“1 Mayıs 1977 tarihinde Kemal Türkler konuşmasının sonuna doğru, ‘En onurlu ve görkemli gününü 1 Mayıs 1976’da ve 1 Mayıs 1977’de yaşayan bu alanın adının 1 Mayıs Alanı olarak değiştirilmesini istiyor musunuz?’ diye sordu. Meydandaki kalabalık büyük bir coşkuyla ‘Evet’ diye haykırırken kurşun yağmuru başladı, karanlık güçler, harekete geçmişti.
“Fakat kurşunlar Taksim’in 1 Mayıs alanı olması emelini engellemek yerine perçinledi. 1977 katliamında öldürülen emekçilerin unutulmaz hatırası Taksim’i vazgeçilmez kıldı.”
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda yaşananları ve meydanın nasıl “1 Mayıs Alanı” olduğunu “Sabahın Sahibi Var: 2004’ten 2010’a 1 Mayıs Alanı'nı Geri Alma Mücadelesi” kitabında [1] bu sözlerle özetliyor.
İstanbul’da - ve aslında Türkiye’de - ilk kitlesel 1 Mayıs kutlaması 1976 yılında 200 bini aşkın kişinin katılımıyla [2] Taksim Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Ancak, Taksim Meydanı’nı “1 Mayıs Alanı” olarak hafızalara kazıyan ve meydanı “işçi sınıfı hareketi ve sosyalist hareketlerin ortak bellek mekanı” [3] haline getiren, şüphesiz tarihe “Kanlı 1 Mayıs” ya da “1 Mayıs Katliamı” olarak geçen 1 Mayıs 1977’ydi.
1 Mayıs 1977’de DİSK’in çağrısıyla 500 bini aşkın kişi İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere Taksim’de bir araya geldi. Dönemin DİSK Başkanı Kemal Türkler Taksim Meydanı’nı “1 Mayıs Alanı” ilan ettiği konuşmasının sonuna geldiğinde meydanda silah sesleri duyuldu.
Daha sonra hazırlanacak iddianameye göre, Sular İdaresi binasının çatısından ve Intercontinental Oteli’nin üst katlarından meydanda toplanan kalabalığın üzerine ateş açılmış [4], 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, beş kişi vurularak, bir kişi ise panzer altında kalarak hayatını kaybetmişti [5]. Daha sonra DİSK tarafından açıklanan veriler, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de 41 kişinin hayatını kaybetmiş olabileceğine işaret ediyordu [6].
1 Mayıs 1977’de ölenlerin büyük bir kısmı Kazancı Yokuşunun başında park edilen kamyon yüzünden hayatını kaybetti. Olaylardan sonra 470 kişi gözaltına alındı [7], 98 kişinin yargılaması 14 yıl boyunca devam etti [8], fakat 1 Mayıs 1977 aydınlatıl(a)madı. Taksim Meydanı ise 1978 ve 2010-2012 yılları haricinde 1 Mayıs kutlamalarına kapalı kaldı.
***
1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” yaklaşırken, bir kez daha 1 Mayıs İşçi Bayramına kapatılan Taksim Meydanı’nı düşünüyorum.
Pek çok fikrin, talebin, hatıranın - çoğu zaman birbirine rağmen - bir arada var olduğu, her geçen yılın, yaşanan her toplumsal olayın yeni bir hafıza katmanı eklediği sembol bir bellek mekânı olarak Taksim Meydanı’nı düşünürken Aslı Erdoğan’ın bambaşka bir bağlamda söylediği şu sözler geliyor aklıma: “Bellek: kabuk bağlamayı reddeden yara.” [9]
Taksim Meydanı’nı bunca yasağa, söylemsel ve fiziksel müdahaleye, aradan geçen onca yıla rağmen hala ilk günkü kadar “1 Mayıs Alanı” kılan şey, 1 Mayıs 1977’den, kabuk bağlamayı reddeden bu bellekten başkası değil kuşkusuz.
Belki de bu yüzden 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak hiçbir zaman sadece “1 Mayıs’ı kutlamak” ile ilgili olmadı pek çok emekçi için. 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak, hem 1977’de hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak, hem de henüz aydınlatıl(a)mayan bu ölümleri hafızasız bir topluma tekrar tekrar hatırlatarak bir adalet talebinde bulunmak demekti çünkü.
