8 Ocak'ta Olağanüstü Genel Kurul'a gitmeye hazırlanan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) üye kadınlar, Olağanüstü Genel Kurul delegelerinin bugüne kadar "grup ya da erkek dayanışması" ile üstü örtülen tacizler konusunda özeleştiri sürecini başlatmasını istedi.
Kadın mücadelesinin kazanımlarına sahip çıkan bir kongre süreci gerçekleştirilmesini isteyen kadınlar, internet üzerinde bir de imza kampanyası başlattı.
"Olağanüstü Kongre'de muhafazakarlık tehlikesi"
KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek'in bir kadın çalışana tacizde bulunduğu, merkez yönetim kurulu üyelerinin ise olayı örtbas ettiği iddialarını hatırlatan kadınlar, "Olağanüstü KESK Genel Kurul Üyelerine" hitaben yazdıkları imza metninde şu ifadelere yer verdiler:
"KESK'in Olağanüstü Genel Kurulu, adı üstünde olağan bir genel kurul değildir. KESK MYK'sı taciz iddiasını, KESK tüzüğünde ortak hukukumuz olan 'Kadının beyanı esastır' ilkesi doğrultusunda ele almamış ve ilgili kurullarını gerektiği şekilde işletmemiştir.
Cinsel taciz iddiasının çözülmeyişi, reddedilişi, 'komplo' ile etiketlenmiş olması, kadın sekreterliğinin tutumu, siyasal grupların kadına yönelik şiddet karşısında 'ama'sız tutum almayışı vahim bir durumdur.
Bu olay, üstü örtülmeye çalışılarak; KESK'in içinde bulunduğu ideolojik-politik sorunlar bağlamında bir hesaplaşmaya dönüştürülmüştür. Bugün cinsel taciz konusunda alınan tutumlar adeta bir turnusol kağıdı işlevi görmektedir.
Olağanüstü Kongre ortaya çıkan cinsel taciz iddiasını siyasetlerin ittifak arayışlarının bir zemini olarak algılar, disiplin süreçlerini olağan şekli ile işletmez ve kadın mücadelesinin kazanımlarını yok sayarak hareket eder ise sendikal mücadele erkek egemen bakış açısı ile daha da muhafazakarlaşacaktır."
Sonun değil yeni bir çıkışın başlangıcı olması için
Kadınlar, "bu Olağanüstü Kongre'nin sonun değil, yeni bir çıkışın başlangıcı olabilmesi için" taleplerini ise şöyle sıraladılar:
* "Kadının beyanı esastır" ilkesi hayata geçirilmelidir.
* KESK ve KESK'e bağlı tüm sendikaların disiplin yönetmeliklerinde kadına yönelik şiddet (taciz, tecavüz, fiziksel şiddet vs.) suç olarak tanımlanmalıdır.
* "Cinsel taciz, tecavüz dahil kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık ile ilgili tespitlerde kadının beyan ve başvurusunda karşı taraf bunun tersini ispat etmekle yükümlüdür" maddesi geçerli ve bağlayıcı hale getirilmelidir.
* Taciz iddiasını gerekli kurulları işletmeyerek çözümsüz hale getiren KESK MYK üyeleri Genel Kurul sürecinde aklanmayarak disiplin kuruluna sevk edilmelidir.
* Bu süreçte işinden ayrılmak zorunda kalan KESK çalışanı ve KESK avukatının tüm hak kayıpları giderilmelidir.
* KESK'in web sitesinde konuyla ilgili KESK MYK'sının -özellikle de KESK Kadın Sekreteri imzasıyla yayınlanmış olan- tüm açıklamaları kaldırılmalıdır.
* KESK üyeleri, metne destek vermek için [email protected] adresine mesaj gönderebilir.