiptir. Burada ortaya çıkacak sinerji küresel tarım, gıda ve ecza şirketlerini geriletebilecek, manivela görevi görebilecek önemli araçlardan biridir. Yapılan bu yasa değişikliğinin bu manada bir getirisi olmamış, kooperatiflere özerk olmalarını sağlamak yerine ek yeni yükler getirmiş, merkezi denetimi daha da arttırmıştır.