1 Mayıs 2009 hazırlıkları için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB adına Taksim’de yaptığı basın açıklamasında dönemin DİSK Başkanı Süleyman Çelebi şöyle diyordu örneğin:
“Taksim’de olmak ‘inatlaşma’ değil demokrasi mücadelesinin olmazsa olmazlarındandır. Çünkü Taksim Meydanı 36 insanımızın katledildiği 1 Mayıs 77 Katliamının ardından 1 Mayıs’la özdeşleşmiş; 1 Mayıs Meydanı olmuştur.
“1 Mayıs 1977 katliamının açığa çıkarılması ve unutturulmaması için de Taksim kararlılığımız sürmektedir. Bu nedenle bizler, İstanbul’da 1 Mayıs’ı Taksim dışında başka bir alanda kutlamama kararlılığındayız.” [10]
***
Taksim Meydanı derken her ne kadar – en azından fiziksel olarak – tek bir mekândan bahsediyor olsak da hiçbir mekân, tek bir toplumsal hafızanın tekelinde değil aslında. Hele de söz konusu mekân bir ülkenin en görünür meydanlarından biriyse… Ve bu meydan ülke tarihinde yaşanan en büyük direnişe tanıklık etmiş ve - belki de sırf bu yüzden - hayatın her alanına nüfuz etmek isteyen siyasal iktidarın güç mücadelesinin en önemli alanlarından biri halini almışsa…
Özellikle son 15 yıldır Taksim Meydanı hakkında yapılan açıklamalar meydan üzerinde/n yürütülen mücadelenin sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda tarihin farklı dönemlerine, geçmişin farklı yorum ve temsillerine yapılan atıflarla yürütülen söylemsel bir mücadele olduğunu gösteriyor bize.
Siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden toplumsal ve siyasi aktörler Taksim Meydanı’na ilişkin birbirine taban tabana zıt denebilecek talep ve gelecek tasavvurlarını savunmak için yüzlerini geçmişe, daha doğrusu, meydanın geçmişine dönüyor.
Tıpkı kaynağını aldığı toplum gibi yekpare bir bütünden ibaret olmayan toplumsal hafıza, insan topluluklarını birleştiren ortak bir birikim olmanın yanı sıra siyasi ve toplumsal aktörlerin kendi görüş ve taleplerini meşrulaştırmak için başvurduğu söylemsel bir araç halini alıyor.
Bu, şüphesiz ne toplumsal hafızaya, ne de Taksim Meydanı’na özgü bir durum. Fakat yine de, yıllar içinde Taksim Meydanı hakkında yapılan açıklamalara, başvurulan söylemlere bakıldığında, atıfta bulunulanın aynı mekan olduğuna inanmak güç.
Bir örnekle anlatmak gerekirse, dönemin DİSK Genel Sekreteri ve şimdiki Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yine dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı’nın yerine inşa etmek istedikleri Taksim Topçu Kışlası için kullandığı “Biz tarihimize sahip çıkıyoruz” [11] cümlesine, Gezi Direnişi sırasında yaptığı bir konuşmada şu sözlerle yanıt veriyordu:
“Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Biz bu parkta, bu meydanda tarihi ihya edeceğiz.’ Evet, onların bir tarihi var. Onların tarihi paranın, talanın, rantın tarihidir. Onların tarihi gölgesini satamadığı ağacı kesenlerin tarihidir. Ama bu meydanda bu ülkenin tüm değerlerinin ve güzelliklerini üretenlerin, yani emekçilerin, işçilerin de bir tarihi var ve ant olsun ki Taksim Meydanı’nı ilelebet 1 Mayıs alanı yapacağız.” [12]
***
2013 yılı hem Taksim Meydanı, hem Türkiye tarihi için bir kırılma noktası oldu. O günden bu yana yaşananlar, geçen yılların, yaşanan olayların hayata ve mekana yeni çentikler atmaya, yeni anılar, yeni hafıza katmanları eklemeye devam ettiğinin ve böylelikle sadece bugünü değil, geçmişi ve geleceği de yeniden şekillendirdiğinin en büyük kanıtlarından biri aslında.
