Kamu emekçileri, hükümetin Avrupa İnsan hakları Mahkemesi kararına karşın hâlâ tanımadığı toplu sözleşme ve grev hakları için yarın (25 Kasım) bir günlük grev yapacak; Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) deyişiyle "hayatı durduracak."
KESK'in öncülüğündeki greve Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu (KAMU-SEN) da katılıyor. Ayrıca, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi sendika ve meslek örgütleri de grevi destekliyor.
bianet'in görüştüğü KESK Başkanı Sami Evren, eylemdeki iki ana talebi şöyle açıkladı:
Toplu pazarlık ve grev hakkı: Grev ve tolu pazarlık hakkını elde etmek istiyoruz. Bunu elde edemezseniz, üyelerinizin hak ve çıkarlarını koruyamazsınız. Sendikanın işveren karşısında güçlü olabilmesi için toplu pazarlık ve grev hakkının güvence altında olması gerekiyor.
Herkese ücretsiz, nitelikli kamu hizmeti: Siyasi iktidarlar kamusal alanı yıllarca tahrip etti. Yurttaşların nitelikli kamu hizmeti alabilmesi için, kamuya daha fazla kaynak aktarılması gerekiyor. Kamu hizmetlerinin paralı hale getirilmesi yurttaşları doğrudan ilgilendiriyor. Biz yurttaşların ücretsiz kamu hizmeti alabilme hakkını savunuyoruz. Kamuda çalışanlarla hizmet alanların dayanışma içinde bu eylemi güçlendirmesi gerekiyor. Yurttaşlardan isteğimiz, yarın çocuklarını okula göndermesinler, acil olmadığı sürece hastaneye gitmesinler, ulaşım konusunda tedbirlerini alsınlar.
KESK, hükümetin "toplu görüşme" adını verdiği, uluslararası standartlara göre toplu pazarlık hakkı içinde sayılmayan süreci her yıl işletiyor. KESK bu görüşmelere katılmıyor. Ancak, yarınki eyleme bu görüşmelerde yer alan KAMU-SEN de katılıyor. Toplu görüşmelerde yer alan bir başka konfederasyon da Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN). MEMUR-SEN yarınki eyleme katılmıyor, ancak konfederasyon, 18 Kasım'da toplu pazarlık ve grev hakkının tanınması, memurlara siyaset yasağının kaldırılmasını da içeren taleplerini açıklamıştı.
Hükümetin "toplu görüşme" adını verdiği süreç, emek örgütlerini herhangi bir yaptırım gücünden yoksun bırakıyor. Herhangi bir uzlaşmazlık halinde, çalışma koşulları ve ücretler üzerindeki son sözü hep hükümet söylüyor.
Çalışma Bakanlığı'nın Temmuz 2009 verilerine göre, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 800 bin kamu emekçisi var. Bunların 1 milyondan fazlası sendikalı. Kamu emekçilerinin, sendika konfederasoynlarına göre sayısal dağılımı şöyle.
KESK: 224.413, TÜRKİYE KAMU-SEN: 375.990, MEMUR-SEN: 376.355, BASK: 4.976, BİRLEŞİK KAMU-İŞ: 20.731, HAK-SEN: 2,967, HÜR KAMU-SEN: 11, BAĞIMSIZLAR: 11.629. (TK)