* Fotoğraflar: Eren Dağıstanlı / Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Tek suçumuz doğamızı savunmak… Deremiz kurudu, çok az akıyor. Sularımız bulanık akıyor. Balıklar öldü, kuşlar sesten, tozdan ağaçlardaki yuvalarından yollara düşüp ölüyor. Biz bu taş ocağını istemiyoruz.”
Bu sözler, Rize, İkizdere’de Cengiz Holding’in doğa talanı temalı taş ocağı projesine karşı günlerdir direnen kadınlardan Vildan Karafazlıoğlu ve Derya Ekşi’ye ait.
Karafazlıoğlu ve Ekşi’nin söylediğine göre, bugün bölgede çok yağış var. Bu nedenle şu an alanda bekleyemiyorlar ancak şirket jandarma eşliğinde çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Direniş alanındaki köylülere bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Rize Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden iki “üst düzey” ziyaret de gerçekleşti. Bakanlık aracılığıyla gelen yetkili köylülere “Hiçbir şey olmayacak. Projedeki alanın dışına taşılmayacak, bize güvenin” minvalinde sözler sarf etti.
“Siz bizi kandırmaya gelmişsiniz” diyerek köylülerin toplantıyı terk ettiklerini aktaran Derya Ekşi, “Aklımızla dalga geçiyorlar” diye de ekledi.
Karafazlıoğlu: Delibal olmayacak, çaycılık bitecek
“Şu anda çam ağaçlarımız, kestane ağaçlarımız hiçbir gerekçe gösterilmeden yok ediliyor” diyen Vildan Karafazlıoğlu, neden taş ocağı istemediklerini şu gerekçelerle anlatıyor:
“Biz burayı vermek istemiyoruz çünkü burası bizim köyümüz, yaşam alanımız. Suyumuz, hayvanlarımızın yiyeceği, evlerimiz hep burada. Dinamit patlatılacak, evlerimiz yıkılacak demek bu. Bahçelerimizde de bir şey yetişmeyecek, o zehirli gazları solumak zorunda kalacağız. Benim babam da arıcı. Ormanlar yok olunca arılar nereden beslenecek? Delibal üretiliyor burada, çok da ünlü bir bal ama artık olmayacak.
“Bize hayvancılık yapın diyorlar ama hayvanlarımızın otlakları gidecek. Tozdan, zehirden çay üretemeyeceğiz. Biz burada taş ocağı istemiyoruz ama hiçbir yetkili bizi duymuyor. Deremiz bile toprakla kapatıldı, alabalık da olmayacak, burası yaşanmaz bir hale getiriliyor.”
Ekşi: Zorla göç ettirecekler bizi
Bugün sabah orman yolundan bölgeye giderken yollarda ağaçlardan düşen ölü kuşları gördüğünü söyleyen Derya Ekşi ise “O gürültüden hayvanlar ölüyor, ben bunları görmeye dayanamıyorum, istemiyoruz bu taş ocağını” diyor.
Ekşi, derenin kuruduğunu ve sularının bulanık aktığını da belirterek, şirketin kestiği ağaçları saklamak için dereye attığını üstünü de toprakla örttüğünü söylüyor:
“Taş ocağı burada olursa onun karşılığında çaycılık, ormancılık, arıcılık, su yani doğa tamamıyla yok olacak. Biz burada geçimini sadece çay ve balla sağlayan insanlarız. Hafriyat kamyonları yılda kaç bin ton taş çıkaracak ve bu defa evlerimiz tozdan, dumandan görünmeyecek.
“Patlatacakları dinamitlerin evimizi yıkma riski olacak, yıkmazsa zaten onun sesinden durulmayacak. Buradan zorla göç ettirecekler bizi. Ama biz bunu istemiyoruz ve sonuna kadar da direneceğiz.”
İkizdere’de ne oluyor?
Rize’nin İkizdere ilçesinde yapılacak olan lojistik liman inşaatında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan taş ocağı için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, ilçedeki İskencedere Vadisi’nde acele kamulaştırma kararı alındı.
Bunun üzerine köylüler harekete geçerek, vadinin girişine çadır kurup nöbet tutmaya başlarken, alınan kararı da yargıya taşıdı. Ancak inşaatı gerçekleştirecek olan Cengiz Holding çalışanları 21 Nisan’da vadiye girerek taş ocağı için yol açma çalışmalarına başladı.
Jandarma eşliğinde gelen şirket çalışanları, vadi girişine çadır kurup nöbet tutan vatandaşlardan çadırlarını kaldırmalarını istedi. Nöbet tutan vatandaşların tepkilerine rağmen çadırlar kaldırılırken, jandarma vadi girişine barikat kurdu.
Kısa sürede iş makineleri çalışmaya başlarken, bölge halkı da vadiye akın etti. Vatandaşlar, vadide çalışma yapan firma yetkilerinin herhangi bir izinlerinin olmadığını, yapılan çalışmanın yasa dışı olduğunu söyledi. Direnen köylüler, eylemleriyle iş makinalarının alandan ayrılmasını sağladı.
TIKLAYIN - "Köylüler gözyaşları içinde ağaçların sökülmesini izliyor"
Kolluk kuvvetleri köylülere sokağa çıkma yasağına uymamaktan dolayı para cezası uyguladı. Köylüler cezalara rağmen direnmeye devam etti. 25 Nisan Pazar günü, yolları kesilen köylüler orman içlerinden iş makinalarının yanına geldi ve faaliyetin durmasını ve jandarmanın çekilmesini istedi.
Jandarma çekilmedi ve direnişin sürmesi üzerine köylülere biber gazı ile müdahale etti. Müdahale esnasında bazı kadınlar yaralandı, köylüler de gözaltına alındı. Aralarında İkizdere Dernekleri Federasyon Başkanı Ziya Yıldırım’ında olduğu köylüler daha sonra serbest bırakıldı. Köylülere 3 günlük sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle de para cezası kesildi.
Direnişe rağmen inşaat sürerken Cengiz İnşaat’ın 3 Mart'ta kapasite artışı talebiyle başvuru yaptığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 11. Bölge Müdürlüğü’nün, şirkete yeni bir taşocağı açması için izin verdiği ortaya çıktı.
Doğal sit alanı
Cengiz Holding’in açmak istediği taş ocağı, doğal sit alanı olan İkizdere-İşkence Vadisi’nde yer alıyor. Vadi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Termal ve Kış Turizmi Yeni Destinasyonu” olarak belirlenmiş durumda. Yörede bir yandan da Bakanlık tarafından “örnek yayla” modeli uygulanacak.
Dolayısıyla bölge hem örnek yayla hem doğal sit alanı hem de turizm alanı olarak geçiyor. Ünlü Anzer ballarının yapıldığı Anzer Yaylası, Çamlık Mesiresi, Çağrankaya Yaylaları ve Ovit sınırları da İkizdere içinde yer alıyor.
İlçenin ekonomisi genel olarak tarıma dayalı. Başlıca tarım ürünleri çay ve patates ancak az miktarda kivi, mısır, armut ve fındık da yetiştiriliyor. Yaylacılık metoduyla sığır ve koyun beslenirken arıcılık da bölgedeki bir diğer geçim kaynağı.
- NOT: Dünyada koruma altında olan 200 vadiden biri olan ve Cengiz İnşaat tarafından taş ocağı için kullanılacak olan İkizdere Vadisi'nde altı adet Hidroelektrik Santrali çalışırken, iki taş ocağı da aktif olarak faaliyette.
(TP)