* Fotoğraf: Barınamayanlar
Üniversitelerin açılmasıyla devlet yurdunda yer bulamayan ya da ev, özel yurt ve apartlar kiralarının yüksekliğinden şikayetçi olan öğrenciler, 20 Eylül’den beri "Barınamıyoruz", ''Yurtsuzlar'' gibi isimler altında Türkiye’nin birçok şehrinde geceleri banklarda ve parklarda geçirmeye devam ediyor.
İstanbul'da başlayan eylemin etkisi Ankara, İzmir, Kocaeli ve Gümüşhane gibi çeşitli kentlerdeki öğrencilerin de katılımıyla büyüyor. Birçok kentte parklarda sabahlayan öğrenciler, polis engeliyle karşılaşıyor, gözaltına alınıyor.
Kocaelili Ezgi Gözoğlu da onlardan biri. Ankara Üniversitesi Gazetecilik bölümünü kazanan Ezgi Gözoğlu, henüz bir yurda yerleşebilmiş değil. Ankara’da Barınamıyoruz hareketiyle birlikte geceleri parklarda kalıyor.
TIKLAYIN- #Barınamıyoruz nöbetleri | "Ülkeyi yönetenler rant peşinde"
İkinci üniversiteye yurt yok
Gözoğlu, “Kocaeli’nde yaşıyordum normalde. İlk üniversitemi çeşitli sebeplerden bıraktım. İkinci üniversiteme girdiğim için de devlet tekrar yurt desteği sağlamıyor. Ev ve özel yurt dışında seçeneğim kalmadı yani. Ankara Üniversitesi Gazetecilik bölümünü kazanınca Ankara’daki ev fiyatlarını araştırmaya başladım. Fakat o fiyatları karşılamam mümkün değil. Bir çıkış yolu ararken benim gibi birçok öğrenci olduğunu fark ettim” diyor.
Sosyal medyadaki “Barınamıyoruz Hareketi”yle karşılaşınca, eylemlere katılmaya karar verdiğini anlatıyor.
“Bir araya geldik ve neler yapabileceğimizi konuştuk. Sesimizi duyurmanın en basit yöntemi olarak parklarda, bahçelerde konaklamaya karar verdik. Buralar kamusal alan çünkü. Konaklayabiliriz. Öte yandan örgütlü olmamız, birlikte hareket etmemiz de gerekiyordu. Konu derdini anlatmaya, sesinin duyurmaya gelince tepkiler farklılaşıyor. Kimse sorunun özünü düşünmüyor. Sonra karalamalar başlıyor. Hemen sana bir etiket yapıştırıyorlar.”
TIKLAYIN- Erdoğan'dan "Barınamayanlar"a: Yalan söylüyorsunuz
“Taleplerimiz çok basit”
Öğrencilerin taleplerinih basit ve karşılanabilir olduğunun altını çizen Gözoğlu, şu anda arkadaşlarının evlerinde kaldığını ancak bunun sürdürülebilir olmadığını anlatıyor: “Bize karşı yapılan en büyük suçlama; provokasyon için bu eylemleri yaptığımız ve evimizin olduğu. Evimiz olsa, barınabilsek biz neden böyle bir eylem başlatalım ki? Mesela geçenlerde bir arkadaşla konuştum KYK için başvuru yapmış, yedeklerde kalmış. Yedeklerin açıklanması kasım ayını da bulabilir. Ne yapacak 5 ay boyunca? Yedekleri bekliyor ama bir yandan kalacak yere ihtiyacı var, okullar açılacak.
"Bu arkadaşım da 1-2 ay özel yurtta kalayım diye düşünmüş ama taahhütten dolayı orada da barınamıyor. Özel yurtların hem fiyatları çok yüksek hem de yıllık taahhüt yapıyorlar. En çok kızdığım konu da 'Barınacak yeriniz var' söylemleri. Arkadaşlarımda kalıyorum şu an Ankara’da. İki gün bir arkadaşıma misafir oluyorum, iki gün başka bir arkadaşıma. Bu ne kadar sürdürülebilir? Bu şekilde nasıl okuluma devam edebilirim? Bizimle karşı karşıya gelmek yerine yanımızda durup çözüm üretmemize yardımcı olmalılar. Taleplerimiz çok basit ve normal. Holdinglerin borçları siliniyor ama bize barınma imkanı bile sağlanamıyor.”
