*Fotoğraf: AA (Arşiv).
The Wall Street Journal'dan Jared Malsin ve Anna Hirtenstein imzalı analiz "Döviz krizi Türkiye ekonomisi sallarken Erdoğan'ın yaklaşık yirmi yıllık iktidar hakimiyetini tehlikeye atıyor ve yıllardır büyümenin tadını çıkaran bir ülkede yaşam standartlarını baş aşağı ediyor" diye başlıyor.
Liranın değer kaybetmesi, büyümeyi teşvik edeceğini iddia ettiği alışılmadık bir ekonomik stratejinin parçası olarak faiz oranlarını düşürmeye çalışan Erdoğan'ın kendi kendine açtığı bir yara.
BlueBay Asset Management gelişmekte olan piyasalar stratejisti Timothy Ash, gazeteye "Bu çılgınlık, bu yıl içinde gördüğümüz faiz indirimleri için sıfır gerekçe olduğu kadar, bu haftaki için de sıfır gerekçe var" dedi.
"Seçmenleri uzaklaştırdı"
"Erdoğan para politikasını tek başına yürütüyor" vurgusu yapan gazete şöyle devam etti:
"Türkiye'de orta sınıfını savunarak iktidara gelen Erdoğan, 2003'te ilk kez başbakan olmasından bu yana iktidarının önündeki en ciddi zorluklardan biriyle karşı karşıya.
"Gıda, ilaç ve enerji gibi temel ihtiyaçların artan maliyetleri Erdoğan'a verilen desteği erozyona uğratarak, bir zamanlar onu destekleyen seçmenleri uzaklaştırdı."
60 yaşındaki İstanbullu Ayşe Kaya, gazeteye "Bir felaket yaşıyoruz. Her şey çok pahalı. Paramızın değeri yok" dedi.
Gazete ayrıca anket şirketi MetroPOLL'ün verilerini paylaştı: "Cumhurbaşkanının onay notu Ekim ayında bir önceki aya göre 2,5 yüzde puanı düşüşle %38,9'a indi. Türkiye'nin iki üst düzey muhalefet lideri Çarşamba günü ekonomide artan türbülansın ortasında erken seçim çağrısında bulundu. Bir sonraki seçim 2023 için planlanıyordu."
"Erdoğan'ın danışman çevresi daraldı"
"Merkez bankasının tekrarlanan faiz indirimleri Türkiye'deki enflasyonist baskıları artırdı" analizi yapan gazete şöyle devam etti:
"Resmi verilere göre enflasyon Ekim ayında yaklaşık %20'ye ulaştı.
"Ekonomistler ve yatırımcılar, hızlı enflasyonun ekonomi için daha büyük bir risk oluşturma ihtimalinden giderek daha fazla endişe duyuyor.
"Paranın zayıflaması, Türkiye'nin dış borçlarını ödemesini zorlaştırıyor. Ankara, önümüzdeki yıl gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık dörtte birine tekabül eden borçlarını geri ödemek veya yenilemekle yükümlü.
"Lira, art arda dokuzuncu düşüş yılında. Yatırımcılar, merkez bankasının faiz oranlarını enflasyona yakın veya üzerinde bir seviyeye çıkarabileceğine dair güvenlerini kaybettiklerini söylüyor.
"Genellikle merkez bankaları, enflasyonla mücadele için faiz oranlarını yükseltir. Daha yüksek oranlar aynı zamanda sermayeyi ekonomiye çeker, para birimini güçlendirir ve ithal edilen malların fiyatının düşmesine neden olur.
"Geçmişte, Erdoğan'ın çevresindeki üst düzey isimler onu daha fazla faiz indiriminden vazgeçirdi ancak eski ortakları, cumhurbaşkanının danışman çevresini daralttığını söylüyor.
"Erdoğan, üç yıl içinde üç merkez bankası başkanını görevden aldı. Erdoğan, faiz oranlarını artırdıktan sonra bu yılın Mart ayında bir önceki merkez bankası başkanı Naci Ağbal'ı görevden almıştı.
"Erdoğan bu hafta başlarında 'Faiz oranlarını savunanlarla yürüyemem' dedi.
"Mevduatın yarısı döviz cinsinden"
"Liradaki düşüşün hızı, liranın neredeyse üçte bir oranında düştüğü 2018 döviz krizini andırıyor.
"Gıda ve petrol gibi gerekli ithalatların yerel para biriminde satın alınması daha pahalı hale geldiğinden, hızla zayıflayan bir para biriminin enflasyonu daha da artırması muhtemel.
"Yetkililerin enflasyonu kontrol etme konusundaki güven eksikliği, yerlileri de yatırımlarını yabancı para birimlerine çevirmeye teşvik ediyor.
"Merkez bankası istatistiklerine göre, Türkiye bankacılık sistemindeki mevduatın yarısından fazlası yabancı para cinsinden tutuluyor."
(PT)