Doç. Dr. Candan Badem, bianet'e görüş verdikten yaklaşık iki saat sonra odasında yapılan aramada Fetullah Gülen'in bir kitabının bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. TIKLAYIN : OKULDAN UZAKLAŞTIRILAN İMZACI AKADEMİSYENE GÖZALTI
Tunceli Üniversitesi’nin açtığı soruşturma kapsamında üç ay görevden uzaklaştırdığı imzacı öğretim üyesi Doç. Dr. Veysel Demir’in evinde arama yapıldı, Doç. Dr. Candan Badem’in ise üniversitedeki odasında arama yapılıyor.
bianet’e konuşan Candan Badem, Veysel Demir’in evinde yapılan aramada cep telefonuna el konduğunu belirtti.
Akademisyenlere dönük soruşturmaların gerekçesi yazılı olarak belirtilmedi ancak sözlü olarak “FETÖ soruşturması” kapsamında uzaklaştırıldıkları söylendi.
Barış İçin Akademisyenler, uzaklaştırmalara tepki gösterdi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) da üyelerinin mağduriyetlerinin giderilerek görevlerine dönmelerinin sağlanması için Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) yazı yazdı.
“Altı ay sonra mı görevden alınır?”
Tarih Bölümü öğretim üyesi Candan Badem ve Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Veysel Demir, Barış için Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalaması nedeniyle hakkında soruşturma açılan akademisyenlerden.
Beş yıldır Tunceli Üniversitesi’nde çalışan Doç. Dr. Badem, 14 Ocak’ta açılan soruşturmadan altı ay sonra 20 Temmuz’da Tarih Bölümü başkanlığı görevinden alındı.
“Dekan, istifa etmesinden hemen önceki gün beni görevden almış. İmzacı olduğum için soruşturma açıldıktan altı ay sonra görevden alınmam bir komedi. Belli ki soruşturmayla ilgisi olmayan bir şey. Bir soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için altı ay sonra mı görevden alınır? Altı ay aklınız neredeydi? Belli ki yukarıdan bir talimat geldi.”
“Muhalifleri FETÖ torbasına atma girişimi”
Candan Badem, açılan yeni bir soruşturma ile görevden uzaklaştırma kararına dair tebligatı pazartesi günü (1 Ocak’ta) aldığını belirtti.
Darbe girişiminin ardından Hakkari ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde imzacı akademisyenler görevden alınmıştı ancak bildiri nedeniyle açılan soruşturmalar gerekçe gösterilmişti. Tunceli Üniversitesi’nde ise uzaklaştırma belgesinde herhangi bir gerekçe gösterilmedi ama akademisyenlere sözlü olarak “FETÖ soruşturması” kapsamında soruşturma açıldığı belirtildi.
Badem, pazartesi günü (8 Ağustos) ifadeye çağırdıklarını söyledi.
“Tunceli Üniversitesi’ndeki imzacılardan ben ve Veysel Demir FETÖ soruşturmasıyla ilişkilendirildik. Somut olarak hiçbir iddia yok.
“FETÖ soruşturması açılması tam bir komedi. Siyasi kimliğim, sosyal medya paylaşımlarım, medyadaki yazılarım, akademik çalışmalarım ortada. Ateist, Marksist, sosyalist biriyim, FETÖ’yle hiçbir ilişkim yok, olamaz da.
“FETÖ’cüleri okula dolduranlara karşı mücadele eden bir insanım. Dinin siyasete alet edilmesine mücadele edenlerdenim. Usülsüz kadro alımından dolayı rektöre açtığım ve devam eden üç davam var. Kızımın din dersinden muaf olması için açtığım dava hala sürüyor.
“İmzacılara dönük hakaretlerinden dolayı Erdoğan’a dava açan dört akademisyenden biriyim. Muhalif kimliğim belli, dolayısıyla bu yapılanı muhalifleri de FETÖ torbasına atma girişimi olarak görüyorum.
“Aramalar tedirgin edici”
Candan Badem, Veysel Demir’in evinde dün polislerin arama yaptığını, bugün de kendisinin okuldaki odasında arama yapıldığını belirtti.
“FETÖ ile ilişkili soruşturma açılanlar herkesin odası arandı, benimkini de aramaları normal görünüyor. Arasınlar ancak Ergenekon’da çok kumpaslar oldu, insanların bilgisayarlarına, odalarına bir takım şeyler kondu, insan tedirgin olmadan edemiyor. Dün evi aranan Veysel Demir’in telefonuna el koymuşlar. Telefonla ne yapacaklarını nereden bileceksiniz. Bunlar çok tehlikeli süreçler.
