Haberin İngilizcesi için tıklayın
Günışığı Kitaplığı'nın öğretmenler, kütüphaneciler ve akademisyenler için düzenlediği 15. Eğitimde Edebiyat Semineri, FMV Işık Okulları'nın desteğiyle gerçekleşti. Semineri 69 şehirden bine yakın katılımcı izledi.
"Çocuk kendi kitabını seçmeli"
Seminerin açılış konuşmasını Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sami Gülgöz yaptı. Edebiyat, okumak ve bellek arasındaki etkileşime dair görüşlerini paylaşan Gülgöz, "Kitaplar, çocuğun düşünce oluşturmasına katkıda bulunuyor ve böylece hatırlama mekanizmaları kendi kendine perçinleniyor. Kitaplar, başka insanların hayat tecrübelerini aktararak olasılıklar dünyamızı geliştiriyor" dedi. Çocuğun kendi kitabını kendisinin seçmesi gerektiğini vurgulayarak, sağlanan bu özgürlük alanının sorun çözmeyi, özgür düşünmeyi ve seçim yapabilmeyi öğrettiğini hatırlattı.
"Tek kılavuzum edebiyattı"
Seminerin kapanışında konuşan oyuncu, yazar Ercan Kesal, hekimlikten sinemaya ve kitapların dünyasına uzanan sanat yolculuğundan süzdüğü deneyimiyle eğitimcilere seslendi.
"Bize gerçeklik diye sunulan dünyanın dışında bambaşka bir dünya var. Onu bize edebiyat bağışlıyor. Kendi gerçekliğimi oluştururken tek kılavuzum edebiyattı" diyen Kesal, çocukluk ve gençlik yıllarındaki tüm dönüşümlerinin aslında edebiyattan kaynaklandığını sonraları fark ettiğini paylaştı.
"Otosansür bütünüyle siyasidir"
Yazar, yayıncı Mine Soysal'ın sansür ve otosansür üzerine yaptığı konuşmasında okuma kültürünü, "Binlerce yıllık zeytinlikler gibidir. İçine doğarız, onun içinde, sunduklarıyla yaşarız. Hepimizin ortak ve eşit kullanımına açıktır, hepimize aittir," sözleriyle tanımladı. Sansürün ve toplumsal izdüşümü olan otosansürün ise bütünüyle siyasi olduğunu; özellikle otosansürü çocuğun zihinsel gelişimine hükmetme girişimi gibi gördüğünü belirtti.
"Umut eylemlerle verilmeli"
İklim değişikliği uzmanı Naz Beykan ise okul çağındakileri iklim kriziyle yaşamaya hazırlamak konusunda bir içerik sundu. Beykan şöyle konuştu:
"Çocuklara ve gençlere geleceğe dair umudu sözlerle değil eylemlerimizle vereceğiz. Okul binalarımızdan derslerimize, kendi bireysel veya kolektif eylemlerimizden onların eylemlerini desteklemeye... Gelin, bugün inatçı iyimserlikle, rasyonel umutla, heyecanla, neşeyle hep birlikte harekete geçelim!"
(AÖ)