Taksim Meydanı 2013 yılında yeniden 1 Mayıs kutlamalarına kapatıldı. Emekçileri Taksim Meydanı’na çıkarmamak için İstanbul’da toplam 30 bin polis görev yaptı, Taksim’e gelmek için Beşiktaş ve Şişli’de toplanan gruplara polis tazyikli su ve biber gazı sıktı. Gün bittiğinde, 72 kişi gözaltına alınmış, 25 eylemci, altı gazeteci ve 22 polis yaralanmıştı. [13]
Takvimler 27 Mayıs 2013’ü gösterdiğinde ise Topçu Kışlası projesi için dozerlerin Taksim'e girmesiyle Gezi Parkı nöbeti başladı [14], Gezi’de başlayan direniş kitlesel protestolar halinde dalga dalga tüm ülkeye yayıldı. Gezi’nin bilançosu ise çok daha ağır olacaktı: Eylemler sırasında ve sonrasında yedi kişi hayatını kaybetti [15], 10 bine yakın kişi yaralandı.
O günden sonra başta DİSK ve emekçiler olmak üzere pek çok kişi için 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olmak sadece İşçi Bayramı’nı kutlamak veya 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenleri anmakla ilgili değil. Artık 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olmak Gezi’nin ve Gezi’de yaşamını yitirenlerin anısını yaşatmak demek aynı zamanda.
Tıpkı 2015 1 Mayıs’ı öncesinde DİSK adına basın açıklaması yapan dönemin DİSK Başkanı Kani Beko’nun da dediği gibi: “1977’de yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizin ve 2013’te yitirdiğimiz gencecik evlatlarımızın anısını yaşatmak için Taksim’de olmak istiyoruz.” [16]
***
Peki, 1 Mayıs’ı, Taksim Meydanı’nı ve Gezi’yi böylesine sahiplenen DİSK, son yıllarda Taksim Meydanı ve 1 Mayıs konusunda nasıl bir tutum izledi?
DİSK - ve onunla birlikte KESK, TMMOB ve TTB - Gezi’yi takip eden 2014 ve 2015 yıllarında 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamakta kararlı ve ısrarcıydı.
Bu dört konfederasyon ve meslek örgütü 30 Nisan 2014’te yayınladıkları bildiriyle [17] 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama çağrısı yaptı. Hükümet ise “bu sene Kadıköy’de 1 Mayıs kutlamasına son kez izin verileceğini” belirterek Kadıköy’ü işaret etti. [18] Türk-İş, Türkiye Kamu-sen gibi örgütler 1 Mayıs’ta Kadıköy’deydi; Taksim’e çıkmak isteyen gruplar ise polis saldırısıyla karşılaştı. [19]
2015’te ortaya çıkan manzara da çok farklı olmadı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’den oluşan 1 Mayıs komitesi 26 Nisan’da bir basın açıklaması yaparak 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen herkesi Taksim’e çağırdı. [20] 1 Mayıs kutlamaları için İstanbullulara bu yıl valiliğin gösterdiği adres ise Yenikapı’ydı. [21] 1 Mayıs günü sabahın erken saatlerinden itibaren abluka altına alınan şehirde Taksim’e ulaşmak isteyen gruplara polis yine tazyikli su ve biber gazı sıktı. [22]
2015’i takip eden üç yıllık süreçte ise 1 Mayıs komitesi Taksim Meydanı konusunda daha uzlaşmacı bir tutum sergiledi. Her ne kadar 15 Nisan 2016’da yapılan ortak basın açıklamasında 1 Mayıs kutlamaları için Taksim işaret edilmiş olsa da [23] 26 Nisan’da yapılan başka bir açıklamada 10 Ekim Ankara Gar katliamı ve sonrasında ortaya çıkan güvenlik kaygılarına atıfta bulunularak 1 Mayıs için Bakırköy Halk Pazarı’na çağrı yapıldı. [24]