TIKLAYIN- "650 TL bursum var, 325 TL'si KYK yurduna gidiyor"
Derdimiz sesimizi duyurmak
Ezgi Gözoğlu, #Barınamıyoruz diyen öğrencilerin parklara alınmadığı , gözaltına alınma tehdidiyle Ankara sokaklarında yürütüldüklerini ve polis müdahalesiyle karşılaştıklarını anlatıyor.
TIKLAYIN-Ankara'da "Barınamıyoruz" eylemine müdahale: 9 gözaltı
“O akşam Kuğulu'ya doğru yürüyorduk. Yolda durdurdu polis bizi. ‘GBT yapacağım’ dedi. ‘Bu akşam nereye gidiyorsunuz’ dedi. Kuğulu Park’a gittiğimizi söyledik. 8-9 kişilik bir gruptuk. Kuğulu’da oturup sohbet edeceğimizi söyledik fakat kesinlikle bizi bırakmadılar. Yapacağımız şey de gerçekten buydu. Derdimiz kimseye zarar vermek değil, sesimizi duyurmak. İnsanca yaşamak istemek neden suç oluyor ki? GBT sorgusu sonrası ‘Dağılın, Kuğulu’ya giremezsiniz’ dediler. Nedenini sorduğumuzda ise ‘Bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz’ cevabını aldık. “Burada duracağız o zaman” dediğimizde ise fiziki müdahale geldi, iteklemeye başladılar.
"Duranı gözaltına alacaklarını söylediler. Yürümeye başladık. Sürekli bize 'Nerede okuyorsun sen?' 'Öğrenci misin?' gibi sorular sormaya başladılar. Yürürken kendi aramızda başka bir parka gitmek için karar aldık. Park mı yok? Kamusal alan buralar. Ben vatandaşıyım bu ülkenin, girer otururum. Öğrenciye ev yok, yurt yok, bank yok, park yok! Ne yapalım biz?”
İzmir'de gözaltı
Öte yandan, Gençlik Örgütleri Forumu’ndan (GoFor) Baran Şengül ise İzmir’de eylem yapan öğrencileri ve eylemleri izlerken gözaltına alındı.
TIKLAYIN- İstanbul ve İzmir'de "Barınamıyoruz" eylemcilerine polis şiddeti
Şengül, “Hareketin ortaya çıktığı ilk günlerden bu yana olup biteni parklarda bulunarak izlemeye çalışıyorum. 27 Eylül’de Türkiye genelinde çeşitli şehirlerde gençlerin toplantı ve gösteri hakkı polis müdahalesi yoluyla ihlal edildi. Bu müdahalelerin İzmir Karşıyaka ayağında parkta bulunan diğer arkadaşlarımla beraber kanunsuz bir şekilde gözaltına alındım. Merkezi yönetim gözaltılar ve polis müdahaleleri ile gençlerin haklı eylemlerini adli bir vakaya dönüştürmeye çalışıyor" ifadelerini kullanıyor.
“Eylemlerin ve barınma hakkının anayasaya yaslanan meşru bir hak talebi olduğunun altını çizmekte fayda var” diyen Şengül, eylemlere katılan gençlerle ilgili en can alıcı noktanın kalacak yer bulamadıkları için eğitimlerinden vazgeçmeleri olduğunu söylüyor.
Eğitimden vazgeçecekler
Şengül, İzmir’deki eylemlere dair şu gözlemlerini paylaşıyor:
“İzmir'de son 3 gündür sabaha kadar nöbet tutan kemik birkaç kişi var, bunların dışında gelip gidenler oluyor. Şimdilik, sayının en yüksek olduğu an 15-20 arası denebilir. Gelip gidenlerle beraber etkileşime girilen kişi sayısı 50'yi bulmuştur muhtemelen. Gelen kişiler ev bulmakta zorlananlar, bulup da fahiş fiyatlar ödeyenler, aile yanında kalanlardan oluşuyordu çoğunlukla. İlginç bir grup insansa İzmir'den şehir dışına taşınacak olanlar. Onlar da ya henüz ev bulamamışlar ya da yüksek fiyatlara ev/yurt tutmak durumunda kalmışlar.