“Hukuki başvurular yapmak için bugün evrak verseler ona göre avukatımla dilekçe hazırlayacaktım. Neyle suçlandığım belli değil. Beni nasıl FETÖ’yle ilişkilendiriyorsunuz? Hiçbir somut veri yok ortada. Rektörlük dün sözlü olarak FETÖ’ye dair bilgiler belgeler var demiş ama bugün gittim bana bir şey tebliğ edilmedi. Emniyetten bilgi istedik diyorlar. Emniyet de odamı arayarak bilgi bulmaya çalışacak herhalde.”
BAK: Barış sözü tasfiye torbasına sokulamaz
Barış İçin Akademisyenler, iki akademisyenin görevden uzaklaştırılmasına “Barış Sözü Tasfiye Torbasına Sokulamaz” başlıklı açıklamayla tepki gösterdi:
“Her iki akademisyen 'Barış için Akademisyenler' bildirisi imzacısı ve Eğitim-Sen üyesi. Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü arkadaşlarımızı yeni bir soruşturma ile darbe girişimi sonrası tasfiye torbasına sokmaya çalışıyor.
“Darbe girişimiyle ve Gülen Cemaati ile İlgisi olmadığı aşikar olan arkadaşlarımızın OHAL fırsatından yararlanarak açığa alınması kabul edilemez. Barış sözü tasfiye çuvalına sığmaz. Arkadaşlarımızın yanındayız. Hak ihlallerinin takipçisi olacağız. Bu yanlıştan geri dönülmesini talep ediyoruz."
Eğitim Sen: Üyelerimizin göreve dönüşü sağlansın
Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca da görevden uzaklaştırılan sendika üyeleri hakkında YÖK’e yazı yazdı.
Darbe girişimi ile somut bağlanışı bulunanların ortaya çıkarılması ve hukuk kuralları çerçevesinde cezalandırılmalarının önemli olduğunu belirten Karaca, açığa almaların bu girişimle ilgisi olmayanları da kapsadığına dikkat çekti.
“Darbelerden çok çekmiş, demokrasinin her koşulda hakim kılınmasını isteyen bir sendika olarak darbe yöntemlerinin de, darbecileri ortaya çıkarmak için hukukun askıya alınıp demokrasi dışı yöntemlerin uygulanmasının da doğru olmadığını ifade etmek isteriz.
“Darbe iddiası ile bağlantılı olmayan, özellikle ‘Barış İçin Akademisyenler’ bildirisine ve/veya bu bildiriye destek bildirilerine imza attığı gerekçesiyle de bazı üyelerimiz de açığa alınmıştır.
“Barış İçin Akademisyenler’ bildirisine ve/veya bu bildiriye destek bildirilerine imza atan akademisyenlerin disiplin soruşturmaları büyük oranda tamamlanmış, birçoğunun dosyası Başkanlığınıza iletilmiş, hatta bir grup akademisyenler ilgili 20 Temmuz 2016 tarihinde yapılacak olan Yüksek Disiplin Kurulu Toplantısı Başkanlığınızca ertelenmiş, karar Sendikamıza da bildirilmiştir. Hal böyleyken, darbe girişimi ili bağlantılı kamu görevlileri hakkında işlem yapmak evrensel hukuk kuralları çerçevesinde tabii olmakla birlikte, 657 Devlet Memurları Kanunun 137.maddesindeki açığa alma işlemi ile soruşturmanın selameti bakımında gözetilen yarar, “Barış İçin Akademisyenler” bildirisine ve/veya bu bildiriye destek bildirilerine imza atan akademisyenlerin soruşturmalarının tamamlanmış olması nedeniyle onlar açısından mevcut değildir.”
Karaca, sendika üyelerinin göreve dönmesi için gereğinin yapılmasını istedi:
“Kamu hizmetinin aksamaması, kamu görevlilerinin mağduriyetlerinin önlenerek kamu yararının sağlanması gerekliliği çerçevesinde, Başkanlığınızca 15 Temmuz darbe girişimi iddiası dışındaki bir iddia nedeniyle görevden uzaklaştırılan Sendikamız üyelerinin mağduriyetlerinin giderilerek görevlerine dönmelerinin sağlanması için gereğinin yapılmasını, bu kapsamda Üniversitelere yazı yazılmasını, sonuçtan Sendikamıza da bilgi verilmesini dileriz." (BK)