Fotoğraf: Filistinli gazeteci Ebu Akleh'nin öldürülmesini protesto eden Sudanlı bir gösterici/dailymail
Üye Devletleri ve uluslararası toplumu, bugün ve her gün dünyanın dört bir yanındaki gazetecilerle dayanışma içinde olmaya ve gazetecilere ve medya çalışanlarına karşı işlenen suçları yasaların tüm gücüyle soruşturmak ve kovuşturmak için gereken siyasi iradeyi göstermeye çağırıyorum.
|
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Bugün "2 Kasım, Gazetecilere Karşı Işlenen Suçların Cezasızlığına Son Verme Uluslararası Günü".
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu günü, 18 Aralık 2013 tarihli, A/RES/68/163 sayılı kararıyla ihdas ederek, Üye Devletleri mevcut cezasızlık kültürüne karşı kesin önlemler almaya çağırdı. 2 Kasım tarihi, 2013'te aynı gün Mali'de öldürülen iki Fransız gazetecinin anısına özgülenmişti.
Bu dönüm noktası niteliğindeki karar, gazeteciler ve medya çalışanlarına yönelik tüm saldırıları ve şiddeti hedef alıyor. Ayrıca, Üye Devletleri gazeteciler ve medya çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek, hesap verebilirliği sağlamak, gazeteciler ve medya çalışanlarına karşı işlenen suçların faillerini adalet önüne çıkarmak ve mağdurların zararlarını giderecek çarelere eriştirebilmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çağırıyor. Dahası, devletleri gazetecilerin çalışmalarını bağımsızca ve gereksiz müdahalelerle karşılaşmaksızın yerine getirmeleri için güvenli ve elverişli bir ortamı özendirmeye çağırıyor.
Herkesin ifade özgürlüğünü korumak için
gazetecilere yönelik şiddet tehditleri
ve suçlara karşı mücadele
Gazetecilere karşı işlenen suçlarda cezasızlığa son verilmesi, tüm yurttaşların ifade özgürlüğünü ve bilgiye erişimini güvence altına alan en acil konulardan biri. 2006-2020 arasında, haber verdikleri ve halkı bilgilendirdikleri için bin 200'den fazla gazeteci öldürüldü. UNESCO öldürülen gazeteciler gözlemevine göre, her on vakadan dokuzunda katiller cezasız kalıyor. Cezasızlık ise daha fazla cinayete yol açıyor ve genellikle çatışmaların vahimleşmesinin ve hukukun ve yargı sistemlerinin bozulmasının bir belirtisi olarak kabul ediliyor.
Cinayetler, medyanın susturulmasının en uç biçimi olmakla birlikte gazeteciler bunun dışında kaçırma, işkence ve diğer bedensel saldırılara, özellikle dijital alanda tacize varıncaya kadar, sayısız tehdide maruz kalıyorlar. Özellikle gazetecilere yönelik şiddet kullanma tehditleri ve saldırılar, medya profesyonelleri için dehşet ortamı yaratıyor ve tüm yurttaşların bilgi, görüş ve fikirlerin serbestçe dolaşımından yararlanmalarını engelliyor. Kadın gazeteciler, başta çevrimiçi ortamdakiler olmak üzere tehdit ve saldırılardan özellikle etkileniyor. UNESCO'nun Ürpertici: Kadın gazetecilere yönelik çevrimiçi şiddette küresel eğilimler (The Chilling: Global trends in online violence against woman journalists ) başlıklı araştırma raporuna göre, ankete katılan kadın gazetecilerin yüzde 73'ü, çalışmalarıyla bağlantılı olarak çevrimiçi ortamda tehdit edildiklerini, korkutulduklarını ve hakarete uğradıklarını söylediler.
Birçok durumda, gazetecilere yönelik şiddet tehditleri ve saldırılar usulünce soruşturulmuyor. Bu cezasızlık, suçların faillerini cesaretlendiriyor ve aynı zamanda gazetecilerin kendileri de dahil olmak üzere toplum üzerinde ürpertici bir etki yaratıyor. UNESCO, cezasızlığın ciddi insan hakları ihlallerini, yolsuzluğu ve suçu örtbas ederek tüm toplumlara zarar vermesinden kaygı duyuyor.
Öte yandan, gazetecilere yönelik tüm şiddet tehditlerini güçlü bir şekilde soruşturan adalet sistemleriyse, toplumun gazetecilere yönelik saldırılara ve herkes için ifade özgürlüğü hakkına hiçbir hoşgörü göstermeyeceği yolunda güçlü bir mesaj veriyorlar.
BM Gazetecilerin Güvenliği
Eylem Planı'nın 10. yıldönümü
BM'de gazetecilere yönelik saldırıların ve suçların cezasız kalmamasına, çok paydaşlı ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasına yönelik ilk ortak çaba olan BM Gazetecilerin Güvenliği ve Cezasızlık Sorunu Eylem Planı, BM organlarını, ulusal makamları, medyayı ve sivil toplum örgütlerini bir araya getiriyor.
Planın kabul edilmesinden bu yana, gazetecilerin güvenliği konusu, giderek artan deklarasyonlar, kararlar ve diğer normatif metinlerin yanı sıra BM Genel Sekreteri'nin İnsan Hakları için Eylem Çağrısı'nın da kanıtladığı üzere BM'de daha yüksek bir görünürlük kazandı. Gazetecileri korumak, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'nin de bir parçası. Plan aynı zamanda hükümetler ve sivil toplum arasında uluslararası koalisyonlarının kurulmasına katkıda bulundu ve en az 50 ülkede sahada ulusal güvenlik mekanizmalarının oluşturulması türünden değişiklikler yapılmasına hizmet etti.
Ancak bu başarılara karşın, zorluklar azalmış değil. Gazetecilere karşı işlenen suçlarda yüksek cezasızlık oranı süre gidiyor ve eşi görülmemiş yeni tehdit biçimleri gelişiyor.
10. yıldönümü, BM Planı'nı Yeniden Onaylamak, Yeniden Taahhüt Etmek ve Yeniden Konumlandırmak için bir kilometre taşı rolü oynuyor.
Etkinlikler
2022 Uluslararası Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlığa Son Verme Günü'nü kutlamak üzere ana etkinlik olan Gazetecilerin Güvenliği konulu Üst Düzey Çok Paydaşlı Konferans, 3-4 Kasım 2022'de, 08:00-20:00 saatleri arasında Avusturya'nın Viyana kentinde gerçekleştirilecek.
UNESCO ayrıca, son on yıldır gazetecileri korumakta kaydedilen ilerlemeyi ve karşılaşılan güçlükleri değerlendirmek ve her bölgenin özel bağlamında başarı öyküleri ve öğrenilen dersler temelinde Planın daha etkili uygulanışını sağlayacak bir strateji geliştirmek üzere yerel paydaşlarla bir dizi bölgesel danışma toplantıları düzenliyor. Bu yıl iki tematik danışma toplantısı, internet saydamlığı ve kadın gazetecilerin güvenliği konularına odaklanacak.
Arka plan
Uluslararası İfade Özgürlüğü Değişimi (IFEX) 32 gazeteci ve medya çalışanının öldürüldüğü 2009 Ampatuan katliamının yıldönümü 23 Kasım'ı 2011'de "Uluslararası Cezasızlığa Son Verme Günü" ilan etmişti. IFEX ve diğer ifade özgürlüğü savunucusu kuruluşların yürüttükleri kapsamlı lobi çalışmaları sonucunda BM 2 Kasım'ı "Gazetecilere Karşı Işlenen Suçların Cezasızlığına Son Verme Uluslararası Günü" ilan etti.
(AEK)