Çernobil'in 32. Yılı nedeniyle Elektrik Mühendisleri Odası'nda EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, Nükleer Karşıtı Platforum (NKP) üyesi ve Yeşil Gazete yazarı Pınar Demircan, EMO İstanbul Şubesi üyesi Nurcan Bircan Yayla, Fukuşima tanığı Masumi Kowata ve Turunç Green Think Tank Vakfı'ndan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın katılımıyla düzenlenen panelde Türkiye'de kurulması planlanan üç nükleer santralle ilgili riskler ele alındı.
EMO İstanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy, sözlerine Sinop'ta yapılması planlanan mitingin yasaklandığını hatırlatarak başladı:
"Çernobil Felaketi'nin 32. Yıldönümü ve Fukuşima'nın 7. Yılı nedeniyle Sinop'ta yapılması planlanan miting ve panelin İçişleri Bakanlığı tarafından 'provokasyon ve güvenlik' gerekçesiyle yasaklanması kabul edilemez bir karardır" diyen Celepsoy şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığı'nın 'Sinop Nükleer Santral İstemiyor' mitingine yönelik yasaklama kararını protesto ediyoruz. Bu tavrımızı, 22 Nisan Pazar günü, Türkiye'deki yerel NKP'lerle eş zamanlı olarak Beşiktaş'ta düzenlediğimiz bir basın toplantısı ile ilan ettik.
"EMO olarak bileşenlerinden olduğumuz Nükleer Karşıtı Platformun bütün çalışmalarında her zaman yerimizi alacağımızı tüm kamuoyuna bir kere belirtiyoruz.
"Kalıntıların temizlenmesi için 48 bin yıla ihtiyaç var"
"32 yıl önce bugün 26 Nisan 1986, saat 01.23.58'de, Çernobil Nükleer Santralının 4 numaralı enerji bloğunda bulunan reaktör, bir dizi patlama sonucu yerle bir oldu. Çernobil felaketi 2. Dünya Savaşında Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılan atom bombalarının toplamından 200 kat daha fazla etkiyle 20. yüzyılın en büyük teknolojik yıkımına yol açtı.
"Şimdilerde bile, Çernobil'in yakınındaki Pripyat şehrinde günümüzde ölçülen radyasyon düzeyi normalin 20-40 kat üzerinde. Ve tüm radyoaktif kalıntıların temizlenmesi için 48 bin yıla ihtiyaç var.
"AKP iktidarı, bütün uyarılarımıza karşın nükleer santralları Türkiye'nin başına bela etme inadını sürdürerek 3 Nisan 2018'de Akkuyu Nükleer Santralının temelini Rusya Devlet Başkanı Putin'in de katıldığı bir törenle göstermelik de olsa attı.
"Sinop'ta da Akkuyu için ayrılan alanın 5 katı büyüklüğünde (10 milyon metrekare) bir alanda yapılması planlanan ve 20 yıllığına kilovat/saatine 10.9 sent ödeyeceğimiz diğer bir nükleer santral halkın bütün itirazına karşın projelendirilmeye çalışılıyor. Üçüncü santral için de başka bir doğal zenginliğimiz olan İstanbul'un burnunu dibindeki İğneada bölgesi telafuz ediliyor.
"Santralların gerek bir kaza ya da deprem olasılığında yol açacakları felaketlerin; nükleer atıklarıyla yeryüzünü cehenneme çevirme sonuçlarına insanlık, Çernobil ve Fukuşima'ya tanık olmuşken, AKP iktidarı nükleer sevdasından vazgeçmeyerek, hâlâ 'temiz ve güvenli enerji' sloganlı reklamlarına üstelik Nobel kazanmış bilim insanı Aziz Sancar'ı çıkararak savunmaya devam ediyor.
"AKP İktidarı, Akkuyu Santralının elektrik enerjisi açığımızı kapatacağını iddia ederek kamuoyunun gözünü boyamaya çalışıyor.
"Peki, ülkemizin elektrik enerjisi açığı var mıdır? Yoktur!
"İddia edildiği gibi o elektriğe ihtiyaç yok"
Kaynak: TEİAŞ büyütmek için tıklayın.