Olağanüstü Hal koşullarında gerçekleştirilen 2017 ve 2018 1 Mayıs kutlamaları öncesinde de Taksim konusunda ısrarcı olunmadı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 26 Nisan 2017’de ortak bir basın açıklaması yaparak 1 Mayıs’ı yine Bakırköy Halk Pazarı’nda kutlayacaklarını açıkladı. [25] 2018 1 Mayıs’ını Taksim’de kutlamak için İstanbul Valiliğine başvuran komite, aldığı olumsuz yanıtın üzerine 1 Mayıs’ı bu sefer Maltepe miting alanında kutlama kararı aldı. [26]
***
Bugün 30 Nisan 2019; Gezi’nin üzerinden altı yıl, 1 Mayıs komitesinin İşçi Bayramı’nı Taksim’de kutlama ısrarını - gönülsüz de olsa - bir kenara bırakmasının üzerinden üç yıl geçti.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB bu yıl yine 1 Mayıs öncesinde ortak bir basın toplantısı düzenledi ve 1 Mayıs’ı “başta İstanbul Taksim 1 Mayıs alanı olmak üzere ülkenin dört bir yanında” kutlamak istediklerini duyurdu. [27]
Taksim Meydanı’nın yıllar sonra yeniden 1 Mayıs kutlamalarına açılması için 2004 yılında “Ne çayırda ne çukurda kutlarız” şiarıyla yola çıkan DİSK [28] ve 1 Mayıs komitesinin diğer bileşenleri 1 Mayıs’ta yine Taksim 1 Mayıs Alanı’nda olmak istiyordu.
Konfederasyonlar ve meslek örgütleri Taksim taleplerini 12 Nisan tarihinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliğine iletti. [29] Bundan iki gün önce Halk TV’de Enver Aysever’in sorularını yanıtlayan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamanın işçiler açısından neden temel bir hak olduğunu şu sözlerle anlatmıştı:
“Çünkü meydanlar ülkelerin, kentlerin, o ülkede, o kentte yaşayanların belleğidir, tarihidir ve bu bellek hep siyasi iktidarlar tarafından yok edilmeye, ortadan kaldırılmaya çalışılır.
“77 1 Mayıs’ından [...] 2010, 2011 ve 2012’de Taksim Meydanı’nda yaptığımız [...] 1 Mayıs’lardan sonra Taksim Meydanı yeniden yasaklandı. Biz bu nedenle Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamanın bizim açımızdan hak olduğunu düşünüyoruz.” [30]
Diğer bir deyişle, hükümetin yıllardır dozu artan bir inat ve şiddetle sürdürdüğü Taksim yasağı, özellikle DİSK için sadece meydan üzerinde kurulmak istenen fiziksel bir hakimiyeti ifade etmiyor. Bu yasakçı yaklaşım ortak bir bellek mekanı olarak Taksim Meydanı - ve dolayısıyla belleğin kendisi - üzerinde bir tahakküm kurma çabasını da gösteriyor.
Bu yüzden de 1 Mayıs’ta Taksim’de olmak ülkedeki pek çok emekçi için sadece Taksim Meydanı’na veya 1 Mayıs İşçi Bayramına sahip çıkmak anlamına gelmiyor. 1 Mayıs günü Taksim Meydanı’nda olmak aynı zamanda tarihe ve belleğe sahip çıkma anlamı taşıyor.
***
Yarın 1 Mayıs 2019. Son altı yıldır yaptığı gibi hükümet yine Taksim 1 Mayıs alanını 1 Mayıs’a kapattı. Yarın sadece Taksim değil, neredeyse tüm şehir İstanbullulara kapalı olacak. Yarın hükümet yine sadece Taksim Meydanı üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmakla kalmayıp işçinin, emekçinin - ve aslında tüm şehrin - ortak belleğine hakim olmaya çalışacak.
Fakat ne kadar çabalarsa çabalasın ne yaşananları, ne de yaşanmayanları, yaşanmasına, kutlanmasına, anılmasına izin verilmeyenleri unutturmaya gücü yetecek. Çünkü bellek çoğu zaman sadece kabuk bağlamayı reddeden bir yara değil, kapanmasını istemediğimiz, başka yaralar açılmasın diye bile isteye açık tuttuğumuz bir yaradır aynı zamanda.