"Aralarında çocuğu dışarıda okuyanlar varmış ve yemek getirmişler. Bütün bunların dışında, barınma hakkına erişemeyen gençlerle ilgili bence en yakıcı tespit kalacak yer bulamadığı için üniversiteye gidemeyecek olanlar ile ilgiliydi. Taşradaki şehirlerden İzmir barınamıyoruz hesaplarına, İzmir'de üniversite kazandığını ama kalacak yer bulamadığı için gelemediklerini söyleyen öğrenciler olmuş. Bu grup için kaygılandırıcı nokta kalacak yer bulamamaları durumunda eğitim hakkından da mahrum kalınması.”
Durumu görünür yaptılar
Pandemi ile birlikte gençlerin sorunlarının derinleştiğini ve GoFor olarak konuya yönelik saha araştırmaları yürüttüklerini vurgulayan Şengül, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Temelde barınma hakkına ve eğitim haklarına erişmek için gençler ve aileler bu zorluklara kendi başlarına göğüs geriyor. Gençler, halihazırda pahalılaşan hayat, pandeminin şiddetlendirdiği eşitsiz koşullardan çok ciddi anlamda etkilendiler. GoFor, bu süreçte yaşanan hak ihlallerini haritalandırmak için https://covid.go-for.org/ adresinde “Covid Problem Haritasını” uygulamaya koydu ve ihlalleri izleme faaliyetine girişti. Burada barınma hakkının ihlali altında evden çıkarıldığını, kalmadığı halde ev/yurt parası ödemek durumunda kaldığını ifade eden gençler oldu. Yani, barınma sorununa dikkat çeken gençlik hareketleri, mevcut bir durumu ve bunun Eylül-Ekim ayında üniversitelerin açılışıyla giderek kötüleşmesini son derece görünür hale getirdi.”
Öğrencilerin talepleri?
- Öğrencilere kira desteği sağlansın.
- Kira denetimleri arttırılsın; kontrolsüz ücret artışlarının önüne geçilsin. Son kiracı ile yeni kiracı arasındaki ücret artışı tefe-üfe’ye tabii olsun.
- Gençlerin/öğrencilerin ev kiralamada ayrımcılığa maruz kalmasının önüne geçilsin.
- Ev/yurt bulamadığı için eğitim hakkından mahrum kalacak gençlere yönelik özel, acil çözümler geliştirilsin.
- Bursların miktarı ve sayısı arttırılsın; güncel haliyle ne ev kirasını ne de yaşam giderlerini karşılamaya yetiyor.
- Özel yurt ücretleri denetlensin, kampüs içlerindeki özel yurtların ücretleri devlet desteği ile KYK seviyesine indirilsin veya üst sınırlar belirlensin.
- Öğrenci evlerine maddi destek sağlansın.
- Yerel yönetimler ellerindeki konut stoğunu öğrencilere yurt olarak tahsis etsin.
İktidar yetkilileri yeterli yurt olduğunu iddia etse de, Sosyal Demokrasi Vakfı Gençlik örgütlenmesi (SODEV Genç), "Yükseköğrenimde Yurt Sorunu" başlıklı yeni raporuna göre 2019-2020 öğretim yılında 3 milyon 740 bin 332 olan öğrenci sayısı 60 bin 962 yeni öğrenciyle yüzde 1,62 artarak 2020-2021 öğretim yılında 3 milyon 801 bin 294'e yüksedi, 703 bin 175 yurt kapasitesi ise 17 bin 341 ile yüzde -2,47 azalarak 685 bin 834'e düştü. Son bir yılda KYK yurtlarında toplam 17 bin 341 yatak azaldı, 20 KYK yurdu kapatıldı. İstanbul'da yatak başına 32, İzmir ve Ankara'da yatak başına 11 öğrenci düşüyor. Cemaat ve tarikatların sahip olduğu öğrenci yurdu KYK'ya ait öğrenci yurt sayısından fazla.
(CBT/NÖ)