*Fotoğraf: Van Eğitim Sen
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Van Şubesi "Covid-19 Salgınında Eğitimde Tespit Edilen Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlıklı raporunu yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
Eğitim Sen Van Şubesi'nde yapılan açıklamada raporu Örgütlenme Sekreteri Lokman Babat okudu.
Babat, Türkiye'de ileri seviye bilgisayar becerisine sahip öğrenci oranının sadece yüzde 2 olduğunu söyledi ve "Bu oran Türkiye'deki öğrencilerin bilgisayar ya da tablete sahip olma oranlarıyla da paralellik gösteriyor" dedi.
MEB'in uzaktan eğitimle ilgili açıklamalarına atıfta bulunan Babat, "MEB tüm bölgeler için eğitimi eşit sunduklarını söylese de pandemi sürecinde durumun böyle olmadığını biliyoruz. Ekonomik olarak dezavantaklı grupta yer alan öğrenciler bu süreçten daha fazla etkilendiler, eğitimdeki eşitsizlik pandemide çok fazla arttı. Ekonomik eşitsizliğin sonuçları pandemi sonrası da çok fazla görülecek" diye konuştu.
TIKLAYIN-"Ekonomik yapı eşitsizliği artırıyor, çocuklar okulu bırakıyor"
Eğitsel sorunlar
Babat, uzaktan eğitim sürecinde tespit ettikleri sorunları şöyle sıraladı:
Covid-19 pandemi süreci, öğrencilerin tüm alanlarda problemler yaşamalarına sebep olurken eğitsel alanda da problem yaşamalarına sebep oldu. Tüm öğretim kademelerinde öğrencilerin zorlandığı ve telafi ihtiyacı hissettiği alanlardan biri de eğitsel becerilerdir.
Çevrimiçi platformlarda, kişiselleştirilmiş eğitimin devam ettiği özel okullar ile devlet okullarına devam eden çocuklar arasındaki eğitim kazanımları açısından uçurum var.
Diğer yandan EBA’ya erişim, ev ortamının ders takibine uygunsuzluğu, TV ortamında kişiselleştirilmemiş derslerin takibinden kaynaklı yaşanan anlama güçlüğü , yüz yüze eğitim başladığında çocuklar arasında eğitim kazanımları açısından uçurumlar yaratmasına sebep oluyor.
Okuma yazma becerileri kazanmaları beklenen ilkokul 1. Sınıf öğrencileri de dezavantajlı durumdadır.
Özel gereksinimli öğrencilerin problemi bu süreçte daha da büyüdü. Okullarda kaynaştırma yoluyla destek eğitimi alan öğrenciler ile özel eğitim ve uygulama okullarındaki öğrenciler eğitime erişmekte sorun yaşadı.
Mesleki eğitim okullarındaki öğrencilerin mesleki becerilerini ve ders kazanımlarını çevrimiçi eğitimle kazanmaları oldukça zorlaştı. Uygulama, atölye becerileri ve işletmelerde beceri eğitimi/staj olanaklarından yoksun olmaları nedeniyle ders becerileri ve kazanımları eksik kaldı
YKS ve LGS merkezi sınavlarına hazırlanan 12. ve 8.sınıf öğrencilerinin uzaktan ve çevrimiçi eğitimlere uyum sağlamaları ve sınava sağlıklı bir şekilde hazırlanmaları zorlaştı.
Çocukların uzaktan eğitim için çevrimiçi platformları kullanma gerekliliği ise uygunsuz içeriklere ve pedofiliye maruz kalma riskleri arttı.
Çocuklarda beslenme ve davranış sorunlarının oluşması riski var.
TIKLAYIN-Öğrencilerin sadece yüzde 15'i canlı derslere katılıyor
Salgın sonrası risk
Salgın sürecinde uzaktan eğitim uygulamaları canlı derslere katılan öğrencilerin ekran başında geçirdikleri sürenin uzun olması, bilinçsiz teknoloji kullanımı ve teknoloji bağımlılığı riski yaşamalarına neden olabilir.
Salgını kontrol etmek için uygulanan sokağa çıkma yasakları ve evde kalma uygulamaları hâlihazırda anksiyete bozukluğu olan çocuklarda agorafobiye yani açık alan korkusuna sebep olma riski taşıyabilmekte ve yüz yüze eğitim başladığında evden çıkmama, okula gitmek istememe gibi sorunlar yaşama olasılığını artırmaktadır.