Yarın 1 Mayıs İşçi Bayramı. Kutlu olsun! (SD/HK)
-
[1] Sabahın Sahibi Var: 2004'ten 2010'a 1 Mayıs Alanı'nı Geri Alma Mücadelesi (DİSK Yayınları, 2011, Sayfa 47)
[2] İki 1 Mayıs ve Devrimciler - Fikret İlkiz (bianet)
[3] 1980 Askeri Darbesinin Bellek Mekanları - Derya Fırat & Öndercan Muti (Sokağın Belleği: 1 Mayıs 1977'den Gezi Direnişi'ne Toplumsal Hareketler ve Kent Mekanı, der. Derya Fırat, Dipnot Yayınları, 2014, Sayfa 127)
[4] DİSK Tarihi: Efsane mi Gerçek mi? 1967-1980 - Canan Koç & Yıldırım Koç (Epos Yayınları, 2008, Sayfa 356)
[5] 1980 Askeri Darbesinin Bellek Mekanları - Derya Fırat & Öndercan Muti (Sokağın Belleği: 1 Mayıs 1977'den Gezi Direnişi'ne Toplumsal Hareketler ve Kent Mekanı, der. Derya Fırat, Dipnot Yayınları, 2014, Sayfa 127)
[6] 1 Mayıs 1977 Neden ve Nasıl Kana Bulandı? - Nilay Vardar (bianet)
[7] Sokağın Belleği Üzerine: Uzam, Bellek, Direniş, 1 Mayıs, Taksim - Cansu Karagül (bianet)
[8] 1 Mayıs 1977 Neden ve Nasıl Kana Bulandı? - Nilay Vardar (bianet)
[9] Artık Sessizlik Bile Senin Değil - Aslı Erdoğan (Karakarga Yayınları, 2017, Sayfa 162)
[10] 1 Mayıs 2009 Hazırlıkları için 15 Nisan’da Taksim’de Basın Açıklaması Yapıldı (DİSK)
[11] Başbakanımız: Saldırıların Hesabını Sandıkta Soracağız (AKP İstanbul İl Başkanlığı)
[12] Taksim Gezi Direniş Mitingi DİSK/Arzu Çerkezoğlu 08.06.2013 Taksim Dayanışması ortak konuşması (Youtube)
[13] 1 Mayıs 2013: Künye ve Bilanço (bianet)
[14] Zaman Tüneliyle Gezi Direnişi (bianet)
[15] Gezi Davalarında Cezasızlığın Her Türü Yaşandı - Ayça Söylemez (bianet)
[16] DİSK Genel Başkanı Kani Beko: 1 Mayıs'ta Taksim'i yasaklamak suçtur! (DİSK)
[17] Akıldışı ve hukuk dışı yasağa karşı Taksim’deyiz! (DİSK)
[18] Kadıköy’de 1 Mayıs Kutlaması (bianet)
[19] Türkiye’den 1 Mayıs Manzaraları (bianet)
[20] Taksim'den 1 Mayıs çağrısı: Haydi 1 Mayıs alanına! (DİSK)
[21] İstanbul’da 1 Mayıs: Polis Taksim’e izin vermedi (Sputnik)
[22] Beşiktaş'tan Dakika Dakika #May1s (bianet)
[23] DİSK-KESK-TMMOB-TTB 1 Mayıs açıklamasının tam metni (DİSK)
[24] Emek-Barış-Demokrasi için 1 Mayıs’ta Bakırköy’de buluşuyoruz! (DİSK)
[25] DİSK, KESK, TTB ve TMMOB'tan 1 Mayıs'ı Bakırköy'de Kutlama Açıklaması (bianet)
[26] 1 Mayıs için Maltepe’ye Çağrı Yapıldı (bianet)
[27] DİSK-KESK-TMMOB-TTB’den ortak 1 Mayıs 2019 açıklaması (DİSK)
[28] DİSK’in 1 Mayıs Kitabı Çıktı (DİSK)
[29] Birleşik Metal-iş (Twitter)
[30] 1 Mayıs Taksim’de kutlanacak mı? Arzu Çerkezoğlu anlatıyor - Enver Aysever ile Ayrıntılar (Halk TV - 43:35)