"Çünkü 2017 yılı sonunda elektrik tüketimimiz 289 milyar 975 milyon kilowatt saat olurken en yüksek puant talebi 26 Temmuz 2017 itibarıyla 47 bin 659 MW olarak gerçekleşti. Şu anda var olan 85 bin 200 MW kapasitedeki kurulu güçteki santrallar daha etkin ve verimli kullanıldığında ek olarak 100 milyar kilovat saat elektrik üretim potansiyelimiz söz konusu.
"Bundan sonra yeni hiçbir elektrik üretim tesisi yatırımı yapılmasa da mevcut projelere, yapım ve yapım öncesi aşamalarındaki santrallar da eklendiğinde, kurulu güç 127 bin MW'ye ulaşacaktır. Bu kurulu güçle Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 50 artarak 450 milyar kilowatt saate ulaşması mümkün. Bütün bu veriler, elektrik enerjisi açığı değil, aksine ihtiyacın üzerinde bir kapasiteyi işaret etmektedir. Yani iddia edildiği gibi Akkuyu Nükleer Santralına ve onun üreteceği elektriğe ihtiyacımız yoktur.
"Peki, iktidarın ve nükleer sevdalılarının iddia ettiği gibi nükleer santral, enerjide dışa bağımlılığı azaltır mı? Azaltmaz, artırır!
"Peki, Akkuyu Nükleer Santralından elde edilecek elektrik ucuz mu olacaktır? Hayır, aksine daha pahalı olacaktır!
"Bugün elektrik piyasasında bir KWH elektriğin satış fiyatı 4-5 USD cent aralığında. Akkuyu'nun üreteceği elektriğin yarısı için, devletin verdiği alım garantili fiyat ise 12.35 USD cent yani piyasa fiyatının 3,6 katı.
"Bu durumda yıllık 1 milyar 491 milyon ve 15 yılda 22,3 milyar ABD doları, alım garantili olarak fazladan yatırımcı Rus şirketi Rosatom'un kasasına girerken, elbette bu farkın karşılandığı kaynak yine vatandaşın cebi olacak!
Prof. Kılıç: Aziz Sancar adına sizden özür dilerim
Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, konuşmasına önce nükleer santral reklamında oynayan Nobel ödüllü Aziz Sancar adına bilim dünyasından ve halktan özür dileyerek başladı.
Prof. Kılıç, "Dünyada şimdiye kadar hiçbir bilim insanı 'Nükleer enerji temiz' dememiştir" ifadelerini kullandı ve nükleer santralin risklerini anlattı.
"Rosatom şirketi Hindistan'da kurduğu santrali 12 yıldan sonra geçtiğimiz günlerde bitirdi ve sorun çıktı. Aynı şirkete biz dünyanın en güzel parçası olan Akkuyu'yu veriyoruz. 5 kuruş vermiyorlar.
"Şu an Akkuyu ve Sinop'taki nükleer santral projelerinin eşi yok neden yok. Dünyanın hiçbir yerinde yap-sahip ol-işlet şeklinde işleyen bir nükleer tesis yok.
"Akkuyu ile ilgili 3500 sayfalık ÇED raporu boştur. Bizim ÇED raporunun iptali için açtığımız dava Danıştay tarafından iki ay önce reddedildi. Gerekçe olarak 'ÇED raporundaki eksikler giderilebilir' denildi. Bu skandaldır.
"O ÇED raporunun kendisi bilimsel suçtur, Danıştay'ın kararı da hukuksal suçtur".
EMO Üyesi Yayla: Halk için değil rant için yapılıyor
EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Nurcan Bircan Yayla ise dünyada son 25 yıldır nükleer santral kurulma oranlarının giderek düştüğünü hatırlatırken, "Yüzde 5 elektrik için mi bu riski alıyoruz" dedi ve ekledi:
"Enerjide dünyaya bağlıyız' diyorlar. Kendi ülkesinde doğalgaz olmayıp elektriğini doğalgazdan sağlamamaya çalışan tek ülke biziz. Hidroelektrik gibi alternatiflere yönelmek yerine doğalgaz alıyorlar. Neden? Çünkü yüzde 100 alım garantisi verildi. Bir şey halk için değil rant için yapılırsa sonuç tabii ki dışa bağımlılık olur" dedi. (PT)