Salgını kontrol etmek için uygulanan sokağa çıkma yasakları ve evde kalma uygulamaları özellikle ortaokul ve lise çağındaki bireylerde aile ile çatışmaya sebep olabilmektedir.
Dezavantajlı ailelerin çocuklarının bir kısmının özellikle de kız çocuklarının ev içi iş yükünü artırdı. Salgın sonrasında da okula dönmeme riski, erken evliliklerin yaşanması, ergen hamilelikte ve çocuk işçiliğinde büyük bir artış bekleniyor.
NELER YAPILMALI?• Her sınıf seviyesinin kazanımları ile ilgili yeni/ özgün telafi programlar geniş katılımlı olarak hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. • Yüz yüze eğitim başladığında öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeyleri ölçülmeli ve dersler bu düzey doğrultusunda sürdürülmelidir. • Hedeflenen becerileri kazanabilmeleri için öğrenci nitelikleri bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olarak belirlenmelidir. • Öğrencilerin psikolojik ve sosyal olarak uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için yüz yüze eğitimin başlayacağı dönem konu yoğunlukları göz önünde bulundurularak konularda sadeleşme yoluna gidilmelidir. Ayrıca görsel sanatlar, beden eğitimi spor ve oyun ile müzik derslerinin haftalık ders saatleri artırılmalıdır. • Çocuk merkezli sosyal hizmet programlarının, psikososyal destek programlarının yaygınlaştırılmasına ve sürdürülmesine öncelik verilmelidir. • Sosyal hizmetlerde çalışan kişi sayısı artırılmalı; sosyal yardımlar yaygınlaştırılmalı ve sürdürülmelidir. • Risk grubundaki çocuklar için belirli koruma tedbirleri alınmalı, ebeveynlere ve bakım verenlere uygulamalı destek sağlanmalıdır. • Ücretsiz öğle yemeği, kahvaltı desteği gibi sosyal programlar ile çocuklar desteklenmelidir. • Ailelere ve bakım veren kişilere, çocuklarla salgın hastalık sonrasında oluşabilecek sorunlar ile ilgili nasıl konuşulması gerektiği, kendi ruh sağlıklarını ve çocuklarının ruh sağlıklarını nasıl koruyacakları dahil uygulamaya dönük destek sağlanmalı ve çocukların eğitimine yardımcı olacak destekleyici araçlar sunulmalıdır. • Çocuk merkezli hizmetlerin sürekliliğine ve toplum temelli çocuk koruma programları olmak üzere hizmet ve programlara eşit erişim sağlanmasına önem verilmelidir. • Çocukları şiddet, istismar ve sömürüden korumak için sosyal koruma programları yaygınlaştırılmalıdır. • Çocukların internet üzerindeki mahremiyetini, verilerinin korunmasını ve güvenliğini sağlayan dijital okuryazarlığa ve düzenlemelere yatırım yapılmalıdır. • Yaşanabilecek uyum sorunları için rehberlik hizmetlerinin gereği olarak oryantasyon programları düzenlenmelidir. • Ailelere yönelik aile eğitimleri düzenlenmeli ve bunun yanında psikolojik destek sağlanmalıdır. • Sosyal hizmet birimleri ile yakın temas içinde çocukların salgının etkilerine bağlı olarak oluşan psikolojik durumlarının ve ihmal, istismar ve aile içi şiddet vakalarının sistemli bir şekilde takibi yapılmalıdır. • Alo 183 hattı gibi numaraların dışında çocuk odaklı ihmal ve istismar vakaları için 7/24 çalışan ve anında yanıt veren bir hat oluşturulmalıdır. • Özel gereksinimli bireylerin beslenme ve spor gibi pandemi sürecinde sağlıklı olmasına yönelik özel çalışmalar yapılmalıdır. • Özel gereksinimli bireylerin bu süreçten nasıl etkilendiğini daha iyi belirleyebilmek için özel gereksinimli bireyler ve aileleri ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. • Farklı yaş gruplarını etkileyebilecek problemleri kapsayacak müdahale stratejileri ve/veya yaklaşımları geliştirilmeli ve yapılacak müdahale çalışmalarının ailelerin öznel gereksinimlerine odaklanan, kapsamlı ve sürdürülebilir olmasına önem verilmelidir. • Psikolojik danışman ve rehber öğretmen atamalarında kontenjan sınırı ortadan kaldırılmalıdır. Gerekli sayıda atamanın yapılması sağlanmalıdır. • Öğretmenlerin risk yönetimi ve psikososyal destek programları gibi konularda eğitim almaları sağlanmalıdır. |
(RT)