Fotoğraf:AA-arşiv
“Cihazlara erişim ve EBA online sistemine erişim konusunda farklı yoksulluk seviyeleri arasında büyük farklılıklar bulunuyor.
“Kaynağa bağlı olarak hanelerin erişimi yüzde 68 ile yüzde 88 arasında değişmesine rağmen internet erişimi okul çağındaki çocukların bulunduğu yoksul hanelerde hala düşüktür (%39) ve 3 veya daha fazla çocuğun bulunduğu hanelerde ise daha da düşüktür”
"Sonuçlar bölgesel yoksulluk dilimlerine göre incelendiğinde EBA’ya erişim seviyelerinde eşitsizlik bulunduğu görülmektedir.
"İyileştirici çözüm politikaları zamanında alınmazsa düşük gelirli ailelerdeki öğrenciler okulu bırakacak ve bir daha okula dönme fırsatına sahip olmayacaktır, öğrenciler erken yaşta okulu bırakacaktır, okulu bırakma oranı artacaktır ve öğrenme kayıpları kaçınılmaz olacaktır.”
Bu açıklamalar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Dünya Bankası tarafından finanse edilen “Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim (SSDE) Projesi”ne ilişkin hazırladığı rapordan uzaktan eğitime ilişkin itiraflar.
MEB, söz konusu raporda ekonomik eşitsizliklerin uzaktan eğitimde öğrenme kaybını çok daha arttırdığını ve yoksul ailelerin çocuklarının eğitimden kopmaya başladığını belirtmiş, önlemler alınmazsa ileriye dönük ciddi sorunlar yaşanacağı vurgulamıştı.
Milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği, eşitsizliğin derinleştiği pandemi sürecinde MEB, dün yaptığı açıklamayla Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu tutulacağını duyurdu.
TIKLAYIN-LGS sona erdi: Çocuklarımız bunu hak etmedi
"Sınıflar arasında bile eşitsizlik var"
MEB’in sınavlara ilişkin aldığı kararı, doğuracağı sonuçları ve neler yapılabileceğini CHP Grubu Eğitim Danışmanı Ali Taştan ile konuştuk.
Taştan, Türkiye’de eğitimde her zaman eşitsizliğinin yaşandığını belirtti ve pandemi sürecinin bu eşitsizlikleri daha belirgin hale getirdiğini söyledi. Taştan, “Ülkemizde bölgeler, iller, ilçeler, mahalleler hatta okulda şubeler arası bile eğitime erişimde hem nitelik hem de nicelik olarak ciddi farklılıklar var" dedi ve ekledi:
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk göreve ilk geldiğinde bu durumun ciddi bir sorun olduğunu ve aşacaklarını söylüyordu. Ama şu an görünen o ki, bunu aşmak bir yana çocuklar arası makası daha da büyütülüyor."
TIKLAYIN- TYT'de 553.129 aday fen bilimlerinde sıfır çekti
"YKS ve LGS'de doğru sayısı düşüyor"
Uzaktan eğitimin başladığı mart ayından bu yana eğitime erişemeyen milyonlarca öğrencinin olduğunu hatırlatan Taştan, şöyle devam etti: “Milyonlarca öğrenci eğitime erişemiyorken, müfredattan tüm çocukları sorumlu tutmak demek, yoksul aile çocuklarına ‘siz okumayın’ demek oluyor.
"MEB, bu karardan vazgeçmeli. Son yıllarda hem LGS’de hem de YKS’de doğru soru yapma ortalaması düşüyor. Bu kararla öğrencilerin doğru soru yapma ortalaması daha da düşecek.
"Yoksul ailelerin çocukları bu yarışa her zaman dezavantajlı başlıyor. Bir de tüm müfredattan sorumlu tutmak toplumu ikiye bölecek. Artık dengeli bir dağılım kalmayacak. Başarılı, başarısız, orta düzey olmayacak, başarı ve başarısız diye ayrılacak. Başarısız çocukların sayısı artacak, burada bir yığılma olacak. ‘Köyden çıktım; vali kaymakam oldum’ durumları olmayacak.
TIKLAYIN- "Ekonomik yapı eşitsizliği artırıyor, çocuklar okulu bırakıyor"
"Bakan özel okulları düşünüyor"
"Maddi durumu iyi olan aileler özel ders aldırıyor çocuklarına, bazı dershaneler hala açık. Bu kurumlar 13.00-16.00 arası eğitim veriyor ve MEB denetlemiyor da. Ama yoksul ailelerin çocukları, hem okula gitmiyor, özel ders almıyor.
"Bakan Ziya Selçuk özel okullarda geldiği için sürekli eleştiriliyor ama gerçekten sadece özel okulları ve zenginleri düşünerek hareket ediyor. Diyarbakır'da Urfa'da çocukların internete erişemediği illerde yaşadığı sorunları bizler görüyorsak Milli Eğitim Bakanı'nın da görmesi gerekiyor."
TIKLAYIN-"Çocuklar internet için çatıya çıkıyor"
"Konular bir an önce açıklanmalı"
"MEB, çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılayıp durumu eşitledikten sonra sınava ilişkin bir yol haritası belirlemeliydi" diyen Taştan, son olarak şunları söyledi: "Şu şartlarda nasıl bir sınav yapılırsa yapılsın mutlaka bir mağduriyet yaşanacak, bu saatten sonra yapılacak en iyi şey öğrencilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak ve müfredatı seyreltmek.
"Müfredatı seyrelttikten sonra öğrencilere bir an önce konuları açıklamaları gerekiyor. Hatta müfredat eylül ayında açıklanmalıydı, bunun için bile geç kalındı. MEB, 500 bin tablet dağıtılacağını söyledi, dağıtılıp dağıtılmadığını kimse bilmiyor. Bir an önce öğrencilerin eksikleri tamamlanmalı."
LGS ve YKS raporları ne diyor?Tüm tartışmalara rağmen 20 Haziran'da yapılan LGS'de 181 öğrenci sınavda tam puan aldı. Puanların 100 ile 500 arasında değiştiği dağılımda öğrencilerin yüzde 7,85'i 400-500 aralığında puan aldı. Öğrencilerin en yoğun bulunduğu puan aralığı (yüzde 56,29) 200-299 oldu. Sınav puanlarının ortalaması 286,35, standart sapması ise 69,22 olarak hesaplanmıştı. Soru sayısı 20 olan matematikte doğru cevap sayısı ortalaması 4,89, fen bilimleri alt testindeki doğru cevap sayısı ise 10,21 olarak hesaplandı. Öğrenciler 2019'a göre fen bilimleri testinde daha başarılı oldu, diğer testlerde ise daha düşük başarı gösterdiği belirlendi. YKS'de yüzbinlerce öğrenci sıfır çektiÖlçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2020-Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) ait değerlendirme raporunu geçtiğimiz günlerde yayımladı. Raporda, pandemi sürecinde yapılan 2020-YKS'de öğrencilerin özellikle sayısal derslerde başarı oranının düşük olduğu ifade edildi. Adayların Matematik ve fen bilimleri derslerinde çok sayıda aday hiçbir soruya doğru cevap veremedi. |
(RT)