*Manşet görseli: bianet
*Bir öğrencinin adı değiştirildi.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'nin atanmış rektörü Melih Bulu'ya yönelik protestolara katılan en az 100 öğrencinin Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) bursu kesildi. Kredisi kesilen öğrencilerin öğrenim kredisi borçlarını Temmuz 2023'ten itibaren geri ödemeye başlaması talep edildi.
KYK, kararı, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Burs-Kredi Yönetmeliği'nden 2008'de çıkarılan Madde 30'a dayandırdı. Güncel haliyle ilgili madde, kesin hüküm bulunduğu takdirde bursun kesilmesini öngörüyor.
Öğrencilerden Perit, Boğaziçi Üniversitesi'nde 1 Haziran'da okula girmek isterken güvenlik görevlileri tarafından darp edilmişti. Ömer* ise Melih Bulu'ya yönelik protestolarda 4 Ocak'ta gözaltına alınmıştı.
| |
Ankara'da 6 Ocak'ta Milli Kütüphane'nin yanında gözaltına alınan ve hakkında emniyet soruşturması bulunan bir, İstanbul'da 1 Şubat'ta Güney Meydan'dan gözaltına alınan ve dava süreci devam eden iki öğrenci ve avukat Abdullah Tıkıç ile konuştuk.
Tebligatlar ailelere
Türk Tarih Kurumu'ndan burs alan ve 6 Ocak'ta Ankara'da eylemlere katıldığı gerekçesiyle, gözaltına alınmasından dört ay sonra, Mayıs ayında bursu kesilen Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü birinci sınıf öğrencisi Ömer, "Ben İstanbul'da yurtta kalırken Ankara'daki aile evime Valilik kararı ile Haziran ayı itibariyle bursumun kesildiğini belirten kağıt gelmiş. Gerekçe, benim Ankara Güvenlik Şube'de sorguya çekilmemmiş" dedi.
Kredisi kesilen Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Perit, Temmuz ayı itibariyle kredisinin kesileceğini belirten yazının ikamet adresi olmadığı halde aile evine gönderildiğini söyledi: "Muhtemelen ailemin protestolara katıldığım için üzerimde baskı kurmasını istediler."
"Direnişle daha güçlü bir bağ kurdum"
Perit, eve gelen yazıda nerede, ne zaman, nasıl bir suç işlediğinin hiçbir şekilde belirtilmediğini söyledi. Kampüste 1 Şubat'ta gözaltına alındığını ve dava sürecinin devam ettiğini belirten Perit, "Hiçbir hüküm giymedim" dedi.
Kredi alırken bile her ay maddi olarak zorlandığını söyleyen Perit, okurken çalışmak zorunda kalacağını anlattı: "Konuyla ilgili hukuki sürece gideceğim. Bu tarz müdahaleler bana mücadele ettiğimiz zihniyetin ne kadar hukuksuzca hareket edebileceğini ve yirmili yaşlarındaki insanların cebine giren iki kuruş paraya el koyacak kadar korkak olduğunu hatırlatıp direnişle daha güçlü bir bağ kurmamı sağlıyor"
Ömer de Mayıs ayında bursu kesilince ay sonunu zor getirdiğini ve hayatında ilk kez maddi sıkıntı yaşadığını söyleyip "Bursum kesildiğinde İstanbul'da yurtta kalıyordum. Birçok şeyi kısmak durumunda kaldım. Genel olarak çok kötü etkilendim. Yaşayamayacağımı hissettim. Eğitimime devam edemeyeceğimi bile düşündüm. Stres oldum" dedi.
Ömer de çalışması gerektiği için okulun aksadığını vurgulayıp "Eğitimimle para arasında seçim yapmak zorunda olduğum bir pozisyonda buldum kendimi. Teslim tarihi aynı olan işim ve ödevim arasında seçim yapmam gerekti ve ben parayı tercih etmek zorunda kaldım. Şimdi o derste çok sıkıntılı durumdayım. Eğer kalırsam bursum legal olarak kesilecek" diye konuştu.
Ömer, maddi sıkıntı yaşasa da dayanışma hissinin onu güçlendirdiğini söyledi: "Hayatımda yeni bir aşamaya geçtiğimi hissediyorum. Bu konuda minnettar değilim fakat bu olay bana onların istediği ve önemsediği kadar zarar vermedi. Ben yine direnişe aktif olarak katılmaya devam edeceğim. Bu şekilde benim şevkimi kırmıyorlar aksine direnme isteğimi perçinliyorlar. Daha da öfkeleniyorum. Bu haksızlıklara karşı mücadele edeceğim elbette."
Masumiyet karinesi ihlal edildi
Avukat Dayanışması'ndan Abdullah Tıkıç, burs kesmenin, ilgili yönetmeliklere ve Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Kanunu'na aykırı bir karar olduğunu vurguladı:
"İdarenin uyguladığı işlem 2008'de yönetmelikten çıkarılmış olan "anarşi olaylarına karışan" ifadesine dayanıyor. Dolayısıyla hal hazırda yönetmelikte olmayan madde esas alınarak cezalar verilmiş."
Kesin mahkumiyet kararı olmadan ve dosya Yargıtay'da kesinleşene kadar bursun yasal olarak kesilmeyeceğini belirten avukat, şöyle konuştu:
"Kredi ve bursların kesilmesinde mahkumiyet kararı, yani kesin bir hüküm aranıyor. Haklarındaki davada söz konusu kişiler mahkum değiller, sadece gösteri, yürüyüş hakkını kullandılar. Kredi ve Yurtlar Kurumunca tesis edilen işlem, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ifade özgürlüğüne ilişkin 10. Maddesi ve Anayasa'nın 34. Maddesi'nin ihlali anlamına gelmektedir.
"Ne okuldan ne de adli merciden ceza aldılar. İdare, işlemi tesis ederken yürürlükte olmayan yönetmelik maddesini dayanak gösterdi. Salt, kolluk kuvvetlerince ifade alınması bursun kesilmesine sebep olamaz. Öğrencinin okul dışı sebeplerle bursunun kesilebilmesi için 29. Madde'ye göre kesin hükümle mahkum olması gerekiyor. Dolayısıyla, bu kişilerin masumiyet karinesi ihlal edilmiş durumda ve bu durum kanunilik ilkesine aykırı."
(MEÖ/DŞ)